Zeka gerçekten de sadece anneden mi geçiyor?

Bir süre önce sosyal medya hesaplarımız bilimsel dayanakları olduğu iddia edilen, altında birtakım makale isimlerinin sıralandığı yazılarla doldu. Bu yazılar, hem anne hem babadan aldığımız diğer genetik özelliklerin aksine zekanın, hatta direkt olarak IQ seviyesinin anneden geçtiğini iddia ediyordu. Peki bu, gerçek olabilir mi, yani annemiz kadar mı zekiyiz? Bu konuda yazılıp çizilenlere ve işin iç yüzüne sizlerle birlikte bakalım…

Kromozomların çocuklara geçişi

Yazıların ortak noktası şu iddiaya dayanıyordu: Zekayı etkileyen genetik yapı (bunlara “zeka genleri” diyelim) X kromozomuyla ilişkiliydi ve annede iki tane X kromozomu bulunduğuna göre, çocuğun bunlardan birini mutlaka aldığına göre annenin zeka seviyesine sahip olması daha olasıydı.

Hemen küçük bir arka plan bilgisi verelim: Kadınlar XX, erkekler XY kromozomlarına sahiptir. Yani bir kadının vücudundaki her bir hücrede iki tane X kromozomu bulunurken, erkekler bir X bir de Y kromozomuna sahiptir. Sperm ve yumurta birleşip yeni bir canlı oluştururken, annedeki X kromozomlarından biri, babadan da X ya da Y çocuğa geçer. Babadan geçen kromozoma göre çocuğun cinsiyeti belirlenir; X geçtiyse çocuk XX (kız), Y geçtiyse çocuk XY (erkek) olur. Bir diğer deyişle, erkek doğuramadığı için kadınlara kızmak bilimsel olarak yanlıştır; zira cinsiyeti babadan geçen kromozom belirler (elbette bize göre herkes eşit olduğundan anneye ya da babaya kızmak düşünülemez bile, ama konumuz sosyoloji olmadığından bu kısmı geçelim).

Annenin kromozomlarından biri kendi babasından gelmiyor mu?

Peki anne, iki X kromozomunu nereden almıştır? Elbette kendi annesi ve babasından. Annemizin X’lerinden biri kendi babasına ait olduğuna göre, çocuğuna da bunu geçirmesi yüzde 50 olasılıkla mümkündür. Bu arada iki X kromozomu arasında birtakım gen alışverişleri olduğunu da ekleyelim. Yani, annemizin kendi ebeveynlerinden aldığı X kromozomları birbiriyle aynı olmadığı gibi, çocuğa geçene kadar kendi aralarında gen dizileri değiş-tokuş ettikleri için çocuğa geçen kromozom da nine ve dedesiyle tam olarak aynı olmaz. Ayrıca, iki X kromozomuna sahip insanlarda her bir hücre kromozomların bir kısmını devre dışı bırakır. Yani benzer özellikleri yöneten genlerden sadece biri aktif olarak kalır.

Bu konuda yazılmış sansasyonel yazıların ilk çöküş noktası da budur: “Zeka genleri”ni annemizden tam olarak almamız söz konusu değil; çünkü zekanın ancak yarısı bu X kromozomlarından herhangi birine bağlı olabilir.

Koşullanmış genler ve tarihi geçmiş çalışmalar

Bilim insanları bu çok basit ve bariz soruna bir açıklama getirmiş elbette: Koşullanmış genler. Bu genlerin “sadece anneden geçtiğinde çalıştıkları iddia ediliyor. Yani koşullanmış genler babadan alınırsa, devre dışı kalıyorlar. Deney farelerinin anne genlerinden ekstra bir doz aldıklarında daha büyük kafalı ve beyinli ve daha küçük vücutlu (çift doz baba geni alan farelerin tam tersi) olması da buna bağlanıyor. Ama bu bağlantıyı kuran, 1996 tarihli bir çalışma. Bu çalışmanın baş araştırmacısı, Cambridge Üniversitesi’nden nörobilimci Barry E. Keverne 2013’te yaptığı açıklamayla “bu bulguların bazılarının bir hata sonucu ortaya çıkmış olabileceğini” kabul etti.

İşin komik kısmı şu ki, ilgili yazılarda bahsi geçen makalelerin neredeyse hiçbiri yakın tarihli değildi. Oysa bilimsel çalışmalarda işimize geleni değil, mevcut verilerden en güncelini kullanmak esastır. Sansasyon yaratacak bir haber peşinde koşan gazeteci ve bloggerların bu prensibi unutmuş olması onlar için mutlu bir tesadüf olmuş olmalı, zira “ancak annemiz kadar zekiyiz” türü bir başlıkla internet ortamında tıklama rekorları kırabildiler (söz konusu makaleler ilgili sitelerde hala duruyor ve paylaşılmaya devam ediyor).

Zeka hangi oranda ırsi?

Genetik özelliklerimizin kromozomlardaki DNA ile bir nesilden diğerine aktarıldığı elbette doğru. Ancak insanlar olarak, hücrelerimizdeki üç milyar DNA baz çiftinin yüzde 99,5’ini diğer insanlarla paylaşıyoruz. Yani DNA’mız yüzde 99,5 oranla diğer tüm insanlarla aynı. Yani bizi birbirimizden ayıran özellikler sadece 15 milyon DNA baz çiftine bağlı. “Annemizle aynı zekaya sahip oluruz” iddiası bu koşullarda epey yavan duruyor.

Buna ek olarak, zeka testlerinin bilişsel kabiliyeti ve eğitimle öğrenilen yetenekleri (farklı düşünme, bütünü görme vb) de test ettiğini hatırlatalım. İkizler, evlat edinme ve DNA araştırmaları gösteriyor ki en fazla yarısı bize ebeveynlerimizden geçen zeka pırıltısının canlanması yaşa, eğitime ve çevreye bağlı.

Bilim insanları kadının elinden bu yanlış bilginin verdiği zaferi alırken, şunu söylemeden geçemiyor: İki ebeveynin de hayatta olduğu ailelerde, çocuğun zeka gelişiminde annenin rolü çoğunlukla babadan daha büyük oluyor. Genetik olarak değilse de, eğitim ve öğretim bakımından…

İlginizi çekebilir: Genetik değişkenler zeka farklılıklarını açıklayabilir mi?

Kaynaklar:
Daily Occupation
Pyschology Spot 
Scientific American 
Forbes 

Şule Kulein
Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine ... Devam