X

Ayna nöronlar sayesinde, insan beyni empati yapmaya programlanıyor

Kimliğine, tarzına, kimseyi umursamadan yaşayışına imrendiğimiz insanların dilinden düşmeyen bir öğüttür: “Kendi isteklerinin peşinden koş, kendi mutluluğunu gözet”. Bu doğru ve mutlu olma yolunda faydalı bir nasihat olabilir; ama bizi karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlama ihtiyacından, yani empati yapmaktan alıkoymaz. Hatta, empati yapmanın bizim bilinçli olarak seçtiğimiz bir eylemden çok, nörolojik bir durum olduğu ve düşündüğümüzden çok daha fazla tepkiyi etkilediği, özellikle son yirmi yılda yapılan çeşitli araştırmalarla ortaya kondu.

Empatinin ardındaki sinirsel gerçekleri ve bu konuda yapılan araştırmaları siz Uplifers okurları için derledim.

Empati, yani “duygudaşlık”

Empati; Latince “iç, içine, içinde” anlamına gelen “em” ile Yunanca “duygu, acı, ıstırap, algılama” anlamına gelen “patheia” sözcüğünün birleşmesiyle oluşmuş olup, sözlükte “duygudaşlık” olarak karşılık buluyor.

İnsan ilişkilerinde empati, ilişki kurduğumuz insanın yerine kendimizi koyma ya da yaşadıkları ve değer yargıları hakkında fikir sahibi olmaksızın kimseyi yargılamamaya çalışma şeklinde karşımıza çıkıyor. Sağlıklı ilişkiler kurmak adına, karşımızdakiyle empati yapmanın oldukça önemli olduğu ve az empati yapan kişilerin genellikle sadece kendi doğrularını kabul ettikleri iddia ediliyor.

Öte yandan, parkta otururken bir köpeğin ısırdığını gördüğümüz bir insanın yerine kendimizi koyarak, kendimiz acı çekiyormuşuzcasına yüzümüzü buruşturmamız ya da heyecanlı bir yarışı izlerken kalp atışlarımızın hızlanması da empati kurduğumuz için oluyor, hem de çoğu kez biz farkında bile olmadan…

“Sempatik hamilelik” adıyla da bilinen Kuvad Sendromu, tüm anne sağlığı ve gebelik kitaplarının en ilginç ve gizemli konularından biri olmakla beraber tamamıyla empatiye dayalı. Sempatik sözcüğünün sevimli anlamında değil, beraber hissetme anlamında kullanıldığı bu sendromda erkekler, hamile eşleri ile aynı sıkıntıları çektiklerini belirtiyorlar. Eşleriyle birlikte sindirim sorunları, bulantı, kusma, karın ağrısı, şişkinlik, iştah ve kilo değişiklikleri yaşıyor, hamileliğin doğum hariç tüm zorluklarını yaşıyorlar.

Empatinin ardındaki bilimsel gerçek: Ayna nöronlar

Bilim insanları yıllar boyunca, içten gelen bu “karşısındakiyle kendini özdeşleştirme” durumunun nedenlerini araştırdı ve sonunda, 1990’lı yıllarda İtalyan bir grup bilim insanı maymunların davranışları üzerinden bir sonuç elde ettiler. Buna göre, beyindeki birtakım sinir hücreleri (nöronlar) bir hareketi kendimiz yaptığımızda ya da başkalarını yaparken izlediğimizde aynı şekilde uyarılıyor ya da etkileniyorlar. Örneğin, bir eşyayı tutan bir maymunun söz konusu nöronları, o eşyayı başka bir maymunun tutmasını izlediğinde de aynı şekilde aktive oluyor. İşte bu sinir hücreleri “ayna nöronlar” olarak adlandırılıyor ve bu hücreler için, bir şeyi görmekle yapmak aynı şey!

İnsanlarda ayna nöronların varlığı henüz (beyne direkt elektrot yerleştirilememesi gibi etik sebeplerle) kanıtlanmadıysa da, şimdiye dek yapılmış araştırmalar maymunlarınkine benzer, fakat daha kapsamlı bir ayna sistemimiz olduğuna işaret ediyor. Hatta ilk sonuçları takip eden yıllarda, ayna nöronlar üzerinde çalışmalar yoğunlaştıkça bunların dil evrimi ve otizm ile de ilgili olabileceği sonucuna varıldı. Otistik çocukların ayna nöron mekanizmasının arızalı olduğu; bu yüzden empati yeteneklerinin kısıtlı ve üstü kapalı söylemleri anlamalarının zor olduğu iddia ediliyor. Ayrıca, sürü psikolojisi ve çete davranışlarının da temelinde ayna nöronların işlevinin olduğu düşünülüyor.

“Gandhi nöronları” niyeti de anlıyor

California Üniversitesi’nden nörobilimci Vilayanur Ramachandran, insanlar arasındaki engelleri kaldırdığını düşündüğü için “Gandhi nöronları” adını taktığı ayna nöronların birbirimizin fiziksel acısının yanı sıra, duygu durumunu anlamamızda da işe yaradığını savunan bilim insanlarından. Bu savı bir adım daha ileri götüren, aynı üniversiteden Dr. Marco Iacoboni, ayna nöronların “niyeti tespit etmede” dahi işe yaradığını gösteren bir çalışma gerçekleştirdi.

“Diyelim ki bir bardağı yerinden kaldırıyorsunuz; ancak, masayı topladığınız için mi, yoksa içindeki çayı içmek için mi kaldırdığınızı sinir hücreleri anlayabilir mi?” sorusundan yola çıkan Dr. Iacoboni, bir bardağı masadan kaldıran bir elin videosunu izleyen 23 gönüllünün beyin aktivitesini fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) ile takip etti. Videolardan birinde bardak, bir çaydanlık ve kurabiye tabağı olan bir masadan, bir diğerinde yemek artıklarının olduğu bir masadan, üçüncü videoda ise boş bir masadan kaldırılıyordu. Çalışmanın sonunda, çay partisi konseptli videoyu izleyen gönüllülerin ayna nöronlarında daha çok reaksiyon görüldüğü; yani çayı içmek için kaldıracak olma niyetinin izleyicide bu durumla daha çok özdeşleşme yarattığı görüldü.

Görünen o ki, biz sosyal hayatımızda empati yapmayı alışkanlık haline getirmesek dahi, beynimiz bize sormaksızın hem duygular, hem de niyetler için empati yapmayı benimsemiş durumda.

Kaynak

Psychology Today 
İndigo
APA 
Bebek.com 

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale