X

Acıları ve zorlukları olumlu kazanımlara dönüştürmenin 12 yolu

Hayat yolunda karşılaşılan zorlukların ve yaşanan acıların sonunda elde edilecek birçok olumlu kazanım vardır. Derecesi ne olursa olsun, her zorluk muhakkak aşılabilir ve hayat kaldığı yerden yeni deneyimlerle devam edecektir.

Bir şeyleri geride bırakmanın getirdiği boşluktan kaynaklanan bir acı var; mezun olmak, bir sonraki adımı atmak, tanıdık ve güvenli bir durumdan çıkıp bilinmeyenin heyecanına doğru ilerlemek. Hayatın bütün büyük planlarınızı ve beklentilerinizi alaşağı ettiğinde hissedilen koskoca ve her tarafınızı saran bir acı var. Ya da, bir hata yapmanın keskin sızısı ve olacağınızı düşlediğiniz kadar mutlu olmadığınızda hissettiğiniz, başarının o daha belirsiz acısı var. İhanete uğramanın verdiği, kötücül ve sırtınızdan bıçaklayan acı; harcadığınız zamana değen, sevginizi verdiğiniz ve onlar büyüyüp öğrenirken hayatlarında olmaktan keyif aldığınız insanlar bulmanın verdiği küçük ve tatlı kederler; empatinin kafanıza takmadığınız değişmeyen hüznü var, bu sayede acı çeken bir arkadaşınızın ya da sevgilinizin yanında olup, problemleriyle yüzleşmelerine yardımcı oluyorsunuz.

Bir de en güzel gününüzde, büyük bir başarının, mutluluğun ya da kahkahanın olduğu mükemmel bir anı yaşarken, bunun sonsuza kadar sürmeyeceğini ama yine de hayatınızın sonuna kadar sizinle yaşayacağını hissettiğinizde, bütün vücudunuzda hissettiğiniz o incelikli ve karıncalanma hissi yaratan acı var. Herkes acı çeker. Kötü bir deneyim yaşadığımızda, genelde kötü bir gün geçirdiğimizi söyleriz, çünkü yaşadığımız şeyle ilgili çok önemli bir şeyi unuturuz: Acı, yaşayanlar yani bu hayatta hala zamanı dolmamış olanlar içindir. Sadece ölüler acı hissetmez, zamanları zaten dolmuştur.

Yazar Jade Small’un listelediği acılarınızı, bilgeliğe ve daha güçlü olmaya dönüştürmenize yardımcı olacak önerileri, Uplifers olarak size sunuyoruz.

1. Acılarınızı kabullenin, ancak bu sayede onları iyileştirebilirsiniz.

Duygusal olarak çektiğiniz acılar, fiziksel olana göre, en azından dışarıdan bakıldığında daha az belirgindir. Ancak çok daha yaygındır ve kırılan kemiklere nazaran dayanması daha zordur. Çok sık yapıldığı gibi duygusal acıları gizlemek, yükünüzü daha da artırır. Bunu kendinize yapmayın. Elbette bacağım ağrıyor demek, kalbim kırıldı demekten daha kolaydır. Ancak bu, kalbinizin bacağınızdan daha az ilgiye ihtiyacı olduğu anlamına gelmez. Aslında, gerçek olan tam tersidir.

2. Artık alıştığınız gibi olmayan şeylerin gitmesine izin verin.

Eskiden sahip olduğunuz şeylerin artık sizin olmadığını fark ettiğinizde ve “benim” dediğiniz şeylere bağlanmaktan vazgeçmeye niyetlendiğinizde, kendinizi birdenbire özgür hissedersiniz. Elde tutmaya çalışmanın bir gereği yok. Yine de, hayattaki en zor zamanlar, bir şeylerin gitmesine izin verdiğimiz zamanlardır; bu sahip olduklarınız, takıntılarınız, öfkeniz, sevginiz ya da kaybınız olabilir. Değişim hiçbir zaman kolay değildir. Bir şeye tutunmak için savaş verdiğiniz gibi, onu bırakmak için de savaş verirsiniz. Ancak hayatta ilerlemenin en sağlıklı yolu, bir şeyin gitmesine izin vermektir. Geçmişten gelen zararlı bağlılıkları ve düşünceleri ortadan kaldırır. Geçmişten gelen acıyı arkanızda bırakıp ilerlemek için, bir zamanlar size çok şey ifade eden ne varsa, onlardan duygusal olarak kurtulmanız gerekir. Daha önce de söylediğimiz gibi, bunun için çok uğraşmak gerek, ancak harcadığınız çabaya değeceğini göreceksiniz.

3. Sorunlarınızla olan duygusal bağınızı kopartın.

Siz, yaşayan bir insan olarak, bütün problemlerinizin toplamından çok daha karmaşık, canlı bir varlıksınız. Bu da, onlardan çok daha güçlü olduğunuz anlamına gelir. Sorunlarınızı ve onlarla ilgili hissettiklerinizi değiştirebilme yetisine sahipsiniz.

4. Yaşadığınız her zorluğu, eğitici bir ödev gibi görün.

Kendinize şunu sorun: Bu durum bana neyi öğretmeye çalışıyor? Hayatınızdaki her durumun, size vereceği bir ders vardır; daha güçlü olmak, daha açık bir iletişim kurmak, içgüdülerinize güvenmek, sevginizi ifade etmek, bağışlamak, boş vereceğiniz zamanı bilmek, yeni bir şey denemek, yeni bir şey öğrenmek ve asla geriye bakmamak.

5. Kendinize daha olumlu sorular sorun.

Eğer olumsuz sorular sorarsanız, olumsuz cevaplar alırsınız. “Neden ben?”, “Neden ben değil?” ve “Ya şöyle olsaydı?” gibi sorulara verilebilecek olumlu cevaplar yoktur. Kendinize yönelttiğiniz bu moral bozucu soruları başkalarının size sormasına izin verir miydiniz? Pek sanmıyoruz. O yüzden buna bir son verin ve sizi olumlu yönlere itecek sorulara geçin. Mesela, “Bunu arkamda bırakmak için şu anda ne yapabilirim?”le başlayabilirsiniz.

6. Hayatınızın iyi giden ve gitmeyen kısımlarını fark ettikçe, küçük düzenlemeler yapın.

Hayatınızın büyük bir bölümü, yaptığınız seçimlerin bir sonucudur. Eğer hayatınızda memnun olmadığınız bir durum varsa, değişiklik yapıp daha iyi kararlar vermenin zamanı gelmiştir. Bu değişim kolay olmasa da, imkânsız değildir. Sürekli aynı yerde çakılı kalmamıza neden olan alışkanlıklar, gün be gün oluşur. Bu alışkanlıklardan kurtulmak için de aynı yolu izlemek gerekir. Şu anda gerçekleştirebileceğiniz küçük değişikliklere odaklanın, yapamayacağınız büyük işlere değil. Bu günlük küçük değişimler, sonunda büyük sonuçları oluşturacaktır.

7. Yürümeye devam edin.

Winston Churchill’in bir sözü var: “Eğer cehennem gibi bir dönemden geçiyorsanız, ilerlemeye devam edin.” Başka bir deyişle, asla ama asla vazgeçmeyin. Hayatınızda engeller olmasının bir sebebi var. Amaçları sizi oyunun dışında tutmak değil, bir şeyleri ne kadar fazla istediğinizi göstermeniz için size bir şans vermektir. Çünkü o engeller, sizin kadar azimli olmayan diğer insanları engellemek için vardır.

8. Sakin olun ve pozitif olana odaklanın.

Realist insanlar, gerçeği bir beton gibi görürler; iyimserler ise çamur olarak. İyimser olun ve çamura istediğiniz gibi şekil verin. Öğrendiklerinizi düşünün ve yeni bir şeyler inşa edin. Diğer bir deyişle, günün sunduğu fırsatların içindeki zorlukları değil, günün getirdiği zorlukların içindeki fırsatları görün. Bugünün, hayatta bir kere edebileceğiniz bir şans olduğunu aklınıza kazıyın ve unutmayın, her zaman kutlayacağınız bir şeyler vardır. Küçük zaferleri kutlayabilecek kadar yavaşlayıp soluklanmak bir ivme yaratır ve önünüze bakıp devam edebilmeniz için gereken telkini sağlar.

9. İçinizdeki umudu bilinçli bir şekilde besleyin.

Tibet’te şöyle bir deyiş vardır: Trajedi, güçlü olmanın kaynağı olarak görülmelidir. Ne çeşit bir zorluk yaşarsanız yaşayın ya da ne kadar acı verici bir deneyim olursa olsun, eğer umudunuzu kaybederseniz, asıl trajediniz bu olur. Bir kayıp, kaygı, hastalık ya da altüst olan bir hayal; ne kadar derinden yaralandığınız önemli değil, kendinize bir iyilik yapın ve gün içinde en azından bir kere durup, ellerinizi kalbinizin üzerine koyun ve sesli bir şekilde “Umut burada yaşıyor” deyin.

10. Kendinize, yalnız olmadığınızı hatırlatın.

Bir arkadaşınız adına kaygılandığınız için uykularınızın kaçması, biri sizi yarı yolda bıraktıktan sonra ayağa kalkmakta yaşadığınız zorluk, biri yanınızda kalacak kadar sizi sevmediğinde kendinizi eksik hissetmeniz ya da başaramayacağınız korkusuyla yeni bir şeyler denemekten çekinmeniz… Bunların hiç biri sizde bir sorun olduğunu ya da aklınızı kaçırdığınızı göstermez. İnsan olduğunuzu, kendinize gelmek için zamana ihtiyacınız olduğunu gösterir. Yalnız değilsiniz. İçinde bulunduğunuz durumla ilgili ne kadar utanç duyduğunuz ya da kendinizi ne kadar zavallı hissettiğinizin bir önemi yok; dışarıda aynı şeyleri hisseden bir sürü insan var. Eğer “yapayalnızım” diyorsanız, bu, zihninizin sizi bir yalana inandırmaya çalıştığının göstergesidir.

11. Diğer insanların sizinle ilgili düşüncelerine daha az önem verin.

Şöyle bir gerçek var ki, insanların size söyledikleri ya da yaptıkları, sizden çok onlarla ilgili ipucu verir. İnsanların size verdiği tepkiler, kendi bakış açılarının, yaralarının ve deneyimlerinin bir yansımasıdır. Eğer biri sizin harika ya da berbat biri olduğunuzu düşünüyorsa, bu daha çok onun kendisiyle ilgilidir. Burada önerilen şey, kimsenin fikirlerini önemsemeyen narsisistlere dönüşmemiz değil tabii ki. Fakat hayatlarımızdaki hayal kırıklığı, üzüntü ve incinmelerin büyük bir kısmı, her şeyi kişisel almamızdan kaynaklanıyor. Çoğu durumda, diğer insanların bizle ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerini önemsemek yerine, kılavuz olarak kendi içgüdülerimiz ve bilgeliğimizi kullanmak çok daha üretici ve sağlıklı bir yöntemdir.

12. Kendinizin yeni ve daha güçlü olan versiyonunu benimseyin.

Eskiden olduğunuz gibi değilsiniz ve bunda yanlış olan bir şey yok. Yaralandınız, bugün olduğunuz kişi olmanızı sağlayan bir çok iniş çıkış yaşadınız. Yıllar içinde, bakış açınızı değiştiren, size bir şeyler öğreten ve sizi ruhsal olarak olgunlaşamaya iten bir çok şey yaşandı. Zaman geçtiği sürece, kimse aynı kalamaz, fakat bazı insanlar size değiştiğinizi söylemekte ısrar edeceklerdir. Onlara şu cevabı verebilirsiniz: “Tabii ki değiştim, hayat böyle bir şey. Hala aynı insanım, sadece eskisinden biraz daha güçlüyüm.”

Unutmayın; dayanıklılık, rahatlığın değil, rahat bölgenizi esnetip, eskiden halledemeyeceğinizi düşündüğünüz her şeyin üstesinden gelmenizin sonucudur. Hayatınızın en acı verici anındayken, aslında en büyük olumlu değişimlere de açıksınız demektir. Sonuç olarak en güçlü insanlar, acıyı hissedip onu kabullenen, ondan ders alan ve onunla mücadele edenlerdir. Aldıkları yaraları, bilgeliğe ve dayanıklılığa dönüştürürler.

Kaynak

The Open Mind

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale