X

Ait olmak: Ne geçmişe ne geleceğe, sadece bugüne

“Çocuk olsam yeniden… Bir tek düştüğüm için acısa içim, ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece…” Cemal Süreya

Bugün sizlerle birlikte ait olmak kavramına odaklanalım istiyorum. Bu konu aslında bir süredir aklımda dolaşıyor. Etrafımı gözlemlediğimde şunu görüyorum (ki biliyorum hepimiz bunu keşfettik) bir yap-bozun son kalan parçası gibi bir resme baktıklarımız vardır. O kadın veya o adam evet “o” adam, evet “o” kadın olmak için bu dünya üzerindedirler. Misyonlarını gerçekleştirmişlerdir. Bir kitap yazmışlardır. Bir söyleşi yapmışlardır. Ya da sadece mahallemizin bir köşesinde evren için küçük fakat kendileri için bir o kadar büyük önemde olan bir marangoz atölyeleri vardır… O elleriyle işlerler ağacı birim birim. Sabırla, sevgiyle, nefesle ve emekle…

Bir de “ait olmayanlar” vardır… Gün geçirmek için işe gelmek vardır örneğin. Neden geldiğimizi, neden gelmediğimizi, bugün de işe gelmeseydik ne olacağını veya olamayacağını genel olarak sorgulamayız. “Ben bugün kendim için ne yaptım,” “yeni ne öğrendim” ya da “kendimden öte ne yaptım,” “kendim için olmayan ne öğrendim” soruları vardır… Bunları sormaya gönüllü olmadığımızda ise her zaman olduğu üzere işe geliriz ve işten döneriz… Akış budur… Akışı değiştirmek mümkün müdür?

Evet, bizler işte tam bu noktada “ait olmaktan” uzaklaşıveriyoruz. O zamana ait değiliz; geçmişte yaşıyoruz, pişmanlıklarımız, kızgınlıklarımız ve kırgınlıklarımız var. Söylemek isteyip de söyleyemediklerimiz… Yanımızda durmayanlar, yalnızlıklarımız… Kaybettiklerimiz; belki para, belki arkadaşlarımız, belki dostlarımız ve belki de annemiz veya babamız… Bunun gelecek versiyonuna bakalım hep birlikte. Bugünden nefret ederek “gelecekteki güzel günlere” odaklanmayı seçiyoruz… Bugün hissetmiyorum, boşveriyorum, bugün nasıl olsa geçti artık diyerek gelecekteki güzel, gelecekteki canlı hep o “gelecek” olandaki farklı beklentilerimize odaklanıyoruz değil mi?

Peki, kendimize hiç dışarıdan bakabildik mi? Bugüne ait olamıyorsak yarın o güzel geleceğe vardığımızda aynı şeyi hissetmeyecek miyiz? Yani yarın o gelecek gün geldiğinde yeniden “başka bir gelecekte” mutlu olacağımıza, başka bir gelecekte mutluluğu bulacağımıza bugüne “katamadığımız” mutluluğu yine gelecek bir “geleceğe” ertelediğimizle yüzleşmeyecek miyiz? Eğer bugün mutlu olmayı, bugünü bugünde görmeyi yarına ertelediklerimizden öte, bugün o ertelediğimiz tüm sevinçlere tüm huzura tüm mutluluğa tüm “hayata” ve olasılıklara aslında bugün gerçekten sahip olduğumuzu göremiyorsak yarın o beklediğimiz gelecek geldiğinde yine “aynı” sarmalın içerisinde dönüp durmayacak mıyız?

Bu yüzden zamana ait olmak gerekir. Ait olmak demek “tam anlamıyla” her ne isek, her nerede isek, her ne ile uğraşıyor isek tam olarak “o” olmak halimizdir. Tam olarak o olduğumuzda evren değişir. Hemen bir örnekle açıklayalım… Bir çiçek düşünelim, muhteşem renklerde öyle güzel bir mor renge sahip ki, öyle güzel kokular yaymakta ki… Ona baktığımızda “tam olarak çiçek olmak üzere yaratıldığını” görürüz… Enerjisinin bizi de yüklediğini hissederiz hemen. Yarını beklemez o muhteşem güzelliği yaymak için, geçmişte kalmaz henüz çiçek açmadığı günleri özlemlerini pişmanlıklarını hissetmeyiz bile… O “andadır” her şeyi ile, tüm noktaları ile, tüm varlığı ile o ana aittir… İşte ait olmak böyle bir güçtür…

Bir de tam tersini düşünelim, bir kiraz ağacının yanındayız ve ağacı bir böcek hastalığı yakalamış. Dallar solmuş, içi kemirilmeye devam ediyor. Evet, bu kiraz ağacı iyileşeceği yarını düşlüyor, yeniden kiraz açacağı günleri arzuluyor ve özlüyor. Yeniden kendini bulacağı, yeniden gerçek bir kiraz ağacı olabileceği zamanları arzuluyor… Fakat baktığımız o anda ait olduğu “hastalık” tanımıdır. Bizler bu yüzden sağlıklı hoş kokulu muhteşem bir kiraz ağacı göremeyiz… İşte o zamana, o oluşa, o yaradılışa, o gerçekliğe, o kişiliğe ait olmadığımızda gücümüz böyle tükenip gidivermektedir…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız kendiniz için durup düşünmenizi dilerim; bugün tam şu anda belki iştesiniz, belki seyahattesiniz, belki çok uzak bir noktadan hayatınıza bakmaktasınız, belki tüm insanlardan kaçtınız, belki çok kırıldınız, belki içiniz parçalandı bile; kendinize sorun dilerim “neye aitsiniz”? Bugün tam olarak ait olduğunuz fotoğraf nedir? Bizler bir far yalar gibi sizi aydınlatsaydık bugün sizi en çok hangi aidiyetinizde gördüğümüzde enerjimiz artardı?

Bir anne olarak mı, bir kadın olarak mı, bir eş olarak mı, bir müdür olarak mı, bir öğrenci olarak mı, bir dost olarak mı, bir ağlayacak omuz olarak mı, bir yardımsever olarak mı, bir gezgin olarak mı yoksa “ait olduğu” bir fotoğrafı henüz bulamamış olan fakat kalbinin tüm açıklığı ile aramaya devam eden olarak mı?

Bugün, o muhteşem yaradılışınızla “ait olduğunuz” nedir?

 

İlginizi çekebilir: Nasıl olsa benim, nasıl olsa yanımda: Teşekkür etmeyi unuttuklarımız

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale