X

“Benim frekansım, benim hayatım!” diyebilmek: Hangi frekansta olmayı seçiyorsunuz?

“Evrenin her kademesinde titreşim yasası işler. Tamamen benzer titreşimlerin birbirine çekildiği otomatik bir simülasyonda yaşanan ve tekamül merdivenlerini tırmanmaya çalışan ruhlarız. Dolayısıyla kendinizi değersiz bir insan olarak görürseniz; kendisini değersiz gören insanlarla ve size daha da değersiz hissettirecek olaylarla manyetik bir çekime girersiniz. Kendinizi değerli, özel ve sevgi dolu olarak görürseniz; aynı ferkansa sahip kişi ve olayları çekersiniz. Bu yasanın işleyişini gerçekten artık başkalarını yada kaderi suçlama yanılgısına düşmez. Başınıza gelenler için zihnizi yada daha önemlisi kalbinizi yoklayın, ruhunuzu adım adım yükseltmenin yolu budur…”
Eren Ener

Hayat bir başkasının hayatı mıdır?

“Ben çok istedim ama olmadı, nasıl olsa ben ‘buna’ layık değilim…” “Nasıl olsa bu kader bana gülmez.” “Nasıl olsa yine şanslı kişi ben olmayacağım.” “Nasıl olsa bugüne kadar istediklerimi kazanamadım, neden bugünden sonra farklı olsun?” “Savaşmaya, emek vermeye değer mi?” “Ben yeterince iyi değilim.” “Ben yeterince güçlü, yeterince olgun, yeterince yetenekli, yeterince şanslı, yeterince uygun, yeterince ‘her ne olunması gerekiyorsa’ (!) o değilim.”

Bu paragrafı okuduğunuzda ne hissettiniz? Sizce bu paragraf bir insanın bu hayatta olmak amacını yansıtıyor mu? O amaca hizmet ediyor mu? Veya okurken bile içinizden “Kendisi hakkında böyle şeyleri nasıl düşünebilir?” diye sorguladınız mı? Bu o kadar da anlaşılması zor bir durum değildir aslında. Birçoğumuz kendimiz için bunu yaparız. O gün iyi bir not alamadığımızda, “Zaten yeterince çalışmamıştım, ben bunu hak etmedim” diye kendimize yükleniriz. Evet bazılarımız ders çıkarır, “Daha fazlası için odaklanacağım!” der. Ama birçoğumuz ne yaparız? “Nasıl olsa yüksek not alamıyorum, nasıl olsa bu sınavı geçemiyorum, nasıl olsa benden daha iyileri var, nasıl olsa o şanslı kişi ben olmayacağım” der ve yolumuza aynen o “nasıl olsalarımız” ile, hayatımıza çağırdığımız gibi, yani öyle “titreştiğimiz” gibi, yani “değersiz” gördüğümüz kendimizi değersiz görmemizi sağlayacak daha pek çok olay ve kişi ile, yani beceriksiz görüyor isek kendimizi, bunu bize gösterecek bambaşka kişiler ve olaylar ile devam ederiz…

Peki ya farklı bir yön varsa? Ya gerçekten bir ay boyunca her an şu paragrafı kendi kendimize tekrar etseydik:

Bu hayatta olmak amacım burayı daha iyi, daha güzel, daha yaşanır, daha enerjik bir hale getirmek… Bugün burada ben benim gibi olan tüm kendine güvenmişleri bekliyorum, yollarımda onlarla karşılaşacağımı biliyorum ve şimdiden bana öğretecekleri ve eşlik edecekleri için onlara teşekkür ederim. Ben bu hayata, ben bu akışa, burada olmaya ve bu dünyayı benliğimle yoğurmaya layık kişiyim, ben o muhteşem yaradanın bir yansımasıyım, ben bugün olduğum gibi bu hayatın bana bahşettiği tüm güzellikleri, tüm şansı, tüm zenginliği, bolluğu ve bereketi kabul ediyorum.

İşte, hayatımızın akışını değiştirmek, “benden” geçen bir ırmağın yönünü değiştirmek gibidir. Eğer bunu yapmak istiyorsanız bugün içinize bakın… Kendinize kendiniz hakkında ne söylemektesiniz? Kendinizi kendi ellerinizle bu hayatta nereye koymaktasınız? Bugün koyduğunuz bu yerden memnun musunuz veya daha farklı yapabilecekleriniz var mıdır? Kendinizi daha fazla sevmek veya kendinizi daha değerli görmek veya sadece kendinizi daha fazla büyütmek kadar kolay olan bu yolu görmeye ve bu yola çıkabilmeye hazır mısınız?

Yol sizinle olsun!

İlginizi çekebilir: Başarının yedi spiritüel yasası: Yedinci yasa “hayatın amacı”

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale