Yaşamda her şey politiktir: ‘Önce herkes için, sonra benim için’ demeli insan

Yaşamda her şey politiktir. İlişkilerimiz, işimiz politika üzerine kuruludur. 
Benim işim değil diyerek kenara çekilemeyiz. Hedef olmamak, tebaa kaybetmemek için “politik” görüşümüzü ve tavrımızı saklayamayız. Çünkü politika kendi hayatımızın iplerini bir diğerine nasıl teslim ettiğimizi belirleyen şeydir. 
Özgürlüğümüzü nereye ne kontratla verdiğimizin bir çıktısıdır. 

Parçası olduğumuz bütünün bize düşen sorumluluğudur. 
Politika ile ilgilenmemek, kendi sorumluluğundan, kendini yönetmekten kaçmaktır. 
Her şey politiktir. 
Düşünü, düşünceni söyleme şeklin, aile içindeki hiyerarşin, iş yerindeki tavırların, yediğin içtiğin…

Bir fikrin var ise, fikrinin sorumluluğunu al.
Söylediğinin ve olduğunun sorumluluğunu.
Yoksa özgürlük dediğin, diğerlerinin senin tabağına hak gördüğü kadar koyduğu yemek olur. 
Özgürlük dediğin, yaptığın kölelikte “en azından” dediğin bir noktaya razı gelmek olur fakat sonuç değişmez. Köle, köledir. 

Herkes sorumludur, yaptığı işten. 
Herkes sorumludur, yönetimden. 
Herkes sorumludur haktan. 
Herkes, diğerinden sorumludur. 
Aksi yaşam değil, tek kişilik hücrelerdir. 

Diğerini gözetmeyen akıl, diğerini gözetmeyen vicdan olmaz. Kendimizden koruyacak kadar sorumluyuz diğerlerinden. 
En çok da kendimizden…

O yüzden “önce herkes için, sonra benim için” demeli insan. 
Benlik ile bencilliği karıştırmamalı. 

İşte bu iç düzen de politiktir. 
İçindeki politikayla ilgilenmeyenin, dış politikası da kakafoni olur doğallıkla.. 

Mecburuz. 
Diğerleri öğrensin diye şehit olmak zorunda kalmamak için, sen öğren diye şehitler vermemek için, içsel politikamızı sağlıklı bir hale getirerek, dış politikayı hakimiyetimize almaya. 
Yoksa bu topraklar, bu varoluş çarçur olur. 
Ergen bir bilincin getirebildiği son noktaya geldik. Artık yetişkinlik kapısından geçme zamanı. Daha fazla direnmek, daha fazla kaçmak kendi varoluşumuza ihanetten başka birşey değil. 
Mecburuz, gelişmeye, öğrenmeye, kendi kendimizin üstadı olmaya. 
Bağımsızlığa mecburuz.
Kendi kendinin sorumluluğunu almak, bağımsızlıktır, özgürlüktür. 
Özgürlüğe mecburuz. 
Çünkü özgürlük nihai duraktır. 
Yolculuğumuz da, tefekkürümüz de burayadır. 
Ancak özgür kalpler aşka yürürler, aşk ile yürürler. 
Diğerleri hep ihtiyaç giderir…

İlginizi çekebilir: ‘Ne yapabilirim’ çaresizliğinden çıkıp hayatlarımızın dümenini ele alma vakti

Esra Uyman
Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya ... Devam