X

Bağımlılıklarımız ne anlatıyor: Bağımlılığın altında yatan nedeni keşfedin

İnsanoğlu bağ kurmadan derinlikli yaşayamaz. Doğası gereği bitkiyle, sahiplendiği hayvanla ve ilişki halinde olduğu ötekiler ile bağlar kurarak yaşamını zenginleştirir. Bağ kurmadan yaşadığımız hayatlar, derinliksiz ilişkiler, aslında kendimizi içinde yalnızlığa mahkum ettiğimiz cansız hayatlara dönüşür.

Ancak kişi, hayatındaki tek bir bağı yaşamının merkezi haline getirip ona fazlaca yatırım yapabilir. Bu durumda bağlar artık bağımlılığa dönüşüp yaşamınızı garanti noktasından yaşama amacına hizmet eder aslında.

Yani örnek vermek gerekirse, partneriniz için yapmayı göze alamadığınız hiçbir şey yok. Yapmayı istediğiniz her şeyde o da olsun istiyorsunuz ya da görüşme zamanınız daha önce arkadaşınızla yaptığınız bir plana denk geliyorsa, arkadaşlarla yapılan planı iptal etmek geliyor içinizden gibi, belki de çocuğunuzu hayatınızın tam merkezine koymuşsunuz.

Kendinize ya da sosyal çevrenize bile vakit ayırmak içinizden gelmiyor. Uyku ve beslenme zamanları değişecek diye gün içindeki sıradan işlerinizi bile ona göre ayarlamışsınız. Tüm gün birlikte vakit geçirip oynamak, hatta beraber uyuyakalmak bile sizin için günlük rutin haline gelmiş, öyle ki partnerinize bile zaman ayıramıyorsunuz. Başka hiçbir şey düşünecek, hiçbir şey ile ilgilenecek vaktiniz kalmamış. Bu size iyi de geliyordur aynı zamanda.

Her şey bağımlılığa dönüşebilir, illa madde ve alkol gibi klişe olan, toplum tarafından hoş karşılanmayan şeyler olması gerekmiyor. Örneğin çalışmak, toplumun yücelttiği bu davranış da işkoliklik ucunda aslında bağımlılığa dönüşmüş bir şekliyle çıkabilir karşımıza. Alışveriş yapmak; kendimize almayacağımıza dair verdiğimiz sözler yeni bir ayakkabıyı görmenizle son bulur.

Yine aynı şekilde yemeyeceğimize söz verdiğimiz o tatlı öyle bir zamanımızda bize göz kırpar ki iki porsiyon yeriz bir anda. Bu ara çok duyduğum bir tür; fazla televizyon izleme. Akşam eve geldiğimizde saatlerce boş boş ekrana bakıp sezon sezon dizi izleme gibi mesela. Ya da yemekten sonra çoluk çocuk yatınca içilen alkol ya da keyif almak için yaptığımızı düşünüp de aldığımız maddeler de aslında birer bağımlılıktır. Süregelen bir hal alıyorsa hayatımızda…

Bu örneklerin ardından sorulabilecek en güzel soru “Kendimize bunu yaparken aslında neden kaçıyoruz?” Ya da “Ne ile yüzleşmek istemiyoruz da kendimize bir kalkan oluşturduk?” Belki de arkasında saklandığımız, sığındığımız bir tür duvar…

Çok çalışarak, fazla mesai saatlerine kalarak yalnızlığımızdan kaçıyoruz belki. Fazla alışveriş yaparak, durmadan satın alarak hayatımızdaki bir boşluğu doldurmaya çalışıyoruz belki. İlişkimizde partnerimize bağımlı hale gelerek onu garantilemeye çalışıyoruz belki. Garantiler aşkı tekdüze kılar ve canlılığı öldürür.

Sadece çocuğumuz üzerinden hayatla bağ kurarak başkaları ile derinlikli ilişkiler kurmanın getireceği sorumluluktan, kaybetme ihtimalinden ya da zarar görebilme olasılığından korunmaya çalışıyoruz belki. Kendimize ayıracak zaman bırakmayarak. Ya da kendimizi anne-baba olarak çocuğumuza adayıp bir yönümüzle de olsa iyi olduğumuzu hissetmek istiyoruz belki. Çünkü o kadar eksik olduğumuzu düşündük ki o doğana kadar…

Akşam olup da evi bir sessizlik kapladığında, kişiyi bekleyen kendisiyle, duygularıyla, yarınıyla ilgili düşünebileceği bir zaman aralığıdır ya da ilgi görmek isteyen, sorunlarını konuşmak isteyen bir eş. Tüm bunları düşünecek, işin içinden çıkabilecek gücü bulamıyoruz belki… Daha da zorlayıcı olan ilgilenmek arzusu taşımadığımız bir partnerden saklanıyoruz belki. O en heyecanlı filme odaklanarak ya da televizyondaki herhangi bir programa… İçilen her alkolle, alınan her maddeyle, her iş çıkışı uğradığımız mekanla uzak tutmak, uzak durmak istediklerimiz var belki.

Frankl’a göre hayatta anlam bulamadığımız zaman, o boşluk hissini doldurmak için bağımlılıklara sığınırız. Hayatta bulduğumuz anlamlar değişebilir. Kendimizi değişmez ve sabit olarak görürsek çok büyük bir yanılgıya düşeriz. Bu da bizde kaygıya yol açar.

Satre’a göre benliğimiz üzerinde düşündüğümüzden çok daha fazla tercih hakkına sahibiz. Kendi sınırlarımız dahilinde neyi tercih edersek o olabilmekteyiz. İşte bu büyük özgürlük ve sorumluluk seçimlerimizin sonuçları ile kalakalacağımızı hissetmemize, bunu bilmenin verdiği kaygı da kendimize bir kalkan yaratmamıza sebep olmakta, bağımlılıklar da bir nevi kalkan görevi görmekte bizim için.

Bağımlılıktan çıkış yolu ise az önce verdiğim örneklerdeki gibi asıl altta yatan meselenin peşine düşmektir. Elbette görmek istemediklerimiz, yüklenemediklerimiz, hazır olmadıklarımız olacak. Bu nedenle terapist eşliğinde, bir yol gösterici ile daha kolay adım atabilirsiniz. Anlam bulduğumuz, arzumuzla bağlantımızın kesilmediği, sahip çıkabildiğimiz hayatlar için…

İlginizi çekebilir: Hayat üzerine düşünme pratiği: Doğru sorularla düşünebilmek

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale