X

Bir tabu olarak seks oyuncakları ve cinselliğe etkileri

Sevgililer gününden hemen sonra arkadaşım biraz tedirgin bir sesle beni aradı. Kadınlar ve oyuncakları hakkında ne düşündüğümü sordu. Bilerek anlamamazlıktan gelip, pelüş oyuncak ayıları mı kast ettiğini sordum. Kızdığını hissedince neden böyle bir soru sorduğunu anlatmasını istedim.

Kız arkadaşının tarifi üzerine yağı almak üzere açtığı çekmecede kız arkadaşının seks oyuncağını görmüş.

Sevgiler gününde kız arkadaşının evinde romantik bir akşam yemeği sonrası yatak odasına geçmişler. Mumlar ve müzik eşliğinde dokunuşlar sevişmeye dönerken ortamdan ve belki de tavsiyelerimden etkilenen arkadaşım kız arkadaşına masaj yapmayı teklif etmiş. Kız arkadaşının tarifi üzerine yağı almak üzere açtığı çekmecede kız arkadaşının seks oyuncağını görmüş.

Meraklansa da görmemiş gibi yağı alıp masaj yapmış. Sevişmeye başlamışlar ama aklı oyuncakta kalan arkadaşım merakına yenilip kız arkadaşına seks oyuncağını sormuş. Sevişmenin ateşiyle, arkadaşımın  yeni bir şeyler denemek istediğini düşünen kız arkadaşı ise isterse kullanabileceklerini söylemiş. Arkadaşım “boş ver” deyip geçiştirmiş ama devamı gelecek diye bir hayli gerilmiş. Sonra da “düzenli ilişkisi olan bir kadın neden seks oyuncağına ihtiyaç duyar?” diye sordu.              

Arkadaşımdan gördüğü oyuncağı biraz tarif etmesini istedim. Kısa ve ince eliptik bir şekle sahip olmasından bullet denilen daha çok klitoral uyarım için tasarlanmış bir seks oyuncağı olduğunu tahmin ettim. Arkadaşım oyuncağı kendine rakip veya bir tehdit olarak görüyordu.

Gelişen teknoloji, seks oyuncaklarını da dönüştürüyor.

“Büyük bir fırsatı kaçırmışsın, aslında beraber olurken klitorise dokundursaydın hem o çok zevk alırdı hem de aldığı zevkle sana daha da ateşli anlar yaşatabilirdi” dedim. Tedirgin değil mutlu olman lazım dedim zira kendi arzuları ile barışık bir kız arkadaşın var diye de ekledim. Arkadaşım şaşırmıştı.

Her ne kadar Grinin Elli Tonu kitap ve filmi sayesinde seks oyuncakları ilgi ve kabul görüp yaygınlaşsa da hala birçok kadın ve erkek için tabu olmaya devam ediyor. Yıllar önce gizli gizli gidilen seks shoplardaki aşırı büyük, kalın plastik dildolar, garip şekilli vibratörler ve plaj topundan hallice şişme kadınlar seks oyuncağı olarak bazılarımızın aklında kalmış olabilir ama artık seks oyuncakları da teknolojik gelişmelerden payını alıyor.

En başından beri bu tarz ürünlere oyuncak denmesine şaşırıyorum aslında ama teknoloji sayesinde daha ergonomik , vücutla uyumlu ve tene yakın bir dokunuş hissi kazanmalarının yanı sıra artık seks oyuncakları da dijital çağa uyumlu hale çoktan geldi. Favorim olan, yıllar önce dizaynı ile inovasyon ödülü alan çiftlerin ilişki sırasında beraber kullanabileceği şekilde tasarlanmış we vibe marka vibratör. Bu vibratörün yeni çıkan modeli ise artık cep telefonu ile senkronize oluyor. Aynı markanın birkaç yıl önce cep telefonunuza Bluetooth ile eşleştirip  uzaktan kumanda gibi kullanabileceğiniz modeli çıkmıştı ve sevişirken titreşim modlarını değiştirmek ve çift olarak değişken hisler almak mümkün hale gelmişti. Ama bu model ile artık erkek arkadaşınızdan uzakta olsanız da beraber kullanma şansınız var. Onun telefonu sizin telefonunuzdaki uygulamaya bağlanıp oyuncağı kontrol edebiliyor. Yani bir taraftan Skype, Facetime aracılığıyla birbirinizi görüp diğer titreşim modlarını değiştirmek ve etkilerini canlı görmek mümkün. Üstelik söz konusu bu teknolojiyi kullanan tek marka değil. Birçok marka benzer özelliklere sahip oyuncaklar çıkartırken, bazı markalar da şık birer aksesuar gibi duran ürünler üretiyor.

We Vibe

İtiraf etmek gerekir ki bu gelişmelerden en çok kadınlar faydalanıyor. Erkeler için hala “vay bee” dedirtecek bir ürün çıkmış değil ya da ben bilmiyorum. Duyguların karmaşıklığı için söylenen erkekler manuel, kadınlar elektronik/dijital esprisi gerçek oluyor gibi. Kadınlar seçici olduğundan belki de, seks oyuncağı pazarı gitgide renkleniyor ve büyüyor.

Ben yatak odama veya aramıza oyuncak, hele hele elektronik bir şey sokmam diyenler olabilir. Saygı duyuyorum ama o zaman fiziksel ve mental (seks aslında bir zihin işi) aktiviteleriniz ile renklendirmenizi önerim. “Belki olabilir, bir deneyim bakalım” diyenler için ise penis halkası iyi bir başlangıç olabilir. Penis halkası, penisin üstüne gelen titreşen bölümü ile hem erkeğin penis kökünü hem de kadının klitorisini uyarıp karşılıklı zevk verecek bir oyuncak. Üstelik erkeklerin boşalmasını geciktiren ve sertliğini korumasını sağlayan bir etkisi de var. Kadınlar içinse kegel topları fena bir opsiyon olmayabilir.

O bullet vibratör daha önceki zamanlardan kalmış olabilir ama arkadaşımın sorusuna gelirsek, neden sürekli bir ilişkisi olan bir kadının seks oyuncağı olur? Aslında soru neden sürekli bir ilişkisi olan erkek mastürbasyon yapar?  sorusuna çok benzer bir soru. Güzel bir sevişmeyi hiçbir şeye değişmem ama insan bazen tek başına zevk almak isteyebilir hele de partneri o an yakınlarda veya uygun değilse.

Kadınlar seçici olduğundan belki de, seks oyuncağı pazarı gitgide renkleniyor ve büyüyor.

Burada yazdıklarıma benzer şeyleri arkadaşıma anlatım ve ona bir e-ticaret sitesinden (evet en bilinen e-ticaret sitelerinde var) bir prezervatif markasının penis halkasından sipariş verdik. Arkadaşım ilk olarak halkayı deneyip memnun kalırsa bir sonraki sefere vibratörü kullanmayı önermeye karar verdim. Deneyimlerini izin alırsam bir başka yazımda paylaşırım artık.

Teknolojinin her yere girdiği bir dönemde haz ve mutluluğumuzu artırmak için cinselliğe biraz teknolojiyi sokmak fena olmayabilir yeter ki duygularımız ve hazlarımız gerçek kalsın…

İçinde seks oyuncağı olan ve tam da Mart ayında denk gelen Balık burcu kadını hikayeme buradan ulaşabilirsiniz.

Bu yazıda da geleneği bozmayayım. Adele’nin Million Years Ago şarkısı ile tekrar hatırlanan Acılara Tutunmak şarkısının Hasan Hüseyin Korkmazgil’e ait sözlerinden alıntı yapayım: 

Aramakmış oysa sevmek 
Özlemekmiş oysa sevmek 
Bulup bulup yitirmekmiş 
Düşsel bir oyuncağı. 

Yine senden bir şiirimsi olsun diyenler içinse;

Oyuncak trenlerim vardı benim,
Ondandır tren yolculuğunu sevişim.
Yataklının sallantıları ile seviştiğimiz
Yolculuklar ile doludur hayallerim. 

 

Film olarak ise Aşk’ın yapay zeka ile ne noktaya gelebileceğini gösteren “Her” filmi bu yazımın önerisi olsun. Yazmamı istediğiniz konuları ve görüşlerini lütfen paylaşın. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

 

Yazdığım hikayelerden oluşan Kadınların Fısıldadığı Hikayeler kitap olarak yayınlandı. Satın almak için tıklayın: Kadınların Fısıldadığı Hikayeler

İlginizi çekebilir: Kadınların fısıldadıkları, erkeklerin sordukları

Hectorist: Adını İlyada destanındaki Truvalı Hector’dan alan Hectorist, psikolog olacakken finans sektöründe kariyer ve master yapan bir beyaz yakalı. İstanbul’da yaşasa da, daha önceleri hayatının birkaç yılında yurt dışında çalışan ve 2018 başında tekrar yurt dışında çalışmaya başlayan otuzlu yaşların sonunda bir erkek. Meraklı ve araştırmayı seven biri… Cinselliği ise doğal ve öğrenilip, geliştirilebilecek bir alan olarak görüyor. David Deida başta olmak üzere farklı kaynaklardan öğrendiklerini güncel tutmaya çalışıyor. İyi bir cinsel yaşamın, mutlu bir yaşamın ana unsurlarından biri olduğuna inanıyor. Kendi adıyla yayınlanan hikayeler yanında, Hectorist adıyla sosyal medyada farklı kaynaklarda yayınlanan ve yakında kitaplaşacak “Kadınların Bana Fısıldadığı Erotik Hikayeler”in yazarı. Kendi ifadeleri ile “Kendimi bildim bileli, samimi kadın arkadaşlarım, erkek arkadaşlarımdan fazla oldu, çoğu benle en mahrem sırlarını paylaştılar. Hikaye ve şiirimsi şeyler yazarken, neden bana anlatılan erotizmde içeren sırları kurgulayıp anonim olarak yazmayayım dedim ve 12 burçtan kadınların bana fısıldadığı hikâyeler ortaya çıktı. Erotizm ile romantizmi birleştirmek için her hikâyenin içine müzik, sinema ve edebiyattan bir şeyler katmaya çalıştım”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale