Son yılların en çok konuşulan romanları 

Romanlar, bizi başka dünyalara götürerek zamanda ve farklı duygular arasında gezinmemize olanak tanır. Edebiyat dünyasının sarsılmaz klasiklerinde olduğu kadar son yıllarda yayımlanan kitaplar arasında da okuyucuya birçok duyguyu aynı anda sorgulatan ve hayata bakış açısını genişleten değerli eserler var. Özellikle 2020’lerin başından itibaren eleştirmenlerden de okuyuculardan da tam not almış, dünya genelinde büyük yankı uyandırmış romanları bir araya getirdik. 

Kayıp Yarım – Brit Bennett

2020 The New York Times, People, Time, Vanity Fair ve Glamour gibi sayısız mecra tarafından yılın kitapları arasında gösterilen Kayıp Yarım, 21. yüzyıl edebiyatının en güçlü konuklarından. 16 yaşında evden kaçıp birbirinden ayrıldıktan sonra bambaşka kimlikler kazanan ikiz kardeşler üzerinden ırk, benlik ve aidiyet kavramlarını sorguluyor. Değindiği derinlikli temalar sebebiyle yayınlandığı günden beri kültürel bir fenomen olan kitap, farklı yaşam biçimlerinin yarattığı psikolojik yolculuğu incelerken algı ve kader arası ilişkiyi inceliyor.

Gece Bekçisi – Louise Erdrich

2021 Pulitzer Ödülü’ne layık görülen Gece Bekçisi, okuyucuyu 1950’lerin Kuzey Dakota’sına ışınlıyor. Bölgedeki yerlilerin hikayesini ele alan kitap, temelde ulus kimliğinin ve varoluş mücadelesinin doğuşunu işliyor. Bunu yaparken politik olduğu kadar kişisel düzeyde araştırmalar yaratıyor ve anlatılan tarihi sorgulamaya itiyor. Yazarın, büyükbabasının yaşam hikayesinden yola çıkarak aktardığı bu etkileyici hikaye, yerli toplulukların sesini modern dünyaya taşıyor.

Shuggie Bain – Douglas Stuart

1980’lerde Glasgow’un yoksul bir mahallesinde geçen Shuggie Bain, yazarın ilk romanı olmasına rağmen 2020 Booker Ödülü’ne layık görüldü. Annesiyle arasında çatışmalı bir ilişki olan küçük bir çocuğun hayatına odaklanan eser, yoksulluk ve sevgi temalarını ele alıyor. Cesur bir dille aktardığı hikaye, duygusal yoğunluğunun yüksek oluşu ve etkileyici anlatısıyla okuyucuyu hırpalıyor ve hayatın acımasız yargılarını küçük bir çocuğun gözünden ortaya koyuyor.

Klara ile Güneş – Kazuo Ishiguro

Nobel ödüllü yazarın son eserlerinden olan Klara ile Güneş, günümüz dünyasında açıkça sorgulanmaya başlayan yapay zeka ve insan arası ilişkiyi irdeliyor. Yeni teknolojilerle birlikte köklü değişim geçiren bir toplumda geçen hikaye, bir robotun gözünden sevgi ve aşk kavramlarını araştırıyor. Zengin bilimkurgu ögeleri ve sıra dışı duygusal temalarıyla derinlikli bir anlatı sunan eser, insan ilişkileri ve duygularına dair önemli savlarda bulunuyor.

Lincoln Otobanı – Amor Towles

1950’lerin Amerika’sında geçen Lincoln Otobanı, sade anlatıya sahip ama destani bir modern klasik. Cezaevinden çıktıktan sonra küçük kardeşini alarak yola çıkan bir karakterin hikayesini konu ediniyor. Klasik Amerikan modern geleneğini koruyan eser, derinlikli karakterleri ve akıcı anlatımıyla okuyucuyu yalın bir hikayeye dahil ediyor. Yaklaşık 10 gün süren yolculuk boyunca değişen karakterler ışığında okuyucuya farklı temalarda sorgulamalar yaptırıyor.

Güven – Hernan Diaz

Son yılların yükselen isimlerinden Hernan Diaz imzalı Güven, kazandığı ödüllerle adından sıklıkla söz ettiren eserlerden. Çağdaş Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden olan Diaz, bu eserinde zenginlik ve güç gibi kavramları ele alıyor. Amerika’nın zengin ailelerinden birinin üyesine odaklanan hikaye, New York Borsası’nın gözde yatırıcımlarının aslında tüm dünyanın kaderi üzerinde etkili rol oynadığını gösteriyor. Güç ve gerçeklik üzerine kurduğu güçlü anlatısıyla olaylara farklı açıdan bakma şansı sunuyor.

Intermezzo – Sally Rooney

Normal People’dan bilinen Sally Rooney’nin çarpıcı işlerinden olan Intermezzo, babalarını kaybeden iki erkek kardeşin hayatı üzerinden aşk, yalnızlık ve bağ kurma temalarına değiniyor. Aynı süreci farklı şekilde atlatan kardeşlerin, yasla başa çıkma şekillerini ve ilişkilerini konu ediniyor. Duygularını bastırarak görünürde devam eden bir karakterin karşısında, derin bağ kurmaya çalışan diğer karakteri gösteriyor. Arada kalan insanların hissettiği sıkışmışlık halini yalın ve oldukça içsel bir dille okuyucuya aktarıyor.

Huzur Denizi – Emily St. John Mandel 

Yaşadığımız hayatın simülasyon olup olmadığını sorgulayan Huzur Denizi, son dönemin en beğenilen bilim kurgu romanlarından. Kanada’nın ücra bir adasında geçen hikaye, geleceğin bilinmezliğinin kişi üzerinde yarattığı derin ızdırap hissini ele alıyor. Gerçekliğin sorgulandığı bir dünyada, sürgün edilmiş ve ardından deliliğe sürüklenmiş bir karaktere odaklanırken farklı hayatların nerede kesiştiğini ve ne kadar kolay altüst olabileceğini anlatıyor. Bağların kopup tekrar kesişmesiyle kıvrılan hikaye, evrendeki zaman akışını bozacak kadar olağanüstü heyecanlar barındırıyor.

Veba Geceleri – Orhan Pamuk

Orhan Pamuk’un ses getiren işlerinden olan Veba Geceleri, Osmanlı’nın 3. Veba Pandemisi dönemini konu ediniyor. Küçük bir adada geçen sürükleyici hikaye okuyucuya, siyaset ve aşk arası kesişen katmanlı bir kurgu sunuyor. Karantina, salgın, devlet ve birey arası ilişkileri masalsı bir havayla irdelerken günümüze ışık tutacak sorgulamalar yapıyor. Osmanlı’nın son döneminde patlak veren bir kriz sonrası ortaya çıkan iktidar mücadelesini ve modernleşme sancılarını aktarıyor. 

4 Gün 3 Gece – Ayşe Kulin

Tek bir mekanda ve sadece dört gün üç gecelik bir zaman diliminde geçen 4 Gün 3 Gece, bir düğün sebebiyle bir araya gelen birbirinden farklı karakterlere odaklanıyor. Farklı yaş gruplarından ve ailelerden gelen karakterler üzerinden ilişki bağları ile bastırılmış duyguları ele alıyor. Kısacık bir zaman diliminde kesişen farklı hayatlar ve anlatılan hikayeler, bireyin iç sorgulamalar yaptığı zengin bir anlatıya dönüşüyor. Her ayrıntısı incelikle tasarlanan hikaye, oldukça derinlikli diyaloglar barındırıyor ve kişiye birçok anlamda ayna tutuyor.

İlginizi çekebilir: Umut konulu kitaplar

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!