Toplumsal kaygı bozukluğu ile nasıl başa çıkılır?

Bir önceki yazımda toplumsal kaygı bozukluğunun ne olduğundan bahsetmiştim: 

“Toplumsal kaygı bozukluğunda kişinin temel kaygısı, çevresindeki kişilerin arasında küçük düşeceği bir davranışta bulunmak ya da yargılanacağı bir düşünceyi ifade etme korkusudur.”

Kaygı yaratan düşünceleri, sorgulanması gereken varsayımlar olarak ele alın.

Düşüncelerinizi değiştirmenin en önemli adımı o düşünceleri “gerçek” olarak kabul etmemektir. Kaygı yaratan düşünceleri, sorgulanması gereken varsayımlar olarak ele alın.

Kaygının azalması için kendinize sormanız gereken sorular:

  • Kaygılı düşüncelerim olmasına rağmen bunların gerçek olmadığı durumlar oldu mu?
  • Herkes sandığım kadar bana dikkat etmiyor olabilir mi?
  • Görüleceği için kaygılandığım bedensel tepkilerim dışarıdan görünmüyor olabilir mi? (kalp çarpıntısı, avuç içlerinin terlemesi veya midenize kramplar girmesi dışarıdan görünemez!)
  • Zaman zaman hızlı konuşmak ya da nefesi kontrol edememek doğaldır. İnsanlar bunu doğal karşılayacaklardır.
  • Kafamdaki senaryo gerçek olsa; en kötü ne olur?
  • Yaşanan olay tüm hayatımda ne kadar önem taşıyor?
  • Kaygılandığım durum gerçekleşse bile bu durum 1 sene sonra benim için ne kadar önemli olacak? (Çevrenizdekiler için 1 hafta hatta 1 gün sonra bile hatırlanmayan bir şey olacaktır)
Kimse size, sizin kendinize dikkat ettiğiniz kadar dikkat etmiyor.

Kendinize başkalarının gözünden bakmaya çalıştığınızda büyük olasılıkla ya durumlar abartıyorsunuzdur ya da yanlış yorumlamalar yapıyorsunuzdur.

Şunu unutmayın ki; kimse size, sizin kendinize dikkat ettiğiniz kadar dikkat etmiyor.

İlginizi çekebilir: İnsanların düşüncelerini neden önemsiyoruz?

Uzman Klinik Psikolog Romina Kuyumcuoğlu Psikolog
Romina Kuyumcuoğlu // Uzman Klinik Psikolog - Haliç Üniversitesi Psikoloji lisans eğitiminin ardından aynı üniversitede Klinik (Uygulamalı) Psikoloji yüksek lisansı yaparak uzmanlık eğitimini tamamladı. ... Devam