X

Bir otomobilin hem istediğiniz tüm özelliklere sahip olması hem de çevre dostu olması mümkün mü? 

Otomobil seçimi, pek çok kişi için, üzerinde uzun uzun ve detaylı düşünülmesi gereken bir süreç. İhtiyaçlarınızı ve beklentilerinizi karşılarken, bütçenize ve zevklerinize uygun bir araç seçebilmek için kriterlerinizi doğru belirlemeniz şart.

Tüm seçimlerde olduğu gibi, otomobil seçiminde de “zevkler ve renkler farklı” olsa da, bilinçli tüketiciler için performans, konfor ve güvenlik gibi özellikler olmazsa olmaz. Diğer yandan gün geçtikçe artan çevre bilinci, otomobil seçiminde de kendimizin yanı sıra doğayı düşünen tercihler yapmamızı destekliyor.

Peki, bir otomobilin tüm beklentilerinizi karşılarken aynı zamanda doğaya saygılı da olması mümkün mü?

Kullanıcılar bir otomobilden neler bekler?

Araç seçiminin öncelikli kriterleri sürücünün ihtiyaçlarına, yani aracın kim tarafından, nerede ve ne amaçla kullanılacağına göre belirleniyor. İhtiyaçlarınızı karşılayacak bir otomobil modeli belirlenip tercih aşamasına gelindiğinde ise, genellikle şu beklentiler ön plana çıkıyor:

Tasarım

Tasarım denildiğinde akla önce aracın dış görünüşü geliyor olsa da, otomobillerin iç tasarımı, kullanım ve sürüş deneyimi açısından belirleyici bir faktör. Aracın üretiminde ve dekorasyonunda kullanılan malzemelerin yanı sıra, tasarımının da teknolojiyle uyumlu ve konforlu bir yapıda olması oldukça önemli.

Koltukları daha fazla alan sağlayacak şekilde tasarlanan, rahat ve dinlendirici bir ortam sunan, zarif ve kendinden emin Volvo S90; akıllı ve güzel tasarımın en ileri düzeydeki yenilikçilikle uyumlu bir şekilde çalıştığı bir deneyim sunuyor. Yumuşak deri ve özel dokulu ahşap gibi en iyi malzemelerden, insan bedeninin şeklinden esinlenerek tasarlanan Volvo XC90 ise benzersiz ayrıntılarıyla yolcu konforunun yanı sıra sürüş keyfini de arttırıyor.

Güvenlik

Teknoloji ilerledikçe güvenlik kriterinin standartları, yalnızca sizi kaza anında koruyan değil, kazaya mahal vermeyen donanımlara doğru yükseliyor. Önleyici ve koruyucu güvenlik sistemleriyle donatılan araçlar, sürüş deneyimini daha kolay ve daha az stresli bir hale getiriyor.

Volvo S90 ile tanışmak için tıklayın.

IntelliSafe standartlarıyla donatılmış Volvo otomobiller adaptif hız sabitleyici, mesafe uyarısı, şerit koruma yardımcısı ve City Safety gibi özellikleriyle, otomobilinizin güvenliğini yalnızca sizi ve değil,etrafınızdaki insanları da kapsayacak şekilde genişletiyor. Volvo S90’da yer alan Pilot Assist, otomatik olarak ayarlanan hızı ve öndeki araçla mesafeyi korurken, şerit çizgilerinin içinde kalmanızı sağlamak için hafif direksiyon desteği de sunuyor.

Performans

Performans beklentisini şekillendiren en önemli kriter, aracınızı nerede ve ne amaçla kullanacak olduğunuz. Örneğin hem şehir içi hem de arazide kullanabileceğiniz, uzun yolda da yüksek performans gibi farklı beklentileriniz seçiminizi zorlaştırıyor olsa da, güzel bir haberimiz var:

T8 Twin Engine motoruyla Volvo S90, üç farklı sürüş moduyla tüm ihtiyaçlarınızı karşılamaya yetiyor. Volvo S90’ın Hybrid modu günlük kullanımda yumuşak ve verimli sürüş sağlarken; Pure Electric modunda yolculuklarınız sessiz ve sıfır atıklı. Power modu ise benzinli ve elektrikli motorun gücünü birleştirerek size maksimum performans sağlıyor.

Teknoloji

Teknolojinin sunduğu olanaklar hayatımızın her alanında vazgeçilmez hale geldiğinden, araç seçiminde de teknolojik detaylar büyük önem taşıyor. Otomobillerde sürücü yardımının yanı sıra iletişim ve eğlence için sunulan teknolojik detaylar, araç keyfini arttırıyor.

Volvo XC90 ile tanışmak için tıklayın.

Volvo XC90’da yer alan Sensus Connect, Sensus Navigasyon, Pilot Assist, yol bilgisayarı gibi özellikler sürüş deneyimini kolaylaştırırken sürüş keyfini de arttırıyor.

Doğa bilinci ve çevre dostu olması

Gün geçtikçe artan doğa bilinci, otomobil seçiminde yukarıda saydığımız kriterlerin yanı sıra doğala dönüşü de destekliyor. Yüksek performans ve teknolojiyle donatılmış çevre dostu otomobiller sıkça tercih ediliyor. Peki, çevre dostu otomobil ne demek?

Doğaya zarar vermeyen, çevre dostu otomobillerin en önemli özelliği karbondioksit gaz salınımının azaltılmış olması. Otomobillerin çevreye verdiği en büyük zarar karbon emisyonu; çünkü egzozdan çıkan karbondioksit hava kirliliğinin en büyük nedenlerinden biri. Dolayısıyla fosil yakıt tüketimini azaltan, elektrikli ya da hibrit araçların çevre dostu olduğunu söyleyebiliriz.

Çevre dostu araçların bir diğer özelliği yakıt tasarrufu sağlıyor olması. Fosil yakıtlar, pahalı olmalarının yanı sıra, sınırlı ve tükenen bir kaynak. Dolayısıyla dünyanın geleceği için, yakıt tasarrufu sağlayan elektrikli ya da hibrit araçlar, oldukça değerli bir seçim.

Değişim zamanı: Volvo ile “Doğal’a Çevir”

1970’li yıllardan beri elektrikli hareket sistemleri üzerinde çalışan 2017 yılında ailesindeki her otomobili elektrikli hale getirme taahhüdü ile yola çıkan Volvo Cars, değişim dönemini başlatıyor. Elektrikli araçlarında kullandığı teknolojilerle araçların gücünü ve çevresel ayak izini iyileştiren Volvo ile verimlilik ve düşük karbondioksit emisyonları için güçten ve üstün sürüş özelliklerinden ödün vermenize gerek kalmıyor.

Hiç kimse her şeyi yapamaz ama herkes bir şeyi yapabilir. “Pure” moduna geçerek, günlük işe gidiş gelişler veya kısa gezilerde sessiz bir yolculuk yaparken hiç yakıt tüketmeyecek ve hiç egzoz gazı üretmeyeceksiniz. 

Bu içerik Volvo katkılarıyla hazırlanmıştır. Siz de Volvo elektrikli araçlarla tanışmak için tıklayın.

Volvo: Yaptığımız her şey insanla başlıyor. Bu nedenle insanların hayatlarını daha kolay, daha güvenli ve daha iyi yapma misyonumuz bize çok doğal gelen bir şey. Volvo Cars'ın doğal yaklaşımı bu. Her zaman olduğu gibi şu anda da üç temel değerimize çok önem veriyoruz: güvenlik, kalite ve çevreye saygı.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale