Bilinçaltımızı temiz tutma sanatı: Tüketim alışkanlıklarımızın farkında mıyız?

Günümüz dünyasında her birimiz her an çok çeşitli uyaranların etkisi altındayız. Yüzlerce sene önce yaşamış olan atalarımızın aksine artık toprağa değemiyor; dalından meyve toplayamıyor, temiz kaynaklardan ‘yeterince’ beslenemiyoruz. Binlerce yıllık fabrika ayarlarımızın aksine bedenimize hiç iyi gelmeyen işler yapıyor, sosyal medya reklamları aracılığıyla sürekli yeni koşullamalara maruz kalıyoruz. Bugünkü konumuz tüketim alışkanlıklarımız. Hangi tüketimi bilinçlice, gerçekten ihtiyacımız olduğu için yapıyoruz? Sosyal medya aracılığıyla tüm eğilimlerimizi, alışkanlıklarımızı öğrenen yapay zeka algoritmaları gelecekte zihnimize/seçimlerimize daha da fazla hükmedecek olabilir mi?

Bakınız bu araştırmaların üstadı sevgili Sinan Canan ne diyor:

“Beynimiz, internet aracılığıyla karşı karşıya kaldığı etkileşim ve bilgilerin gerek yoğunluk gerekse kaynağa ulaşmak bakımından gerçekliğini sınayabilme kabiliyetini gittikçe kaybediyor. Yoğun veri bombardımanı, beynimizin analitik düşünme ve karar verme sistemlerini aşırı yükleyerek devreden çıkartıyor ve “otomatik pilot” etkisi altında davranış gösteren bireylere dönüşüyoruz. Bilinçsizce tıkladığımız reklamlar, yarı bilinçli halde beğendiğimiz gönderiler, hatta metin ve sorgulama kutularına yazıp göndermeden sildiğimiz metinler dahi büyük veri tabanlarına işleniyor. İnsan davranışlarını tahmin etmek amacıyla geliştirilmiş yapay zekâ algoritmalarının en önemli ihtiyacı olan “eğitim amaçlı büyük veri” işte bu bilinç dışı kullanımlarımız sayesinde bir sel gibi uluslararası sunuculara akıyor. Gigabaytlarca veriyi örüntü analizleri ile inceleyip buradaki örüntüleri gittikçe daha iyi öğrenen yapay zekâ algoritmaları, bizlere “tam da istediğimiz zaman istediğimiz şeyleri sunan” ve “bizleri her an daha fazla veri göndermeye istekli” halde tutan her türlü numarayı yapabilir hale geliyorlar.” Sinan Canan (İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 2. Kitap)

Modern teknolojinin ısrarcı, dikkat dağıtan tüm uyaranlarına dahil olmayıp “aydınlanmayı”, “kendimiz olma halini” seçebilecek miyiz? Moda değiştiği için yenisini almaya yeltendiğimiz 25. tişörtümüzü almak yerine ruhumuza iyi gelecek, bize iyi hissettirecek olumlu alışkanlıklar kazanabilecek miyiz? Gerçekten ‘maddenin’ ötesine geçebilecek miyiz?

Oysa ki yaşam sadece seçimlerimizden ibaret…

Amerikalı Bilim Adamı Dr. David Hawkins frekanslarımızı anlattığı “Güce Karşı Kuvvet” kitabında diyor ki: “Aydınlanma, gerekli adımları uygulamanın zorlukları yüzünden değil, modern toplumlarda çok az insanın ilgisini çeken bir durum olduğu için nadir görülür. Sokakta bin kişiyi durdurup “Hayatta en çok istediğiniz şey nedir?” diye soracak olsak kaç kişi “aydınlanmak” diye cevaplar?”

Kendi en yüce versiyonunuza ulaşma yolculuğunuzda size çokça hizmet edecek olan Thetahealing ve Jean Adrienne Arınma Sistemi yöntemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve seminer takvimimize www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir, hediye çalışmalarımdan ve grup seanslarımdan faydalanabilmek için Instagram ve Youtube hesabımı takip edebilir ve her türlü sorunuzu  [email protected] mail adresim üzerinden bana iletebilirsiniz.

Tekrar görüşünceye dek…

Sevgiyle kalın…

İlginizi çekebilir: Sonsuz yaratımın içinde düşünceler maddeleşir ve deneyime dönüşür

Esin Demir Thetahealing Eğitmeni
2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Spiritüel gelişim merakı 2009 yılında, Japonya’ya bir yaz stajı programı ile gittiğinde başladı. Bu ilginç ... Devam