X

6 adımda iyi niyetli yeni bir eğitim modeli

Başta kendi ülkemiz olmak üzere, sınava ve ezbere dayalı eğitim sistemini eleştirenlerden misiniz? Merak etmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. Rekabet, aynılık, itaat ve standardizasyonu besleyen bu sisteme alternatif olabilecek “iyi niyetli” bir eğitim modelinin özelliklerini, 6 adımda sizler için derledik. Sıralaması fark etmeksizin bu modelin altı adımı; kendini keşfetme, sorgulama, sürdürülebilirlik, yenilik, iletişim ve empatiden oluşuyor.

Kendini keşfetme

Bu altı adımın ilki, kendini keşfetmeden oluşuyor. Bu kavramı içsel ve kişisel olarak ikiye ayırabiliriz. Çocuğun bir birey gibi hissedebilmesi için, bu iki aşamalı gelişim adımı son derece gerekli. Çocuklar yaratıcı enerjilerini dilediği şekilde açığa çıkararak çevrelerini keşfedebilmeli, dış mekan aktiviteleri yapabilmeli ve meditasyon ile bilinci açık bireyler olarak yetişebilmelidir. Kendini keşfetme süreci devam ederken, evrenin bir parçası oldukları fikri onlara aşılanmalı ancak özgür birer birey oldukları da mutlaka vurgulanmalıdır.

Sorgulama

İkinci adım, öğrencilere eleştirel düşünceye sahip bireyler olmaları ve bilgiyi, sorgulayıcı bir bakış açısı süzgecinden geçirebilmeleri için gereken kaynak ve araçların sağlanmasından ibaret. Öğretmenin rolü, bilgi veren bir diktatörden çok, açık bir diyalogu kolaylaştıran bir lidere dönüştürülmelidir. Geleneksel öğretim metotları yerine, inceleme ve açık bir biçimde sorgulamaya dayanan Sokratik akıl hocalığı tekniğine geçilmelidir. “Kimseye bir şey öğretemem. Ancak, düşünmelerini sağlayabilirim.” diyen Socrates’a kulak verilmeli.

Okullarda tarih, tek bir bakış açısıyla aktarılmamalıdır. Bunun yerine, öğrencilere pek çok farklı perspektiften bakarak kanıta dayalı, sorgulayıcı bir anlayış kazandırılmalıdır. Böylece, çocuklar direkt sonuca ulaşmak yerine, sorgulayarak sonucu kendileri üretebilirler. Tarih gibi felsefe de, çok boyutlu olarak ele alınmalıdır.

Sınıf, öğrencilere kendilerini her şeyi sorgulayabilecek gibi hissettiren, açık bir alan olmalıdır. Çocuklar, diğerlerinin düşüncesi ne olursa olsun bakış açılarının saygı göreceğini bildikleri bir ortamda bulunmalıdır.

Din, bir ders olarak işlenmek yerine bireyin kişisel alışkanlıkları çerçevesinde düşünülmelidir. Dini doktrinler inanç bazıyla değil, felsefi bir mantıkla değerlendirilerek tartışmaya açık arka planlar oluşturulabilmelidir.

Sürdürülebilirlik

An itibariyle eğitim sistemimiz, çevresel gerçekleri yeteri kadar ciddiye almıyor. Oysaki sürdürülebilirlik, sistemimizin adımlarından biri olmalıdır. Çevre duyarlılığının bir uzantısı olarak, öğrenciler kaynak kullanımları hakkında aydınlatılmalı; en etkili ve akıllıca kullanım şekillerini öğrenmelidirler.

Çocuklar, kendilerinin evren ve dolayısıyla doğanın bir parçası olarak görmeye başlamalı ve bunun sonucunda yeni ve zararsız enerji kaynakları üretimi desteklenecek şekilde bir eğitim verilmelidir.

Yenilik

Okullar, çok yönlü düşünce sisteminin içselleştirildiği ve bireylerin değişimden korkmayan, yenilikçi bir ruha sahip kişiler olarak dışarıya adım attığı kurumlar haline gelmelidir. Sınıf içindeki gereksiz rekabet ortamı, işbirlikçi bir bakış açısı ve öğrenme pratikleriyle değiştirilmelidir. İnsan olarak potansiyelimiz, işbirliği yapıldığı zaman çok daha artma eğilimindedir. Bu yüzden çocuklara “ben” odaklı değil, çevre odaklı prensipler aşılanmalıdır. Böylece, gelecek için büyük adımlar atabilmek adına birlikte hareket edilebilirler.

Matematik, ilkokuldan sonra opsiyonel hale gelmelidir. Ezberci bir sisteme oturtulmak yerine, gerçek hayattan örneklerle uygulamalı olarak gösterilmelidir. Öğrencilerin, doğadaki ve büyük yapıtlardaki geometri üzerinden matematiği kendileri keşfetmeleri desteklenmelidirler.

Bilim eğitimi, materyalizme indirgeyen bir bakış açısı yerine enerji arka planıyla verilmelidir. Bu, elbette geleneksel sistemden vazgeçilmeli demek değil. Yalnızca, kuantum sistemine genişletilerek beş duyu organımız çerçevesinden çıkılmalıdır. Bilimsel keşifler desteklenecek şekilde, sorgulayıcı ve deneysel bir bakış açısı kazandırılmalıdır.

İletişim

Öğrenciler, okuma yazmayı öğrendikten sonra hangi konularda daha yetenekli ve ilgili olduklarını keşfedebilecek şekilde bir arka planla öğrenmeyi sürdürmeli ve ilgi alanları çerçevesinde gelişimleri desteklenmelidir.

Medya okuryazarlığı, öğrencilerin 10’lu yaşlarından itibaren edindiği bir özellik olabilmeli. Çocuklar, medyanın manipülatif dilini ayırt edebilmeli ve ikna etme tekniklerine eleştirel bir gözle bakabilmelidir. Alt metinleri okuyabilmeli ve politik propagandanın tüm türlerini tanıyabilmelidir.

Öğrenciler, yazılı iletişim kadar vücut dilini ve duygusal dili de benimsemelidir. Böylece sosyal hayatlarına daha hazırlıklı başlayabilirler. Bunun yanında, duygularını tanımlayabilen bireyler olarak iç ve dış çatışmalarından korunabilmelidirler.

Empati

Son adım empati, gerçek hayattaki düşünce şeklini okula taşımakla ilgilidir. Gelecek nesillerin “ben” bilinci yerine “evren” bilinci edinebilmeleri için, belki de en önemli boyut empatidir. Böylece, türümüzün savaş döngüsünü sürdürmemesi ve diğer türlerin yaşam hakkına saygı duyması sağlanmalıdır.

İnsanın kendinden farklı olana saygı duyması ve onu kucaklaması gerektiği ile tüm evrenin “tek” olduğu bilinci aşılanmalı ve bu bakış açısı okullarda içselleştirilmelidir.

Kaynak

The Mind Unleashed

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale