X

Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?

Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?

2012 Sonbahar-Kış sezonunda, Morgan markasının reklam kampanyası, yeni trendi “mutluluk” olarak açıklamıştı. Geçen ay yayınlanan, Louis Vuitton’un son moda şovundan esinlenen ve işe sadece “biraz daha” görünürlük katan  bir video ise, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Videodan yola çıkarak kendime sorduğum soru şu: “mutluluktan sonra, yeni trend fahişelik mi?”

Söylentilere göre, İngiliz dergisi Love yönetmen James Lima’dan, Fransa’nın klasik moda şovlarının çarpıtılmış bir halini videolaştırmasını istemiş. Videonun adı “Louis Vuitton AW13/14 by James Lima”; ancak ünlü marka, birçok polemiğe yol açan bu videonun kendileriyle herhangi bir şekilde bağdaştırılmasını reddediyor. Hım.

Çekilen videoyu onaylamadığım için linkini vermeyeceğim. Ancak neler olup bittiğini tarafsız bir şekilde(!) anlatmaya çalışacağım ki, hayatınızın çok değerli birkaç dakikasını harcamadan neler olup bittiğini anlayabilesiniz.

Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?
Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?

Sözü edilen videoda, podyumun (catwalk ) yerini kaldırımlar (sidewalk) alıyor. Aynı tema, aynı abartılı makyaj, aynı kıyafetler ve aynı hareketler. Tek fark, şovun fuhuş atmosferinin videoda Paris’in arka sokaklarına taşınmış olması. Genç ve solgun yüzlü anoreksik kadınlar, Pont Neuf yakınlarında, ışıklar şehri Paris’in karanlığında gösteriliyor. Üzerlerinde sadece iç çamaşırları ve kürkleri olan siyah peruklu bu kadınlar, vücutlarını otomobillerin ışıklarına karşı sergiliyorlar. Ve Louis Vuitton giyiyorlar. Ne kadar ironik!

Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?

Moda şovunun dekoru bir otel şeklindeydi: 50 model sırayla “yatak odası” olduğunu hayal ettiğimiz odalardan, iç çamaşırları, ipek elbiseleri ve omuzlarında erkek ceketleriyle çıkıyorlardı. Solgun suratları, dağınık peruklarına ve kırmızı rujlarına kontrast bir görünüm oluşturuyordu. Odaların içinde ise, duvarlara yansıtılmış erkek siluetlerini ve giyinen kadınları görebiliyorduk –tahminen cinsel ilişki sonrası.

Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?

Kreasyonda, oldukça fazla sayıda ipek “çıplaklık” ve dantelli transparan gece elbiseleri vardı. Defile boyunca en muhafazakar kıyafeti giyense Kate Moss’tu: çok fazla ten görmemize rağmen, göğüsleri ve kalçası kapatılmıştı. Daha az ünlü olan modellerin hiç biri bu şansı elde edememiş ve sözümona elbiselerini göğüsleri içerde giyme şansını dahi bulamamışlardı. Videodaki modeller için de aynı şey geçerli: çıplak bir sürü ten. Hatta bir noktada, modellerden biri arabada soyunuyordu.

Şıklık sorunsalı: Yeni “trend” fahişelik mi?

Şovun sonunda Marc Jacobs, bol pantolon ve uzun kollu gömlekten oluşan  kırmızı pijamalarının içinde seyircileri selamladı. Modellerin çıplaklığına daha da vurgu yapan bu durum, adeta kadın ve erkek imajlarının eşit olmayan bir şekilde simgelenmesini de gözler önüne seriyor.

 “Müslüman erkekler kadınlarını kapatarak erkeksi bir güç hissine sahip olurken, Batılılar aynı hissi onları soyarak yaşıyor.” -Fatima Mernissi (Le Harem et l’Occident, Albin Michel, 2001)

Love videosunda modellik ve fahişelik arasında kurulan bağ, bu iki mesleğin benzerliklerine ışık tutuyor. Merak ettiğim konu, bu videonun amacının ne olduğu. Yola çıkış noktası, iki meslek grubunun da vücutlarını satarak (daha doğrusu kiralayarak) para kazanıyor olması olabilir. Ancak, sadece bu bakış açısına takılı kalmak ve konuyu bu kadar basite indirgemek beni oldukça rahatsız ediyor.

Bir de şu var ki, bu elit couture tasarımlar çoğu zaman sıradan insanların giyeceği koleksiyonlar için referans oluşturuyor. Dehşet verici bir görüntü!

Bir zamanlar “Friends” adlı dizinin karakterlerinden Rachel Green, geceliği günlük kıyafet olarak kullanmak istediğinde başarılı olabilseydi, izleyiciler de onun bu hatasına düşebilirdi. Peki bu video, buna artık hazır olduğumuzu mu gösteriyor?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Mademoiselle Juliette: Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, belki de bu dünyada değiştirebileceğim şeyler vardır diye düşündüm. Etrafımdakileri sorgulayarak; okuduklarıma, gördüklerime, duyduklarıma kısacası etrafta olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorum. Asıl soru: aşk nerede? Hayat bir mücadeleyse, en azından anlam çıkaralım. Bu yazdıklarım, Paris'te yaşayan bir toplumsal cinsiyet araştırmacısı modern kızın modern dünyadan hikayeleri. www.wronggender.wordpress.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale