Anksiyete ve zeka arasında nasıl bir ilişki var?

Yapılan son çalışmalar “Anksiyete ve zeka arasında nasıl bir ilişki var?” sorusuna odaklanarak aradaki ilginç bağlantıyı ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre aşırı endişeli ve sürekli anksiyete eğiliminde olan kişilerin beyinlerindeki algılama gücünü yöneten kısımda çok fazla spontane aktivite gerçekleşiyor.

Korku zekayı keskinleştiriyor

Bilimin kabul ettiği evrensel zeka tanımı “Koşullara ayak uydurabilme ve problem çözme becerisi” olarak literatüre geçmiştir. İşte bu araştırma, anksiyetenin önemli bir zeka belirtisi sayılmasını şu şekilde açıklıyor: Kişinin duyduğu korku ve kronik endişe, başına gelebilecek potansiyel tehlike ve sorunlara daha hızlı ve daha etkili çözümler üretebilmesine yardımcı oluyor. Yani bir diğer deyişle, anksiyete eğilimli kişilerin zihinlerini, müsabakaya daima hazır, formda bir atlete benzetebiliriz. Bu işleyiş, fazlasıyla rahat ve kaygısız olanlarda ise tam tersi şekilde gerçekleşiyor.

İlginizi çekebilir: Kaygı bozukluğu ile başa çıkma yolları: Endişelerden ilham almak

Öte yandan, kronik endişe sorunu yaşayan insanlar bazen de var olmayan tehlikelere karşı endişe duyarlar. Bu da aslında onların hayal güçlerinin daima canlı ve aktif kalmasını sağlayan bir diğer önemli faktördür. 2015 yılında yayınlanan önemli bilimsel yayın Trends in Cognitive Sciences’da da zeka ve anksiyete ilişkisi uzun uzun ele alınmıştı.

Endişeli zihin=Odaklanmış zihin

Anksiyete bozukluğu yaşayan insanlar, bu durum kendilerine daimi bir sıkıntı ve stres yüklediği için bu durumdan pek hoşnut olmasalar da bilim insanları anksiyetenin de tıpkı stres gibi -dozunda olmak kaydıyla- bir avantaj olduğuna değiniyorlar.

İlginizi çekebilir: Beynin işleyişine ışık tutan 6 psikolojik etki

2012 yılında İsrail’de yapılan bir deneyde, katılımcı olarak yer alan 80 öğrenciden önlerindeki yazılım vasıtasıyla, bir sanat eserine değer biçmeleri istendi. Ancak bu yazılım, araştırmacılar tarafından müdahaleye uğramıştı. Yani deney boyunca katılımcılar, aslında bir virüs ile başa çıkmak zorundaydılar. Bu noktada katılımcılar, sorunu çözmesi için bilgi işlem yetkililerine ulaşmaları konusunda cesaretlendirildi.

Kısıtlı süre içinde bunu yapamayan adaylardan bazıları anketi yarım bırakıp odayı terk etti, bazıları diğer katılımcılardan yardım istedi; bazıları ise uzun ve stresli bir çaba sonunda bilgi işleme ulaşarak sorunun çözülmesini sağladı. Sorunu çözmeyi başaran ve sayısı sadece 2 olan katılımcıların endişe seviyeleri, diğer tüm katılımcılardan çok daha yüksekti.

Kaynak
Lifehack.org

İlginizi çekebilir: Beyniniz, karakteriniz hakkında neler söylüyor: En sık görülen 5 farklı beyin tipi ve özellikleri

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!