X

Son Yılların En İyi 10 Aşk Filmi

Güzel bir aşk hikayesinden daha muhteşem bir şey var mı? Yüzyıllar boyunca ressamlar ve yazarlar, aşıkların hikayelerini ele almış ve bunları eserlerine yansıtarak aşkın güzelliğini göstermeye çalışmışlardır. Günümüzde aşk filmleriyle birlikte bu düşüncenin devam ettiğini ve aşkın hala insanlar için çok önemli olduğunu görüyoruz.

İster acı verici bir ayrılık yaşamış olun isterseniz de arkadaşlarınızla film gecesi yapmak istiyor olun, her duruma uygun bir aşk filmi bulmanız mümkün. Sizler için hazırladığımız 10 aşk filminden oluşan bu liste ile ruh haliniz nasıl olursa olsun, kendinize uygun bir film bulabileceksiniz.

  1. The Last Letter from Your Lover (IMDb puanı: 6,7)

 

2021 yılında çekilmiş olan bu İngiliz aşk filminde iki zaman diliminde geçen iki ayrı aşk hikayesine tanık oluyoruz. Filmi başkahramanlarından olan Ellie Haworth, hırslı bir gazetecidir ve 1965 yılından kalma gizli aşk mektupları keşfetmiştir. Bu mektuplarda bahsi geçen yasak ilişkinin gizemini çözmeye kararlı olan Ellie, mektupların Jennifer Sterling ve Anthony O’Hare tarafından yazıldığını çözmüştür ve mektupları okudukça ikilinin hayatına daha fazla dahil olmaya başlamıştır. Ellie, Jennifer ve Anthony arasındaki aşkın peşine düşmüşken aslında kendi aşk hayatının da kapılarını araladığını fark edecektir.

  1. Emma (IMDb puanı: 6,7)


Dönem filmlerini sevenlerin oldukça beğeneceği Emma, Jane Austen romanından uyarlanan ve 1800’lerin İngiltere’sinde geçen bir film. Zengin ve genç bir kadın olan Emma Woodhouse, iyi niyetli olsa da arkadaşlarının aşk hayatlarına karışmadan duramaz. Sakin ve küçük bir kasabada yaşayan ve her şeyden haberdar olmayı seven Emma, çöpçatanlıkla uğraşmakta ve herkesin ilişkisine burnunu sokmaktadır. Ancak bunları yaparken kendisi büyümenin ve arkadaşlar arasında yaşanan anlaşmazlıkların yarattığı zorluklarla yüzleşmek zorunda kalacak ve hiç beklemediği şekilde kendi aşk hayatında karışıklıklar yaşayacaktır.

  1. Sylvie’s Love (IMDb puanı: 6,8)


2020 yılında çekilen Amerikan filminde 1950 ve 1960’lı yılların New York’unda yaşanan bir aşk hikayesini izliyoruz. Filmde başkahramanlarımız Sylvie ve Robert isimli iki genç. Robert, 1957 yılında Sylvie’nin babasının plak dükkanında işe girmiştir. Filmde ikilinin bu tarihten sonra yıllar içerisinde tutkularını, karşılarına çıktıkları engelleri ve birbirleri için besledikleri hisleri keşfetmelerine tanıklık ediyoruz. Kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak bir filme ihtiyacınız varsa ve masal gibi bir aşka tanık olmak istiyorsanız, Slyvie’s Love ile tatlı bir aşk hikayesi izleyebilirsiniz.

  1. A Star is Born (2020) (IMDb puanı: 7,6)


Lady Gaga ve Bradley Cooper’ın başrollerde olduğu bu film aslında ilk feda 1937’de çekildi ve ardından başka oyuncularla çok defa yeniden çekildi. Filmde alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele eden ünlü country şarkıcısı Jackson Maine ve keşfettiği yetenekli bir genç şarkıcı olan Ally’nin hikayesini izliyoruz. Jackson, oldukça yetenekli olduğunu gördüğü Ally’yi onunla tura çıkması için davet eder ve ikilinin arasında romantik bir ilişki başlar. İkili müzik aşkları sayesinde bir araya gelmiş olsalar da Ally’nin ün kazanmasıyla her şey toz pembe ilerlemeyecektir. Aşkı her yönüyle hissettiren bu filmde Lady Gaga’nın şarkıları ile tüm duyguları daha derinden hissedeceksiniz.

  1. Phantom Thread (IMDb puanı: 7,5)


İyi bir evlilik için eşlerin birbirlerine tekrar tekrar aşık olması gerektiği söylense de Phantom Thread’de evliliğin çok daha farklı bir yönüne tanık oluyoruz. 1954’lerin Londra’sında geçen bu filmde Reynolds Woodcock, ünlü bir moda tasarımcısıdır. Reynolds, kız kardeşi Cyril ile birlikte çalışmakta ve sosyetenin ünlü isimlerini giydirmektedir. Reynolds, kadınların arkadaşlığından zevk alan bekar bir adam olsa da karşısına çıkan Alma karşısına çıktığında hayatında bir şeyler değişmeye başlayacaktır. Aralarında romantik bir ilişki başlar ve Alma, Reynolds’un ilham perisi haline gelir. Cyril, başlarda Alma’ya güvenmese de zaman içinde onun inatçılığına ve kararlılığına saygı duymaya başlar. Bu ilişki ile midede kelebeklerin uçuştuğu flört evresinden uzun dönemli ilişkilerde yaşanan sinir bozucu dönemlere kadar her evreye tanık olabileceksiniz.

  1. La La Land (IMDb puanı: 8)


La La Land’de, yani aşıklar şehri Los Angeles’ta Mia ve Sebastian arasında yaşanan aşkı anlatan bu filmde sihirli bir dünyaya adım atacaksınız. Başkahramanlarımızdan Mia, oyunculuk hayalinin peşinden gitmek için üniversiteyi bırakmış ve Hollywood’a taşınmış bir gençtir. Sebastian ise caz piyanistidir ve bağlı olduğu müzik geleneğin devam ettirmek için elinden geleni yapmaktadır. Mia ve Sebastian birkaç kez uygun olmayan koşullarda karşılaştıklarından dolayı birbirlerini pek sevmemiş olsalar da kariyerlerine duydukları tutku ile zamanla birbirlerine yaklaşırlar. İkilinin arasındaki aşk, izleyenleri özendirecek bir seviyede olsa da hayat, aşıkların zaman içinde hayallerinden uzaklaşmalarına neden olacaktır.

  1. Moonrise Kingdom (IMDb puanı: 7,8)


Biraz da genç aşıkların hikayelerini izlemek ve yaşadıkları yoğun duygulara şahit olmak isterseniz, Wes Anderson’ın bu filmini izlemelisiniz. 1965 yılında New England’da geçen bu filmde adadaki izci kampında 12 yaşındaki Sam ortadan kaybolmuştur. Herkes, organize olarak Sam’i ararken adanın başka bir yerinde başka bir genç kızın kayıp olmuştur ve ailesi bu genç kızı, Suzy’yi aramaktadır. İşin aslı Suzy ve Sam aşk yaşamaktadır ve ikili, yanlarına aldıkları erzakla peşindeki insanlardan kaçabileceklerini düşünmektedir. Filmi izlerken kendinizi bir masalın içerisinde hissedecek ve ikilinin ve onların peşine düşen insanların maceralarına tanık olacaksınız.

  1. The Vow (IMDb puanı: 6,8)


2012 yapımı bu film, Kim ve Krickett Carpenter çiftinin gerçek hikayesine dayanıyor. Filmde Leo ve Paige, yeni evli bir çifttir. Çift, ciddi bir trafik kazası geçirdikten sonra Paige bilincini kaybeder ve kocası Leo’yu hatırlamaz. Hatta bilincinde hayatının son beş yılına dair hatıraları parça parçadır. Paige normalde ailesiyle sık görüşmese de ailesi bu durumu kendi avantajlarına kullanıp Paige’i onlarla gelmeye ikna eder. Paige hatırlayamadığı yaşantısını geri kazanmaya çalışırken ailesi onu eski nişanlısıyla bir araya getirmeye çalışır. Bu süreçte Leo, Paige’in mutluluğunu her şeyin önüne koyar ve kendisine tekrar aşık olması için çabalar.

  1. Take This Waltz (IMDb puanı: 6,6)


Bu film ile biraz daha farklı bir aşk hikayesine tanık oluyoruz. Filmde Margot, kocası Lou ile mutlu bir evlilik sürmekte olsa da Daniel ile tanıştığında aralarındaki çekimi görmezden gelmesi mümkün değildir. Margot, Lou’ya sadık kalmaya kararlı olsa da Daniel ile düzenli olarak görüşmeye devam eder. İkilinin arasında fiziksel olarak bir şeyler geçmese de Margot, Lou’yu duygusal anlamda aldatır. Margot’un Lou ile evliliğinde ve Daniel ile ilişkisinde her ilişkinin heyecanla başladığına ve en sonunda başka bir şeye dönüştüğüne şahit oluyoruz.

  1. The Notebook (IMDb puanı: 7,8)


Kitaptan uyarlanan ve gerçek bir hikayeye dayanan The Notebook, bizlere 1940’larda geçen muhteşem bir aşk hikayesine tanıklık etme fırsatı sunuyor. Film, huzurevinde yaşayan Duke’un demans nedeniyle hafıza kaybı yaşayan bir kadına aşk hikayesi okumasıyla başlıyor. Bu aşk hikayesi, Noah ve Allie isimli gençlere aittir ve bu gençler, aralarındaki sosyal sınıf farkından dolayı ilişkilerinde ailesel birtakım sorunlar yaşamaktadır. Masal gibi bir hikayede Noah ve Allie’nin hikayesinin mutlu sonla bitip bitmediğini öğrenmek için sabırsızlanacaksınız.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale