X

30’lu yaşların görünmeyen yükleri: Sosyal beklentiler ve kişisel iyilik hali

30’lu yaşlar, genellikle nihayet kendini tanıma, ilişkilerde derinlik yakalama ve hayatın rayına girmesi ile ilgili. Ancak perde arkasında 30’lu yaşlarını böyle hayal etmeyen çok fazla kişi var. Özellikle de hiç bitmeyen kariyerde ilerleme planları, aile ve ilişki kurma mücadeleleri, sosyal çevrede konum sahibi olma çabaları devreye girdiğinde…

Yetişkinliğin altın çağı olarak tanımlanan bu dönem, parlak görünümünün altında oldukça fazla çatışmaya sahip. Bir yandan hayatta kendini bulmanın getirdiği başarı hissi ile bir yandan toplumsal beklentileri karşılama sorumluluğu üst üste binebiliyor. 20’li yaşlar keşif dönemiyken, 30’lu yaşlar toplum tarafından bir kontrol listesiyle birlikte gelebiliyor. Bu yaşlarda yaşanacak aksilikler ve hayattaki belirsizlikler ise kişisel gelişim önünde büyük engel yaratabiliyor. Peki belirli bir yaştan sonra omuzlara binen görünmez yükleri fark edip kontrol altına almak mümkün mü?

1. Kariyer baskısı

30’lu yaşlar genellikle tamamlanmışlıkla ilgilidir. Mezuniyetin ardından farklı işlere girip çıktıktan sonra kişinin kendi alanında ilerlediği ve artık başarılı olduğu bir döneme işaret eder. Bu yaşlardan sonra artık iş değiştirmek bir tercih olmaktan çıkar. Yerine terfi almak, ev almak ya da maddi özgürlüğünü kazanmak gibi seçenekler gelir. Bu yaş aralığındaki bireylerde başarılı kariyer ve yüksek gelir, sosyal statü simgesidir. Özellikle kadınlarda bu baskı erkeklere göre daha fazla olabilir. Çünkü kadınların profesyonel alanda söz sahibi olarak yönetici sınıfına atlaması erkeklere kıyasla daha zordur. Bunu başarma isteği, kadının kendini toplumda tamamen kanıtlaması anlamına geldiğinden aşırı çalışma, yüksek stres ve tükenmişlik hissi ile sonuçlanabilir.

2. Güzellik standartları

Güzellik standartları daha çok kadınlar için geçerli olsa da günümüz dijitalleşen çağında erkeklere dair beklentiler de bulunur. 30’lu yaşlarda vücut hatlarının değişmeye başlaması ve ortaya çıkan kırışıklar, yönetilmesi gereken yeni sorunlardır. Özellikle sosyal medya filtrelerinin ve bakım trendlerinin söz konusu olduğu bir dönemde, aynı yaş aralığındaki kişilere dair tektipleşmiş bir güzellik algısı oluşabilir. Medyanın yarattığı bu güzellik tanımı, olduğundan daha genç, zayıf ve bakımlı görünme isteğiyle ilgilidir. Bu isteği yönetmek için güzellik alanındaki gelişmeleri takip etmek, bakım rutinine yeni adımlar eklemek ve gençleştirici uygulamalarla tanışmak kişi üzerindeki baskı yaratabilir. 

3. Aile kurma beklentisi

30’lu yaşlar özellikle kadınlar üzerinde katı bir biyolojik saat baskısına sahiptir. Doğurganlığın son yılları olarak tanımlanan bu yaşlar, kadının bir an önce evlenip kendi ailesini kurmasını gerektirir. Genellikle aileden, toplumdan ve arkadaş çevresinden gelen bu baskı kişi üzerinde geç kalmışlık hissi yaratarak yanlış ve acele karar vermesine neden olabilir. Erkeklerde ise aile kurma beklentisi kariyer beklentileriyle birleşir. Çünkü bir aileye bakabilmek ve onun ihtiyaçlarını sağlayabilmek için yeterli oranda kazanç elde etmeyi gerektirir. Hem kadın hem erkek için bu yaşlardaki evlilik dışı hoş karşılanmaz ve çoğu zaman “evlilik ne zaman” sorularıyla karşılaşır. Sürekli bir savunma mekanizmasını devreye sokan bu baskı, bireyin kendi istekleri doğrultusunda hareket etmesini zorlaştırır.

4. Mükemmellik isteği

30’lu yaşlarla birlikte gelen her sorumluluk arasında denge beklentisi de vardır. Kişiden hem başarılı olması, hem kusursuz bir ilişkiye sahip olması hem de fiziksel olarak iyi görünmesi beklenir. Bu imkansız dengeyi kurma çabası ise bireyi tükenmişliğe ve sürekli yetersizlik hissine maruz bırakır. Bir yandan da bireyi kendi varoluşsal sorunlarıyla yüzleştirir. Yetişkin hayatında toplumun izinden giden kişiler bile bir yerden sonra hayattaki gerçek mutluluğu, kendi kimliğini ve arzularını sorgular hale gelebilir. Toplumun ve ailenin dayattığı beklentilerin kişisel isteklerle çatışması, yaşanan hayata karşı yabancılaşma ve mutsuzluk gibi problemler yaratabilir.

Görünmez yüklerden arınma yöntemleri

30’lu yaşların getirdiği yüklerden arınmak, topluma değil, iç sese kulak vermek ile ilgidilir. Çünkü görünmez yüklerin neredeyse tümü kişi dışındaki dünyadan kaynaklanır ve dış dünyanın beklentilerini karşılamak hiçbir zaman mümkün olmaz. Bu baskılar karşısında güçlü durabilmek için kişisel mutluluğu ve refahı artıracak yöntemlere odaklanmak gerekir.

  • Herkesin hayat yolculuğunda kendi ritmine ve otantikliğine sahip olduğunu kabul etmek, toplumun kontrol listesinden uzaklaşmaya yardımcıdır. Mutluluğun tek bir doğru yolla tanımlanmadığını anlamak, sosyal ortamdaki algı yönetiminin önüne geçmede etkili olabilir.
  • Hayatta gerçekleşmemiş ve tamamlanmamış hayal kırıklıklarına odaklanmak, kişisel gelişime zarar verir. Her yeni deneyimi, başarısız olsa bile büyümenin bir parçası olarak görmek ise zaman ve yaş baskısını kaldırmaya yardımcı olabilir.
  • Kendini sevmek ve eleştirmemek, 30’lu yaşlara ait mükemmeliyetçilik baskısını azaltmada önemlidir. Bu sayede beklentilerin gerisinde kalma hissi giderilebilir ve hata yapmanın insani bir eylem olduğu anlaşılabilir.

Sonuç olarak, 30’lu yaşlar kimse için bir bitiş çizgisi değil. Kim olduğunuzu ve gerçekten neler istediğinizi fark ettiğiniz bu dönemi bir uyanış olarak yorumlayabilirsiniz. Böylece bu dönemde gelen görünmez yüklerle savaşabilir ve toplum beklentileri karşısında kendi değerlerinizi savunabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: 30’lu yaşlardaki bireyler için hayat tavsiyeleriKaynak: secureintimacy, medium

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale