X

Bir aşk hikayesi: Chico

Yıl 2014. Aralık ayı. Yeni bir eve taşınmışız. Oğlum 12, kızım 9 yaşında. Her gün köpek sahibi olmanın hayalini kuruyorlar. Yavru köpeklerin fotoğraflarına bakıyorlar ve bizim de olsun lütfeeen… diyerek babalarına yalvarıyorlar. Kendi kafalarınca sorumluluk dağılımları yapıyorlar: Tuvalet ihtiyacı için kim hangi gün hangi saat aralığında görevli olsun, yemeğini kim verir, otur, gel, elini ver komutlarını nasıl öğretebilirler, vs. Bu keyifli hayaller her seferinde aynı duvara çarpıyor: “ANNE”.

Evde köpek… Zaten korkarım… Bir de golden, labrador seviyorlar… Kocamanlar… Tüyleri de çok dökülüyor onların. Ah ya salyaları… Yok yok yapamam ben…
Çocuklar şimdi beraber de yatmak isteyecekler… İkisi de alerjik! Yok yok yapamam ben…
Ya kokarsa bütün ev? Mutfakta köpekle yemek yaptığımı düşünemiyorum.
Ama çok seviyorlar… Dört kişilik bir aileyiz ve üçü çok istiyor bir tek ben istemiyorum. Adil mi bu şimdi? Ne mutlu olurlar gelse… Yok yok yapamam ben.
Biliyorum tüm yük bana kalacak. O hevesle hazırlanan listeler sınavım var, arkadaşımla dışarı çıkıyoruz, maçtan sonra gibi bahanelerle rafa kalkacak ve bana kalacak her şey. Yok yok yapamam ben…
Ama çok seviyorlar… Belki ben de severim… Aralık kızımın Ocak da oğlumun doğum günü. İkisinin ortasına denk gelse ne müthiş bir sürpriz olur… Bayılırlar…
Yapar mıyım ben?

Böylece gizliden gizliye çok büyük heyecan ve korkuyla eşime tamam ya girelim bu işe dedim ve ertesi gün Chico bizdeydi. 2 aylıktı bir kutunun içinde geldiğinde. Top yumağı gibiydi. Kocaman patileri dikkatimi çekti. Eşim bayağı büyük bir Golden olacak bu dedi. İçimden “oh harika!” dediğimi hatırlıyorum…

Ne büyük mutluluktu ev halkı için anlatamam. İnanamıyorlar babalarına kimin bu tatlı köpek, ne zamana kadar bizde kalacak gibi sorular soruyorlardı. Bizim artık bu yavru ve adını da Chico* koydu anneniz demesi çocuklarıma yeterli gelmiyordu. Ben onlara gülüyor ama uzaktan ve temkinle yaklaşıyordum her şeye.

*Chico: İspanyolca küçük çocuk demek.  Yaklaşık 40 kiloluk kocaman bir köpeğe bu ismi koymuş olmam bile içimdeki paradoksu anlatmaya yetiyor bence…

Yıl 2023. Eylül ayı. Yeni bir döneme giriyoruz evimizde. Oğlum 21 yaşında yurt dışında okuyor. Kızım 18 olmak üzere ve o da yurt dışında okuyacak. Yeni bir döneme giriyoruz evimizde dedim ya…. Alışmak gerek. N’apalım ben de Chico’ya sararım herhalde diyorum avutmak için kendimi.

İşte böyle bir zamanda gitti Chico.

Yok öyle Aylin Hanım birinin yerine birini koymak dedi; korkularınla yüzleş dedi de gitti Chico.

Beni büyüttü de gitti Chico.

Yuval Noah Harrari’nin Sapiens adlı kitabında okumuştum. İnsanoğlunun 15 bin yıl önce ilk evcilleştirdiği hayvan, köpek ve her iki cinsin de gelişimleri ve evrimleri birlikte devam ediyor. İki türün arasında oluşan bağ daha derin. Hatta diğer hiçbir tür ile kurulamayacak kadar güçlü. Bunu her geçen gün artan köpekli insanlarda görüyoruz. AVM’lerde arabayla gezeninden tutun da lokantalarda sandalyede oturanlarına kadar. Bağ güçleniyor ve bunu deneyimliyorsunuz. Chico benim ihtiyaçlarıma ve korkularıma duyarlı bir şekilde dahil oldu ailemize. Biz de eğittik belki onu bu yönde ama inanıyorum ki o beni anladı ve bana göre davrandı. Aramızdaki bağ ev halkının bağından çok farklıydı. İmkansız aşklar gibiydi biraz… Belki de ondan Chico tüyleri dışında hiçbir sorun yaşatmadı bana. Onu da tıraş ederdik labradora dönerdi bir iki ay. Sonra yavaş yavaş uzardı… Tüm korkularımın aslında kendi sınırlayıcı düşüncelerimden geldiğini yaşayarak öğretti bana. Gözümün içine baktı sevgiyle her seferinde.

Ne boş boş havlardı ne de yalardı. Hele hele ısırmak asla… Oyun için bile ısırmazdı. Tek zaafı yemekti. Derin uykudan bir çekirdek için uyanır, üşenmez gelir, kendi payını beklerdi. Ondan korkana yanaşmaz, sakinliğiyle insanı kendine çekerdi. Ufak tefek yaramazlık yapsa gözlerine kısar, boynunu eğer, sen daha fark etmeden kendini ele verirdi.

Sessiz bir bilgeydi o.

Aileme köpek sevgisini öğretmeye gelmiş bir bilge.

Köpek sahibi olanlar bir bebekle, kedi sahibi olanlar ise bir ergenle yaşamayı deneyimler diye bir yazı okumuştum.

Kedi sahibi olmadım bilemem ama köpek sahibi olmanın insanı, hele benim gibi konuya uzak duran bir insanı nasıl büyüttüğünü deneyimlediğim için bu konuda kararsız kalanlar bu satırları daha dikkatli okuyabilir 🙂

  • Öncelikle düzenli hareket etmeniz için bir fırsat. Köpeğinizin egzersiz ihtiyacı sizi de aktif tutar.
  • Stresli zamanlarınızda tam bir anti-depresan görevi görür. Halinizi anlar ve yanınızdan ayrılmaz. Kendini sevdirir. Onu sevdikçe sıkışmışlığınız hafifler rahatlarsınız.
  • İdeal dosttur. Dinler, hiç soru sormaz ve seni yalnız bırakmaz.
  • Bağışlayıcıdır. İş, seyahat ya da başka her ne sebepten olursa olsun yalnız kaldığında sana (uzun süre) küsmez.
  • Güldürür, neşelendirir.
  • Sevgi doludur ve bunu göstermekten asla çekinmez. En zor zamanlarında bile kuyruğunu sallayarak sevgisini ifade eder.
  • Köpekli çok insan var. Yeni bir network kurmamanız mümkün değil. Kim bilir yeni bir arkadaşınız, sevgiliniz ya da müşteriniz belki de köpek buluşmalarında tanıyacağınız biri olacak…

Köpekler doğaları gereği sürü halinde yaşamaya ve bir lideri takip etmeye eğilimliler. Lider yoksa kendileri lider olur. Köpeğinizin lideri olun. Kuralları koyar ve siz de bu kuralları uygularsanız dengeli, keyifli bir ilişkiniz olur; onu mutlu olsun diye serbest bırakırsanız zarar verici ve zorlayıcı bazı davranışlara ve hatta alışkanlıklara katlanmak zorunda kalırsınız. Sonuç olarak o bir köpek ve bazı dürtüsel tepkileri var. Sadece bir heves ya da oyuncak gibi sıkılana kadar köpekle birlikte yaşayan ve sonra ormana sözde “doğal” habitatlarına onları terk eden aileler var maalesef. Özellikle yazlıklarda sokaklarda başıboş dolaşan cins köpekleri görünce daha çok anlıyor ve üzülüyor insan.

Bu hayatınızın uzunca bir döneminde size eşlik etmek üzere gelen bir can. Can olduğunu unutmadan evinizde bu saf sevgiyi deneyimleyebilmenizi dilerim.

İlginizi çekebilir: Zihnimin kontrolü kimde?

Aylin Geron: Ben Kimim? Yaşam boyu öğrenci, öğretmen, eğitmen, koç, danışman, mentör, yazar FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Mezunuyum. Lisans eğitiminden sonra Sabancı, Harvard, Universiteit Leiden gibi seçkin kurumlardan eğitimler aldım. Detayları https://aylingeron.com/hakkimda/ bulabilirsiniz. Hayatıma yön veren en önemli değerlerden biri fayda sağlamak. Öğrenciyken arkadaşlarıma, çevremdeki çocuklara öğrendiklerimi paylaşarak başladım. Mezunu olduğum okula İngilizce öğretmeni olarak geri döndüğümde de çocuklarla ve gençlerle birlikte bu değerimi yaşatmaya çalışıyorum. Onlara fayda sağlarken ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Her zaman öğrenmeye, değişime, yeniliğe meraklı ve hevesli oldum. Kendimi tanıma yolculuğuna çıkışım özgürlüğe verdiğim önemi ve yaşam tutkumu fark ettirdi: Öğrenme aşkı. Gençlerle öğretmenlikten öte bir yerlerde buluşma arzum ile önce 201eğitim ve öğrenci koçluğuna yöneldim. Ebeveyn koçluğu, DEHB koçluğu, mindfulness derken bilinçdışı ve Jung koçluğu ile tanıştım. Halen çocuklarla, gençlerle, ebeveynlerle ve hayatına değişim getirmek isteyen insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum. Ben büyürken çevremi de büyütmek.. İşte mottom! İletişim: aygeron@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale