Tatlı, sevimli, komik.. Neden seviyoruz?

Tatlı, şeker, komik… Bu hissiyatları nasıl elde ederiz? Kökeni nedir?

Bu haftanın TED konuşmacısı filozof Dan Dennett, tatlı, sevimli ve komik şeylere olan ilgimizin evrimsel süreçte nasıl geliştiğine dair mizahi bir açıklama sunuyor.

Tatlıya Olan Düşkünlük Nereden Geliyor?
Tatlıya Olan Düşkünlük Nereden Geliyor?

Örneğin; Dennett’nin yorumuna göre, tatlıya olan düşkünlüğümüzün temel sebebi, şekerli yiyeceklerin yüksek enerjili yiyecekler olmasıdır. Yüksek enerjili yiyecekler kişinin enerji seviyesini ve hareket kabiliyetini yükselttiği için pozitif bir algıyla şekillenir. Doğada bu şekerli yiyecekler elma, armut gibi meyveler iken, günümüzde çikolatalı pastalar ve tatlılar bu içgüdüsel canlanmayı yaratabilme gücüne sahipler. Yani, çikolatalı pastayı sevmemizin sebebi tatlı olması değil, beynimizde yarattığı algıdır.

Tatlıya Olan Düşkünlük Nereden Geliyor?
Tatlıya Olan Düşkünlük Nereden Geliyor?

Benzer bir örneği, seksapel üzerinden de açıklayabiliriz. Genç kadınların çekici olduğuna dair algı, aslında kadınların seksi olmasıyla değil, içgüdüsel çiftleşme dürtüleriyle alakalıdır. Kadının ne kadar güzel veya çekici olduğunun aslında bu noktada çok fazla bir önemi yok.

Şempanzelerle aynı yönde evrilmiş olsaydık, tüysüzleşmeseydik, büyük ihtimalle bize çekici gelecek olan, tüylü kadın/erkek seksapel sembolü olacaktı.

Komiklik ve neşe de evrimsel teoriyle açıklanabilir.

Nörolojik sistemin bir iş yaptığında beyni ödüllendirmek üzerine kurulu olduğunu savunan Dennett, komiklik ve neşe kavramlarını da evrimsel süreç içerisinde inceliyor. Mizah duygusunun da, içgüdüsel olarak beyni ödüllendirme sistemi üzerine kurulu olduğunu savunuyor. Beynin arada hatalarını açıklama ihtiyacı üzerinde duruyor.

Konuşmasında yer alan deney ve ince esprileri için bu haftanın konuşmacısı Dan Dennett’in videosunu izleyebilirsiniz. Keyifli pazarlar!

Eda Günay
Eda Günay, Paris IV Celsa Sorbonne ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldı. Ecole Normale Superieur de Lyon'da psikoloji dergilerinin sosyal temsili üzerine ... Devam