X

Aloe veranın faydaları: Ne işe yarar, nasıl kullanılır, bakımı nasıl olmalı?

İnsanlar tarafından binlerce yıldır farklı amaçlarla kullanılmakta olan aloe veranın faydaları saymakla bitmiyor. Özellikle nemlendirici özelliği ile bilinen aloe vera, günümüzde güzellik sektöründe en sık kullanılan içeriklerden biri. Bunun yanı sıra jel formu da bulunuyor. Hatta isteyenler evde yetiştirerek bu jeli kolaylıkla elde edebiliyor. Peki aloe vera ne işe yarar? Aloe veranın faydaları ve evde aloe vera beslemenin faydaları, aloe vera jeli kullanım alanları gibi diğer merak edilenler için okumaya devam edin.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Aloe vera nedir?

Aloe vera, binlerce yıldır çeşitli sağlık koşullarını tedavi etmek için kullanılan tıbbi bir bitki olarak biliniyor. Bu içeriği doğrudan bitkiden kullanmak genellikle güvenli bulunuyor veya jel formunda satın alabilmeniz da mümkün. Aloe vera kremleri, jelleri ve merhemleri, aloe vera yapraklarında bulunan şeffaf jeli içeriyor. Bu ürünler, çeşitli cilt durumlarının tedavisini desteklemek veya cilde bakım yapmak için topikal olarak uygulanabiliyor. 

Aloe veranın faydaları nelerdir?

Aloe vera, güzellik dünyasında ve geleneksel tıpta kullanılan çok yönlü bir bitki. Yüzyıllar boyunca ağırlıklı olarak Akdeniz ve Afrika’da yetiştiriliyordu. Şimdilerde ise neredeyse dünyanın her yerinde yetiştiriliyor. Aloe veranın faydalarının kaynağı olarak yaklaşık 200 farklı besleyici içermesi gösteriliyor.

Sağlıklı bitki bileşikleri içerir

Aloe vera, yaklaşık 30–50 cm uzunluğa ulaşabilen kalın, sivri ve etli yeşil yapraklarıyla biliniyor. Her yaprak, suyu depolayan jelimsi bir doku içeriyor ve bu, yaprakları kalınlaştırıyor. Bu su dolu doku, insanların aloe vera ürünleriyle ilişkilendirdiği “jel”den başka bir şey değil. Aloe vera jeli, bitkideki vitaminler, mineraller, amino asitler ve antioksidanlar dahil olmak üzere yararlı biyoaktif bileşiklerin çoğunu içerebiliyor.

Antioksidan ve antibakteriyel özellikler taşır

Antioksidanlar sağlığımız için son derece önemli. Aloe vera jeli ise polifenoller olarak bilinen geniş bir madde ailesine ait güçlü antioksidanlar içeriyor. Bu polifenoller, aloe veradaki diğer bazı bileşiklerle birlikte, insanlarda enfeksiyonlara neden olabilecek belirli bakterilerin büyümesini engellemeye yardımcı olabiliyor. Aloe veranın antibakteriyel, antiviral ve antiseptik özellikleri yaraları iyileştirmeye ve cilt problemlerini tedavi etmeye yardımcı olabiliyor. Aloe vera yaralara iyi gelir mi sorusunu da böylece yanıtlamış olalım. (Kaynak)

Yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir

Aloe vera genellikle topikal bir destekleyici olarak kullanılıyor, yani çoğu insan onu tüketmek yerine cildine sürerek kullanabiliyor. Bu mucizevi bitki aslında, yaraların ve özellikle güneş yanığı dahil yanıkların tedavisinde köklü bir kullanım geçmişine sahip. Araştırmalar, aloe veranın bu faydalarını kanıtlar nitelikte.

Örneğin, bir deneysel çalışma, aloe veranın yanıkların iyileşme süresini geleneksel ilaçlara kıyasla yaklaşık 9 gün azaltabildiğini gösteriyor. Ayrıca kızarıklık, kaşıntı ve enfeksiyonların önlenmesine de yardımcı olduğunu saptadı (1).

Diş çürüğü ve diş eti hastalıklarının önlenmesinde etkilidir

Diş çürüğü ve diş eti hastalıkları, yaygın sağlık problemleri arasında yer alıyor. Bunları önlemenin en iyi yollarından biri ise dişlerde plak veya bakteriyel biyofilm oluşumunu azaltmak. Klinik bir çalışma, 300 sağlıklı kişide %100 saf aloe vera suyu ile standart gargara maddesi klorheksidin’i karşılaştırdı. 4 günlük kullanımdan sonra, aloe vera gargarasının diş plağını azaltmada klorheksidin kadar etkili olduğu görüldü (2). Yani aloe vera, plak üreten bakterileri önlemede son derece etkili olabilir.

Cilde iyi gelir

Aloe veranın faydaları arasında en fazla öne çıkanı, şüphesiz cilt üzerindeki olumlu etkileri. Aloe vera jelinin cilde uygulandığında yaşlanmayı yavaşlatıcı bir etki gösterdiğini kanıtlayan çeşitli araştırmalar bulunuyor. Buna göre aloe vera, kolajen üretimini destekliyor ve bu yolla cilt elastikiyetini destekleyebiliyor (3). Ayrıca aloe veranın cildin nemini korumasına ve cildin bütünlüğünü iyileştirmesine yardımcı olabileceği; bunun da kuru ciltlere nem kazandırmak konusunda fayda sağlayabileceği düşünülüyor. Yani, yüzüne aloe vera sürenler aslında hiç de haksız sayılmaz.

Sindirim sistemini destekler

Aloe vera tüketmek sindirim sistemine fayda sağlayabilir ve irritabl bağırsak sendromunu (IBS), çeşitli mide rahatsızlıklarını yatıştırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca sindirim sisteminizde bulunan ve ülsere yol açabilen H.pylori bakterilerinin büyümesini engellemeye de katkıda bulunabileceği düşünülüyor. Ancak bu tavsiyenin sadece aloe vera içeren takviyeler için geçerli olduğunu ve aloe bitkisinin doğrudan tüketilmemesi gerektiğini unutmayın. Pek çok kişi aloe vera ağız yoluyla nasıl kullanılır, merak etmektedir. Aloe vera bitkisi zehirli olabilir, bu yüzden doğrudan kesinlikle tüketmemelisiniz.

Kan şekerini düşürmeye yardımcı olur

Geçmişte yapılan bir klinik araştırmada, iki hafta boyunca her gün iki yemek kaşığı aloe vera suyu içmenin, tip 2 diyabetli insanlar arasında kan şekeri seviyelerinin düşmesine yardımcı olduğu görüldü. Çalışmadaki katılımcıların trigliserid seviyeleri de iyileşti; bu, diyabetlilere ek faydalar sağlayabileceğini gösteriyor (4).

Aloe vera jeli kullanım alanları

Görüldüğü üzere aloe veranın sağlığınıza pek çok faydası bulunuyor. Peki aloe vera nasıl kullanılır? Aloe vera jeli kullanım alanları şu şekilde sıralanabilir:

  • Besinleri taze tutmanın bir yolu: Mart 2014’te International Journal of Tropical and Subtropical Horticulture’da yayınlanan bir çalışmada, domateslerin dışına uygulanan aloe vera jelinin olgunlaşmayı geciktirdiği, kalitelerini ve tazeliğini korumaya yardımcı olduğu ve bazı bakterilerin büyümesini engellediği görüldü.
  • Saç ve cilt bakım ürünleri: Aloe vera güzellik ve kozmetik dünyasında oldukça sık kullanılan bir bileşen. Ona nemlendiricilerden şampuanlara ve derin saç kremlerine kadar her şeyde rastlayabilirsiniz.
  • Topikal krem: Aloe vera jelini doğrudan cilde uygulayarak da cilt bakımı için sağladığı faydalardan yararlanmak mümkün.
  • Takviye: Aloe vera içeriğine bazı takviyeler içerisinde de yer verilebiliyor. Ancak tüm takviye edici gıdalarda olduğu gibi bunu da kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Aloe vera zararları

Aloe veranın sağlığınıza pek çok faydası olabileceği düşünülüyor. Bununla birlikte bazı kişilerde çeşitli riskler ve yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Aloe vera jelinin kullanımı genellikle güvenli ve topikal olarak uygulandığında cildi iyileştirmeye yardımcı olabiliyor. Ancak jelinde bulunan lateks sebebiyle ağızdan almak kramplara ve ishale neden olabiliyor. Aloe vera jelini birkaç gün boyunca günde sadece 1 gram ağızdan almak böbrek hasarına yol açabiliyor ve sağlık için zararlı olabiliyor. 

Bonus: Aloe vera bakımı

Çoğu insan bu faydalı bitkiyi evinde yetiştirmeyi tercih edebiliyor. Peki aloe vera bitkisinin bakımı nasıl yapılır? Aloe vera bitkisinin bakımı oldukça kolaydır. Yeterli güneş ışığı ve sıcaklığa sahip olması koşuluyla hızla yetişip büyüyebilir.

  • Günde yaklaşık 6-8 saat güneş ışığına ihtiyacı vardır. Daha genç bitkiler, daha olgun bitkilerden daha az doğrudan güneş ışığına ihtiyaç duyar. Tipik olarak sıcak iklimlerde yetiştirilir, ancak daha soğuk aylarda iç mekanlarda da yetiştirilebilir.
  • Aloe vera bitkinizi, toprak yüzeyi kuruduğunda sulayın. Toprağın kuruluğunu tespit etmek için parmağınızı kullanabilirsiniz.
  • Bulunduğunuz iklime bağlı olarak haftada bir kez veya daha az sulamanız gerekebilir. Yaprakların uçlarının kahverengiye dönmesine neden olabilecek aşırı sulamayı önlemek için seçiminizi her zaman daha azdan yana kullanın.
  • Fazla suyun akmasına izin vermek için saksının alt kısmında tahliye delikleri olduğundan emin olun.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

İlginizi çekebilir: Şifalı bir su: Aloe vera suyunun faydalarını biliyor musunuz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale