Bu küçük, mavi gezegende ne işimiz var: Yaşamın anlamı hayatın kendisi olabilir mi?

“Hayatı kaybetmekten ԁaha acı bir şey varԁır, yaşamın anlamını kaybetmek.”
Seneca

Hayatınızın anlamı ne? Yaşamı değerli kılan o anlamdan bahsediyorum. Sadece nefes alıp vererek mi yaşıyorsunuz, yoksa alıp verdiğiniz her nefesin bir anlamı olduğunu mu düşünüyorsunuz? İnsan ırkı var oluşundan bu yana “Hayatın anlamı ne?” sorusuna cevap bulmaya çalışmıştır. Felsefede “Yaşamımın anlamı ne?” sorusu sorulurken, psikolojide “yaşamımı nasıl anlamlı yapabilirim?” sorusu irdelenmektedir (Steger ve Kashdan, 2013).

Steger’a (2012) göre yaşamda anlam, kişinin yaşamını anlamlandırmasını sağlayan bir hedefe, bir misyona ya da kapsayıcı bir yaşam amacına sahip olma derecesidir. Anlamsızlık, bireylerin kendilerini hedefsiz, plansız hissetmeleri ve ne yöne gideceklerini bilmemeleridir (Harlow ve Newcomb, 1990). Çoğu psikolojik problemin temelinde anlam eksikliği yatmaktadır. Bazı psikologlara göre hayatın anlam ve amacı bir bütündür. Literatürde de bu iki kavram sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Ancak Yalom’a (2001) göre, hayatın amacı bireyin yaşamı boyunca gerçekleştirmek istediği niyet ve hedefler iken, hayatın anlamı ise bireyin varoluşunun, bu dünyadaki varlığının anlamıdır.

Frankl (2010) yaşama anlam katabilmek için, mizah duygusu, doğa, sanat, gelecek beklentisi, hedef, hayattan beklenti, bir iz bırakmak, iyilik, güzellik, doğruluk, doğayı ve kültürü yaşamak gibi durumlara değinmiştir. Tüm bunları da yaşamda anlamın temel özellikleri olarak üç kategoride toplamıştır;

1. Eser yaratmak ya da iş yapmak (başarı). Bu eylemde başkasının hayatına katkıda bulunma daha çok öne çıkmaktadır.

2. Deneyim yaşamak ya da bir insanla etkileşmek (sevgi). Başka bir deyişle sadece işte değil, sevgide de anlam bulmaktır.

3. Kaçınılmaz acıyı çekmek ve değişmez ölüme karşı bir tutum sergilemek. Buradan hareketle değiştiremeyeceği bir kaderle yüz yüze gelen umutsuz bir durumun çaresiz kurbanının bile kendini aşabileceği ve böylece kendini değiştirebileceği söylenebilir. Bunun yolu acıdan kaçmamak, onunla yüzleşmek ve ondan utanmamaktır. (Yüksel, 2013)

Frankl’ın bu üç kategorisinin yanı sıra yaşamın anlamı çeşitli psikologlar tarafından farklı şekillerde ele alınmıştır. Ebersole ve Depaola (1986) yaşamın anlamı için, ilişkiler, sağlık, zevk, yardım ve inanç kategorilerini önermiştir. Das’a (1998) göre, yaşamın anlamı, insan yaşamında bazı fonksiyonlara hizmet eder. Bunlardan birincisi, anlamlar, insanın yaşaması için nedenler sağlar. Böylece eylemler anlam tarafından yönlendirilir. Bu da yaşamdaki olaylar için kontrol işlevini yerine getirir. Son olarak da anlamlar, öz-değerin oluşumunu sağlar. Böylece insanlar yaşamlarında anlam bulduklarında birçok duygusal problem çözülür ve yaşam değerli hale gelir (Yüksel, 2013). Bence kişinin yaşamının anlamı biraz da onun hayata sağladığı katkılarla ilgilidir.

Peki hayatımıza anlam katmak için neler yapabiliriz?

– Size nelerin mutluluk verdiğini düşünüp, tutkularınızın peşinden gidin.

– Her gün etrafınıza faydalı olacak bir iş yapın.

– Varlığınızla insanlara mutluluk vermeye gayret edin.

Hepimiz bize göre büyük, ama evrene kıyasla bir toz zerresi kadar küçük bir mavi gezegende yaşıyoruz. Neden burada olduğumuzu da hiçbirimiz bilmiyoruz. İşte bu belirsizlikler yumağı içinde kendimizi kaybetmememiz için, hayatımızın anlamını bulmamız çok önemli. Elbette hayatın anlamı kişiden kişiye değişecektir. Örneğin Frankl, herkes için geçerli evrensel bir yaşam anlamının olamayacağını, her birey için yaşamın anlamının farklı olduğunu belirtir (Frankl, 2010).

Bana soracak olursanız yaşamın anlamı varlığımızla dünyayı güzelleştirmek, faydalı bir insan olmak, durmadan kendini geliştirmek ve önce kendimize, sonra da dünyaya sevgi vermektir. Ayrıca unutmamak gerekir ki yaşamın anlamı biraz da hayatın kendisidir. Peki sizce yaşamın anlamı nedir? Sizlere, eğer bulmadıysanız, bir an önce yaşamın anlamını bulacağınız günler diliyorum.

Bana [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz. 2019 yılını “Kendini Sevme” yılı ilan ettim. Kendini sevmekle ilgili psikoloji egzersizlerini #kendinisevmeyılı hashtagi ile paylaştığım Instagram hesabım @ranakutvan

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:

Das, A. K. (1998). Frankl and the realm of meaning. Journal of Humanistic Education& Development. 36 (4),
199.
Ebersole P., & Depaola, S. (1986). Meaning in life categories of later life couples. Journal of Psychology, 121 (2), 185-191.
Harlow, L. L., & Newcomb, M. D. (1990). Towards a General Hierarchical Model of Meaning and Satisfaction in Life. Multivariate Behavioral Research, 25(3), 387–405. doi:10.1207/s15327906mbr2503_9
Steger, M. F., & Kashdan, T. B. (2013). The unbearable lightness of meaning: Well-being and unstable meaning in life. The Journal of Positive Psychology, 8(2), 103–115. doi:10.1080/17439760.2013.771208
Yalom, I. D. (2001). Varolosçu psikoterapi. Ankara: Kabalcı Yayınevi.
Yüksel, Ruşen, Genç Yetişkinlerde Aşk Tutumları ve Yaşamın Anlamı, Sakarya Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2013, Yüksek Lisans, pdf.

İlginizi çekebilir: Yalnızlık kader değildir: Yalnızlıktan kurtulmanız için 5 öneri

Psikolog Rana Kutvan Psikolog
İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir ... Devam