X

Bakış açını değiştirip tüm canlılara empatiyle yaklaşabilir misin?

Tuhaf bir haller oluyor bana bu ara… Sanki daha bir hissetmeye başladım insan ırkı dışındaki canlıları… Artık ağaçları kesenlere daha çok sinirleniyorum, yürüyüş yaparken karşıma çıkan çiçeklere “Sizi görüyorum. Çok güzelsiniz, iyi ki buradasınız” diyorum, avlanmaya çıkanları anlayamıyorum, hayvanları zevk uğruna nasıl öldürebilirler diye, hele o hayvanlara tecavüz edenler…

Bakış açını değiştirip tüm canlılara empatiyle yaklaşabilir misin?

Şimdi de hayatımın dönüşüm noktalarından birindeyim sanırım. Bir anda vejetaryanlığın ne olduğu, tam olarak ne düşündükleri, hissettikleri konusunda içimde bir merak uyandı. Bir anda dediğimiz şeyler de bir süreç aslında… Biz fark etmeyebiliyoruz gelişim sürecini. “Bir anda” diye tanımladığımız durum sadece bilinç yüzeyine çıktığı zaman oluyor genelde.

Etle beslenen bir insanım. Bugüne kadarki hayatım böyle geçti en azından. Ve içimde uyanan merakla ise sadece vejetaryanların/veganların bakış açılarını görmek istedim. Vejetaryan bir arkadaşıma bu konuda sorular sorarken bana bir kitap tavsiye etti: Sharon Gannon’un Yoga ve Vejetaryanlık isimli kitabı. Okudum. Okurken epey bir rahatsız oldum, bazı kısımlarda perişan oldum. Derken kitap bittiğinden beri pek et de yiyemez oldum. “Vejetaryanım” demek fazla iddialı ama ben de “bana neler oluyor?” diyorum şu sıra.

Yoga ve meditasyon yapanlar genelde bu kavramlara çok yakındır. Ben de hiç öyle bir şey yoktu. Kalıplara da girmekten hiç hoşlanan bir insan değilim zaten. Esnek olmalı insan. Yoga da yapabilir, aynı anda et de yiyebilir. Ne olmuş yani? Bunu söylüyorum çünkü çok var direkt kalıplara sokmaya çalışan insanlar. “Yoga, meditasyon mu yapıyorsun, o zaman et de yemiyorsun, o zaman içki de içmiyorsun“… Ne alaka arkadaşım? Hepsini de gayet güzel yapıyorum! Neden genelliyoruz? Neden illa tek bir kalıba girmek zorundayız?

Şimdi de hayatımın dönüşüm noktalarından birindeyim sanırım. 

Fakat dediğim gibi son zamanlarda bende de bir haller olmaya başladı bu konuda… Bilgi edindikçe şu an istesem de yiyemiyorum. Mesela bugün dışarıdaydım, açlıktan ölüyordum ve sadece üç seçenek sunuldu bana: tavuk, balık, köfte. Köfte dedim. Hayatım boyu bayılarak yediğim, bildiğiniz köfte… Geldi önüme ve yiyemedim! Kendime şaşırdım. “Gamze saçmalama daha neler?” bile dedim kendime ama yiyemedim, içimden gelmedi.

Bu arada “illa bunu yapacağım, böyle olacağım” da demiyorum bunları anlatırken. İnsan içinden geleni yapmalı. Zorla mümkün değil, olmuyor zaten. Eğreti duruyor insanın üzerinde. Dedim ya esnek olmak lazım. Canım isterse yerim tabii ki yine ama ben şu an içimde bulunduğum durumu paylaşıyorum sizlerle. Nerelere evrilecek ben de merak ediyorum.

Yemek yerken bir süre atları izledim. Üşüyorlar belli ki…

Şu anda Erzurum – Kars gezisindeyim. Meşhur Çıldır Gölü’ne gittik bugün. Her taraf bembeyaz, enfes! Olayı ise atlarla kızak yapıyorsunuz gölün üzerinde. Yemek yerken bir süre atları izledim. Üşüyorlar belli ki. Dışardan da insanların çekiştirerek buz üzerinde onları koşturmasını izlemek içimi acıtmadı değil.

İndik göle. Herkes turistik biniyor atlara. “Ben binmeyeceğim” dedim içimden. “Bu atlara verilen zarara ortak olamam“… Ama sonra bindim ben de biliyor musunuz? Neden bilmiyorum. Bana insanlar garip bakmasınlar diye belki de. Bu düşüncelerle olunca da keyif almadım bu aktiviteden doğal olarak. Zaten bir hayvanı buzda sürerek nasıl keyif alsın insan o ayrı. İndiğimde ise: “Neden yaptın Gamze, istemiyordun ki zaten bunu?” diye iç ses konuşmaya başladı.

Çevremdekilerden farklı olmaktan korktum o an sanırım. Ama kızmadım kendime, küçümsemedim kendimi. Aksine şefkatle dedim ki: “Tamam Gamze’ciğim bugün merkezinde kalamadın evet. ‘Başkaları ne düşünür’ ağır bastı ve böyle yaşamaktan hiç hoşlanmıyorsun doğru. Ama bugün olduysa belki de bu da yolunun bir parçasıdır. Merkezinde kalmanın başka bir açıdan ne kadar önemli olduğunu görmüş oldun bu deneyimle sen de kişi için. Kendin olmak, kendi doğrularının arkasında dimdik durmak; merkezinde sağlam durmak ne demek anladın değil mi?

“Nereden çıktı şimdi bu hassasiyet? Nereden çıktı şimdi bu vejetaryanlık merakı?” diye. Cevabı da buldum sanırım.

Hem de kalbimin derinlerinde hissederek anladım! Ve ben kendin olmanın, merkezinde kalmanın önemini çok kuvvetli bir deneyim içerisinde gördüm. O yüzden iyiki yaşadım! Kendine kızarak, gürleyerek yaklaşmayınca nasıl hafif akıyor aslında hayat…

Düşünüyordum bu ara: “Nereden çıktı şimdi bu hassasiyet? Nereden çıktı şimdi bu vejetaryanlık merakı?” diye. Cevabı da buldum sanırım. Yoga ve meditasyon aracılığıyla hepimizin bir bütünün sadece parçaları olduğunu daha içten hissetmeye başladıkça, birlik bilinci daha insanın kalbine yerleşmeye başladıkça, daha doğrusu gerçeğini hatırladıkça, böyle oluyor sanırım.

Ağacı, atı, kuşu, çiçeği, denizi kendinizin bir parçası olarak görmeye, hissetmeye başlıyorsunuz. Sanki onlara atılan çöp benim üzerime atılıyor ya da onlara edilen eziyet bana ediliyor gibi bir his. Bu düşünerek olacak bir şey değil. Hiç o hislerde değilken zihinden: “Ben de böyle olacağım artık” gibi akılla verilen bir kararla olacak iş hiç değil. İçiniz bu şekilde hissetmeye başlıyor birlik bilincine yaklaştıkça, özümsedikçe. İşte bundan memnunum, hem de çok memnunum. Kendime doğru harika yol alıyorum her geçen gün. Sonsuzluğun keşfinden çok keyif alıyorum. Aferin Gamze, aferin sana. Devam! Kendine, bütününe doğru devam! Bugün benden böyle işte.

Hepimizin birbirinden ayrı gayrı olmadığını, gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduğumuz her canlının kendi parçamız olduğunu kalpten hissedeceğimiz nice hayatlara… Çok çok bol bol sevgiyle…

İlginizi çekebilir: İçimizdeki pusula: İçgüdü, kalp sesi, altıncı his

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale