X

2015’te geçerliliğini kaybeden 6 eski ilişki inanışı

Aşk

İlişkiler dünyasına adım attığımızda, uzun bir yapılması ve yapılmaması gerekenler, kurallar ve beklentiler listesiyle karşılaşıyoruz.  Tüm bu etkenler ve değişkenlerle birlikte, flört etmek ve ilişki kurmak bazılarının anlayamadığı bir tür “bilim” haline gelebiliyor.

Aşk ve ilişkilere dair eski inanışlar, sizi de yanlış yönlendirmesin.

Tüm bu karışıklıklara ve birkaç başarısız denemeye rağmen, çoğumuz kendi yöntemleriyle ilişkiler kurup sürdürüyor. Peki, çok eskiden bu yana süregelen bazı küflü inanışların varlığından haberdar mısınız? İlişkilerinize bu inanışlar etki ediyor olabilir. Uplifers olarak günümüzde geçerliliğini kaybetmeye yüz tutmuş inanışları sizler için derledik.

1. Karşılaşılan herkesi potansiyel sevgili olarak görmek

Bu durum belki de, fazla romantik komedi izlemenin eseri. Çoğumuz, mucizevi bir şekilde ruh eşimizle tanışacağımıza inanarak karşılaştığımız herkesi sevgili adayı olarak görmeye meyilliyiz. Biri gelip sevgili boşluğumuzu doldursun istiyoruz.  Maalesef, bu inanış gereksiz bir baskı yaratarak “deneme-yanılma” döngüsüne girmemize ve romantik anlamda hayal kırıklıkları yaşamamıza yol açabiliyor. Bir ilişkinin başlaması, kendiliğinden ve doğal dinamiklerle olursa o ilişki çok daha sahici devam edecektir.

2. İlk hareketi yapmaktan çekinmek 

Söz konusu ilişkiler olduğunda, reddedilme korkusuyla çok cesur davranamayabiliriz. Her bir kelimemiz üzerine düşüenebilir, mesajlarımızı göndermeden önce uzun uzun ölçebilir ve gereğinden fazla analiz yapabiliriz. Ancak egonun yol açtığı “ya reddedilirsem?” korkusunu aşmadan, sonuca ulaşmak da zor olabilir. Özellikle kadınların sahip olduğu eski bir ön yargı olan bekleme gerekliliği, artık geçerliliğini kaybetti. En kötü ihtimalle, karşınızdaki kişi sizi cesaretiniz ve ne istediğinizi biliyor oluşunuz sayesinde takdir edecektir.

3. Razı olmak

Ayrılıklar hiçbir zaman kolay değildir. Ancak bir ilişkide kalma sebebiniz, daha iyisini bulamayacağınızı düşünmeniz ya da sırf ilişkide olma rahatlığıysa, bu razı oluyorsunuz demektir. Ayrılmak için görünen bir sebebiniz olmayabilir, ancak iç sesiniz sebeplerinizi bilir. Yaşamımızda hali hazırda oldukça fazla sayıda fedakarlık yapıyoruz. İlişkide mutluluğunuzu feda etmeniz içinse hiçbir sebebiniz yok. Sizin ve partnerinizin romantik ihtiyaçlarının karşılanmasına izin verin.

Kırılmaktan korkup ilişkiden kaçmak da bir çözüm değil.
4. Birlikte olmayacağımızı bildiklerimizi sevmemek 

Çoğumuz, kendimizi potansiyel kalp kırıklıklarından korumak ister ve buna göre hareket etmeyi tercih ederiz. Enerjimizi genellikle olası mutluluklar yerine, kalp kırıklıklarını düşünmeye harcarız.  Gerçek şu ki, bazen bizi sevmeyenleri sevebiliriz. Bazen durum tam tersi olabilir. Hatta platonik olarak da aşık olabiliriz. Bu hisleri yok saymak yerine kabullenmeli ve geçiş sürecini seyretmeliyiz. Aşk ve sevgi, karşılık bulma üzerine kurulu değildir. Kendini açmak, sürecin getireceklerine bırakmak ve bencil olmamak, bu durumda yapılabilecek en iyi şeydir. Sonunda iyi şeyler olacağına inancınız tam olsun.

5. Neden bir ilişki içinde olamayacağımıza dair bahaneler üretmek 

Aşk ve işlevsellik arasında bir denge kurmak her zaman kolay olmayabilir. Özellikle yaşamımızda değişimlerin sık olduğu dönemlerde, genellikle ilk etkilenenler ilişkilerimizdir. Bu yüzden bir ilişki içinde olmak istemeyebiliriz. Bu, işin kolay kısmıdır ve kaçış yoludur. Kulağa biraz idealist gelse de, ilişkinizi devam ettirmek için içinizde doğru sebepleri bulduğunuzda devam etmemesi için hiçbir sebep yoktur. Yani, eğer hal hazırda sevdiğiniz biri varsa, ondan vazgeçme sebeplerinizin zamanlama ve yaşamınızın düzeni olması şart değil.

6. Kadınların sahip olduğu “romantizm için yemeğe götürülme gerekliliği” inanışı

Bu hareketin centilmence olduğu inkar edilemez. Ancak yemeğe çıkmayı bir gereklilik olarak görmek, günümüzde şart değil.  Herkesin ilişkiden beklentileri elbette farklıdır ve siz de yemeğe gitmeyi özellikle seviyor olabilirsiniz. Ancak bunu bir ölçüt olarak görmek, yanlış anlaşılmalara da sebep olabilir. Değerinizi bunun üzerinden ölçmek, size de boşuna kötü hissettirecektir. Romantizm, bir erkeğin bir kadını koruma altına alması değil, saygı duyması ve birlikte zaman geçirmekten keyif almasıyla ölçülür. Centilmenlik konsepti ise incelik, saygı, tutum ve iyi niyet ekseninde konumlandırılırsa daha sağlıklı ölçümler yapılabilir.

Kaynak

elitedaily

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale