Yetiştim mi?

Yetişkin. TDK’ya göre;

1. Sıfat: yetişmiş, olgunlaşmış,

2. Evlenme çağına gelmiş (kimse)

3. Ruh bilimi: beden, ruh ve duygu bakımlarından olgunluğa erişmiş olan (kimse),

4. Ruh bilimi: gelişimin herhangi bir yönünde veya tümünde duraklama düzeyine erişmiş olan,

5. İsim: kanunların belirttiği belirli bir yaşı aşmış, toplumsal sorumluluklarını bilme durumunda olan genç.

Yetişkin. Anneme göre:

TDK’nın 2. maddesi ile aynı.

Yetişkin. Kelimenin kendisine göre:

YetişKİN

Yetişkin. Bana göre:

koşan insan
Arap Atı edasıyla yaşadığımız için hiçbir şeye yetişemiyoruz.

1. Bir Arap Atı edasıyla hayatını yaşayan ve bu hızı yüzünden hemen hiçbir şeye yetişemeyen, saatler tükenip de yatağa girdiğinde sadece gününü kotardığını fark eden vücudu gelişmiş birey canlısı.

2. Kendi varlığının önüne toplum, millet, marka, şirket gibi gerçekte var olmayan şeyleri koyan ve bunlarla ilgili bilgiyi aktarma konusunda yetenekli olan fantastik organizma.

3. İçerisinde bolca mantık, azıcık da duygu barındıran ‘deneyim’ kelimesi için yıllarını veren ve bunu marifetmiş gibi anlatan sıkıcı yapı.

4. Devlete yük olma yaşından çıkmış, devletin kendisine yük olma yaşına gelmiş moleküler robot.

Hayat, bir şeylere nasıl baktığımızla ilgidir. Baktığımız yerden ne gördüğümüzle… Yetişkinlik tanımlamalarım sayesinde benim negatifleri önceliklendirdiğimi ve hayatın sürtünme kuvveti sayesinde kendimi nötralize ettiğimi düşünen ve gözleri şu an bu yazıda olan diğer yetişkinler haksız da sayılmazlar. Pek tabi çok güzel yanları da var yetişmiş olmanın. Ama (kendisinden önceki güzel sözleri anlamsızlaştıran devasa kelime) birazdan sayacaklarıma yetişemediğim için kendimi ‘yetişkin’ olarak tanımlayamıyorum:

Yetişemiyorum sıcacık bir çay eşliğinde dilediğim kadar sohbete,

Yetişemiyorum aşk acılarıma,

Yetişemiyorum bir küçük dereye ayaklarımı sokup rahatlamaya,

Yetişemiyorum kuşların sesini duymaya,

Yetişemiyorum yeni aldığım kitabı bir ağacın gölgesinde okumaya,

Yetişemiyorum dostlarıma,

Yetişemiyorum kendimi anlamaya,

Yetişemiyorum sevdiğim adama “yanındayım, bunu da atlatırız” demeye,

Yetişemiyorum annemi haftada 1 kez görmeye,

Yetişemiyorum istediğim şehirlerde nefes almaya,

Yetişemiyorum 24 saat yaşamaya…

Neden mi?

Çünkü hep bir acelem var.

Çünkü hep bir mazeretim var.

Bir dursam, bir dursak, bir soluklansam, bir soluklansak…

Sizi bilemem ama ben çünkülerimden dolayı yetişemedim.

Serpil Şahin
Serpil Şahin, üniversite yıllarından beri medya işi ile ilgileniyor. Radyo ve TV ile başlayan yolculuk, İstanbul’a döndüğünde gazete ve dergi ile devam eder. Bir ... Devam