X

31. İstanbul Caz Festivali’nde kaçırılmaması gereken konserler

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Garanti BBVA sponsorluğunda gerçekleştirilecek 31. İstanbul Caz Festivali, 3-18 Temmuz tarihleri arasında cazın önde gelen isimlerini ve güncel müziğin yıldızlarını bu yıl yine müzikseverlerle bir araya getirecek. Festivalin öne çıkan isimlerinden, uzun bir aradan sonra yeniden İstanbullularla buluşacak Gregory Porter ve bu sene ilk kez Türkiye’ye gelecek Arlo Parks, izleyicilere unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanıyor.

Gregory Porter: Efsanevi caz vokalisti yıllar sonra yeniden İstanbul’da

8 Temmuz Pazartesi, 21.00, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu

Meşhur “caz şapkasını” da yanına alıp uzun bir aradan sonra İstanbul’da yeniden müzikseverlerle bir araya gelecek olan Gregory Porter, RAMSEY’in sponsorluğunda 8 Temmuz Pazartesi günü saat 21.00’da Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda İstanbullulara unutulmaz bir performans sergileyecek. BBC’nin “endişe verici biçimde az rastlanan, ender bir tür” olarak tanımladığı Porter, üniversiteden sonra Brooklyn’de caz kulüplerinde aşçılık yaparken sahneye çıkmaya başladı ve yazıp çekmecesine terk ettiği şarkı sözleri onu dünya sahnelerine taşıdı. Cazı büyük kalabalıklarla buluşturan müzisyen, ırkçılık direnişinin simgesi Dr. Martin Luther King’i anlattığı “1960 What?” şarkısıyla hafızalara kazındı, 2014’te Liquid Spirit ile, 2017’de Take Me to the Alley ile “En İyi Caz Vokal Albümü” dalında Grammy’ye layık görüldü. Çocukluğundan bu yana beslendiği country, gospel ve blues’un yanı sıra caz, R&B ve funk arasında dolaşan ayırt edici tarzıyla dikkat çeken sanatçı, sıradan hayatları iyi müziğe dönüştüren ve iyileşme hikâyelerine eşlik eden sevgi ve umut dolu şarkılarıyla İstanbullu dinleyicilerle buluşmak üzere uzun zaman hafızalardan çıkmayacak bir performansa imza atacak.

Arlo Parks: Mercury ödüllü yetenekli sanatçı ilk kez Türkiye’de

9 Temmuz Salı, 21.00, Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus

Mercury ödüllü ve Grammy adayı Arlo Parks, 9 Temmuz Salı saat 21.00’da Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus’da Cyberwise Siber Güvenlik AŞ.’nin desteğiyle ilk defa İstanbullu seyircisiyle buluşacak. Tutkulu bir şair ve iyi bir hikâye anlatıcısı olan Parks, ona Grammy adaylığı ve Mercury ödülü kazandıran 2021’de çıkardığı ağırlıklı olarak R&B, soul ve indie’nin eşlik ettiği ilk albümü Collapsed in Sunbeams’ten sonra The Guardian “büyük bir yeteneğin doğuşu”nu müjdeledi. Çıktığı dünya turunda Harry Styles, Lorde ve Florence + the Machine ile aynı sahneyi paylaşan sanatçı, 2023’teki son albümü My Soft Machine ile hem alternatif pop’a kaydı hem de keder, türbülans, iyileşme ve mekansızlıktan bahsetti. Arlo Parks, Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus’un değerli işbirliğiyle, şiirsel dilinden kendi hikayelerimizi dinleyeceğimiz bir konser için ilk kez Türkiye sahnesinde!

Festivalin Türkiye’de ilk kez sahne alacak diğer isimleri: Chris Isaak, YolanDa Brown ve dahası

31. İstanbul Caz Festivali, Arlo Parks’ın yanı sıra birçok önemli ismi de ilk kez ağırlıyor. “Wicked Game” ile adını duyuran, “Blue Hotel” ve “Baby Did A Bad Bad Thing” gibi şarkılarıyla uzun yıllar müzik listelerinin vazgeçilmezi olan, kalıplara sığmayan müziği ve baştan çıkarıcı sesiyle Chris Isaak, İngiltere’nin en başarılı kadın saksafoncularından, enerjik, doğaçlamaya açık özgür müziği ile YolanDa Brown, kendi döneminin en güçlü davulcusu olarak anılan Greg Hutchinson’la birlikte sınırları aşan müziği ve şaşırtıcı performansı ile Baptiste Trotignon, Avrupa’nın en büyük müzik grupları arasında sayılan, tutkulu bir enstrümantal ses deneyimi ile Modern Art Orchestra feat. Kornél Fekete-Kovács ve festivalde Parklarda Caz’da sahne alacak olan, sürprizli melodileri, enerjik saksofon soloları, akılda kalıcı davul ritimleriyle punk, caz ve elektronik müziğin yepyeni bir karışımını icat eden, iki saksofon ve bir davul setiyle Brass Riot ve festival kapsamında +1’li Gece Gezmesi’nde çıkacak olan, elektronik bir punk deneyine tanıklık edeceğimiz bas ağırlıklı groove’ları ve bilgisayarlı ritimleriyle Baby’s Berserk, Türkiye’de ilk kez konser verecek diğer sanatçılar arasında yer alıyor.

Festival biletleri

31. İstanbul Caz Festivali’ndeki tüm konserlerin biletleri passo.com.tr, Passo mobil uygulaması, Passo perakende satış noktaları ile İKSV ana gişeden (Pazar hariç her gün 10.00-13.00 ve 14.00-18.00 arası) tüm Garanti BBVA kredi kartlarına %10 indirimli olarak alınabilir.

Festivalin destekçileri

31. İstanbul Caz Festivali’nin Festival Sponsoru, bu yıl da Garanti BBVA.

Festivale Volvo Car Turkey otomotiv sponsoru, +1 gösteri destekçisi, Garanti BBVA, SNOC, RAMSEY, Mastercard, Go Ons, Cyberwise Siber Güvenlik AŞ., Tchibo ile Eduscho gösteri sponsorları, Anadolu Efes ile Clifford Chance ve Çiftçi Avukatlık Ortaklığı katkı sağlayan kuruluşlar olarak destek veriyor.

Festival ayrıca Avusturya Kültür Ofisi, Estonya Büyükelçiliği Ankara, Fransız Kültür Merkezi, Fransa İstanbul Başkonsolosluğu, Hollanda Krallığı, İBB iştirak şirketlerinden Kültür AŞ ve Şehir Hatları AŞ, Liszt Enstitüsü / Macar Kültür Merkezi İstanbul, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanlığı, Macaristan Kültür ve İnovasyon Bakanlığı, Rahmi M. Koç Müzesi ve Swissotel The Bosphorus’un değerli işbirliğiyle gerçekleşiyor.

31. İstanbul Caz Festivali, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. İstanbul Valiliği, T.C. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi, Beylikdüzü Belediyesi, Küçükçekmece Belediyesi, Şişli Belediyesi tarafından da destekleniyor.

Festivale İKSV Kurucu Sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu, Havayolu Partneri Türk Hava Yolları, İKSV Konaklama ve Mekân Sponsoru The Marmara Group, İKSV Dijital Dönüşüm Sponsoru Google, İKSV Sigorta Sponsoru Zurich Sigorta ile servis sponsorları Amerikan Hastanesi, Tempo BPO, Insider, MindBehind, Plaza OSGB, GFK, Mindshare, Somera, Boosmart ve Wiseback de destek veriyor.

Medya sponsorları arasında Açık Radyo, Bloomberg, Bloomberg Radyo, Diken Gazetesi, Gazete Duvar, Radyo Eksen, Habertürk, Habertürk Radyo, Kafa Radyo, Karnaval Radyo, Medyascope, Gazete Oksijen, Sokrates Dergi, T24, Time Out İstanbul, 10 Haber yer alıyor. Festival kampanyasında ise Tribal Worldwide destek veriyor.

İlginizi çekebilir: Mercan Dede, Mercanların Senfonisi ile Marmara Denizi’ndeki mercanlara dikkat çekiyor

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale