X

2 aylık bir ara, yazarlık ve kafamdaki deli sorular

2 aylık bir ara vermişim yine. Değil 2 ay, bazen hepimiz 2 asırlık ara vermek istemiyor muyuz hayata, coğrafyamıza, kaderimize, dertlerimize, özlemlerimize, kim bilir daha nelere…

Çok konu var aklımda yazıya dökmek istediğim ama ne yazıktır ki yalnızca konu başlıklarını dökebiliyorum yazıya bir süredir, haliyle de yeni yazılar ile buluşturamıyorum sevgili okurlarımı.

Aslında kafamın içinde inanır mısınız milyonlarca kelime ve cümle var bu yazmayı istediğim konuları anlatabileceğim ama gelgelelim onları yazıya dökmeyi bir türlü başaramıyorum ne yazık ki.

İşte sanırım o da yazar olabilmemin baş kuralı olsa gerek. Babam gibi iyi bir yazar olmayı ne kadar çok isterdim halbuki. Hatta soruyorlar ya hep hayalindeki meslek ne diye, ben de hayalimde çalışmak olmadığını söylüyorum ya her seferinde ama 3-5 kişi dışında kimseyi ikna edemiyorum ya çalışmadan sürdürebileceğim bir hayat ile mutlu olabileceğime…

Hiç bu konuya girmiyorum şimdi çünkü uzar da uzar, herkesin çalışmadan sıkılmaz mısın dediğinde, aklımda beliren sıkılmamak için yapılacaklar listesi.

Ama madem ben sizleri ‘asla’ çalışmadığım bir hayat ile mutlu olacağıma inandıramıyorum, o zaman tamam hadi sizin istediğiniz gibi olsun. Benim de var elbet hayalimde bir meslek, o da yazarlık.

Evet evet yazarak para kazanılmadığını biliyorum elbette, hele de yaşadığımız toplumda. Ama sorarsanız eğer neydi seni mutlu edecek şey diye, işte o zaman yazı yazabilmek derdim…

Yazabilmek diyorum çünkü bir yazar olmadığımı zaten biliyorum. Benim yaptığım gibi 2 ayda bir aklındakileri yazıya dökebilmek değildir çünkü gerçek yazarlık. Hayalimdeki gibi düzenli yazı yazmak ve bundan para kazanabilmek. Belki kitap yazarlığı, belki gazete/dergi yazarlığı ama ne olursa olsun düzenli olanı.

İşte bence bütün mesele de bu zaten…

Bir şeyi düzenli yapmak, yapabilmek. O zaman başarılı olamayacağı şey yok ki kişinin.

Mesela her gün yarım saatimi ayırabilsem demiyorum çünkü ayırsam kelimesi bu cümle için daha uygun geliyor bana. Hepimizin hayalleri için ayıracak yarım saati yok mudur şu 24 saatlik gün içerisinde sizce?

Çocuklu aileler belki bu konuda kendilerini tenzih etmemizi isteyebilirler ama demeyin bana ey analar babalar, başınızı yastığa koymadan önce sosyal medyada bir 20 dakika olsun vakit harcamıyorsunuz diye. Aksini iddia edebiliyorsanız eğer sözüm meclisten dışarı elbette…

Aslında kimseye değil bu isyanım, tamamen kendime…

Yok mu bir 30 dakikacığım gün içerisinde? Var tabii, olmaz mı?

O halde hala neyi bekliyorum hayallerime ulaşabilmek için? Ben değil miyim yazı yazdıkça kendimi geliştirdiğime inanan? Ben değil miyim yazarlık ile ilgili kurslar araştırıp da gitmeyen? Ben değil miyim şu hayatta sadece yazı yazarak mutlu olabileceğime inanan?

Daha önce de aldığım kararlar olmuştu, gerek bu satırlarda sizlerle paylaştığım, gerek kafamda planladığım, gerek sevdiklerime dostlarıma danıştığım. Gerçekleştirdiklerim olduğu gibi gerçekleştiremediklerim ya da gerçekleştirmeyi istemediklerim de oldu inanın. Ama şimdi benim hayatımı belki de komple değiştirebilecek bir değişimden bahsediyorum. Neden olmasın ki? Neden buna bir şans vermeyeyim ki? Kim bilir bir gün gelir sadece bu satırlarda değil, büyük kitapçılarda da görürsünüz bu yazı aşığı Gizem’in ismini…

Olamaz mı, olabilir 🙂

Var mısınız hayallerinize ulaşmak ya da bir adım daha yaklaşabilmek için gününüzün kısa da olsa bir kısmını ayırmaya? Ben varım, en azından bugünkü düşüncem o diyeyim 🙂

Bakın neredeyse yarısına geliyoruz 2025’in. Dünya oldukça kötü bir yere gidiyor gitmesine de, bireysel hayatımızı olsun güzelleştirmeyelim mi en azından bizler de? Hadi o halde bir şans verin kendinize…

Sağlıkla neşeyle ‘özgürlükle’ heyecanla geçireceğimiz günlerde buluşmak dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Sosyal medya kötü bir bağımlılık mı yoksa güzel anılar mı?

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale