Güneşin toprağa değdiği zaman: Yaz dönümü

Haziran’ın 21. günü, yaz mevsiminin resmi olarak başladığı tarih. Bildiğimiz tüm özel günler var olmadan önce, insanlığın ilk zamanlarından beri şenliklerle kutlanan, herhangi ticari veya sosyal sebeplerle parlatılmamış, güneş, toprak ve insanın senkronize olduğu gün bugün.

21 Haziran gündönümü olarak algılansa da güneş, her sene 21-22 Haziran arasında bir zamanda Yengeç Dönencesi’yle buluşuyor. Bu yıl yerel saate göre 21 Haziran Çarşamba günü saat 07:24’te gerçekleşti. Güneşin tüm bereketinden, canlılığından, ışığından faydalanabileceğimiz yazın başlangıcı, hasatların toplandığı, canlılığın, heyecanın, aksiyon alma kararlarının doruğa çıktığı, içimizin sıcaklıkla, sevinçle dolduğu zamanların geldiğini haber veren gün bugün. Bu sene yüzünü bizden biraz esirgedi ama hava durumu tahminlerine bakarsak güneş tam da zamanında toprakla kavuşacak gibi duruyor.

Eski Mısırlılar, her şeyin yaratıcısı olduğuna inandıkları güneş tanrısına taparlarmış. Kare bulmaca çözenler iki harfli güneş tanrısına aşinadır. Günlerini güneşin doğuşuna göre planlarlarken, güneşin doğmasına güçlü olmak anlamına gelen “madjet” ismini koymuşlar. Güneşin batmasına ise “semektet” demişler. Güçten düşmek anlamına geliyor. Kadim uygarlıklarda güneşin batması, kişinin kendi içine dönme zamanının gelmesi olarak yorumlandığından, akşam olduğunda tüm gizemi ve mistik görünümüyle beliren ay şefkatli ve yumuşak haliyle iç dünyanın ve niyetlerin simgesi olurken güneş, maskülen enerjinin sembolü olarak, kişinin dışa dönük, sıcak, tutkulu, yoğun tarafını yansıtıyor.

Bizler Haziran koymuşuz adını, yılları aylara günlere bölmüşüz. Eskilerse bu zamanlara yaz bayramı demişler, günlerce dev ateşler yakıp güneşi, ışığı, rengi, sıcaklığı kutsamışlar. Kuzey yarımkürede yaz bayramı Haziran ayı ile başladığından, antik zamanlarda yapılan evlilikler bereketli olsun ve çiftler güneşin ışığından, enerjisinden faydalansın diye kutlamaların hemen hemen hepsi yaz bayramı zamanında yapılırmış. Evli çiftlerin düğün sonrası yaptıkları tatile “honeymoon” yani balayı denmesinin sebebi de çiftin kutlama boyunca bal şerbetinin fermente edilmesiyle meydana gelen alkollü bir içkiyi tüketmeleri. Birkaç gün kendi içlerine dönmek ve başbaşa kalmaları için etraftan çekilmek isteyen çiftler düğünlerinde bu içkiyi içip sonrasında kendilerine özel zaman ayırırmış. Bugün “balayı” denilen düğünden sonra evli çiftin tatil yaptığı dönem aslında bir Pagan geleneği.

Yılın bu zamanının anlamını bize daha da yakından anlatan başka canlılar da var, mesela günebakan çiçekleri. Güneşin ta kendisi. Onun yansımalarına göre duruşunu belirleyen, ışığıyla büyüyen, güneşle adeta dans eden günebakan, inancın ve adanmanın da simgesi. Capcanlı rengi ve adeta reverans yapan duruşu ile yaşamın kaynağına gösterdiği saygı sonsuz. Ulaşabileceğimiz en yüksek bilişin sembolü aynı zamanda, bundan sonra bir günebakan çiçeği gördüğünüzde onu koparmadan önce daha bir dikkatli inceleyin. Güneşin bir çiçeğin bedeninde nasıl can bulduğunu görün. Güneşten aldığı ışığı başkalarına dağıtacak, sıcak rengiyle neşeyi bulaştıran bir çiçek günebakan.

Yaz gündönümünde kendimiz için ne yapabiliriz bir de ona bakalım.

Bu hafta kendi kendimize koyduğumuz sınırlamaları gözden geçirmenin, plan yapmanın, ne zamandır bir türlü odaklanamadığımız şeylere başlamanın, dışarıda çok daha fazla zaman geçirmenin, güneş doğarken meditasyon yapmanın, suyla daha çok temas etmenin tam zamanı. Dışa dönük olma enerjisi taşıyan her aktivite bize maksimum fayda sağlar, güneşin muazzam gücünden faydalanarak, ona uyumlanarak  ihtiyacımız olan D vitamininden yararlanırız.

Nane, maydanoz, biberiye, kekik ve benzeri şifalı bitkileri kurutmak için en uygun zamanlar, yiyecek stoklamak yalnızca karıncanın yaz mevsiminde yaptığı bir iş değil, biriktirmek yalnız kış mevsimi ritüeli değil, her mevsimin kendi döngüsü var. İşte yaz ve kış, Yin ve Yang, gece ve gündüz. Her mevsim, sonraki mevsime hazırlık gerektiriyor, sen yazın ışığından, enerjisinden faydalanırken bir bakmışsın ki enerjik bir şekilde kış için biriktiriyorsun, yenileniyorsun. Tıpkı kışın dinlenip kendini yazın hareketine hazırladığın gibi.

Yaz gün dönümüne yakışan bir kitap tavsiye edip yazımı sonlandırıyorum. Evine gelmişsin, yanına en sevdiğin içeceği almışsın, ayaklarını uzatmışsın, malum diziler de sezon arası verdi, bir kitap fena olmaz. “Bir Yaz Gecesi Rüyası”na ne dersin?

İlginizi çekebilir: Farkındalığınızı arttıracak ve okuduktan sonra unutamayacağınız 10 kitap

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Sıla Karadoğan
İngiliz Dili Edebiyatı eğitimli, Mutfak Sanatları Akademisi programı sonrası kendi pastanesini açan bir pasta şefi, rafine şekerle vedalaşıp yalnızca kendi sevdiği şeyleri pişiren, okuyan, ... Devam