Sokaktaki canlarımız için yapabileceklerimiz var

Bugün sizlere sokaklardaki canlarımızdan bahsetmek istiyorum. Özellikle soğuk kış günlerinde bilhassa daha fazla hassasiyet göstermemiz gerektiği konusunda herkes hemfikirdir diye düşünüyorum. Ama bir de kendini dünyanın hakimi sanan bazı insan oğlu insanlar (!) var ki, bırakın duyarlı olmalarını beklemeyi, tam tersi şuursuzca kendi eksikliğini bastırmak için hayvanlara zulmediyorlar. Bunu hiçbir şekilde anlayamıyorum. Bir insan konuşamayan, üstelik yardıma muhtaç zararsız bir varlığa nasıl işkence edebilir? Bu gerçekten kalbimin dayanamadığı bir durum. Bu nasıl bir sapıklıktır? Bu nasıl bir hasta ruhluluktur? Bu tarz haberleri duydukça ne aklım alıyor ne de kalbim dayanabiliyor.

Geçenlerde dışarıda bir yere giderken bir köpek hızlı hızlı yanımdan yürümeye başladı. Biraz konuşup sevmek için köpeğe doğru adım attığımda köpek korkar vaziyette yanımdan uzaklaştı. Sonra bir an durdu geriye döndü. Gülümsedim ve göz kontağı kurarak tekrar ona doğru bir adım daha attım yavaşça. Yine de emin olamadı. Korktu gitti. İçim cız etti. “Kim bilir nasıl korkuttular hayvanı?” dedim kendi kendime, çok üzüldüm. Kim bilir nasıl kötü davrandılar?

Yine geçenlerde bir videoya denk geldim. Hepiniz görmüşsünüzdür. Maalesef tecavüze uğramış bir köpek yemek yemeyi reddediyordu. Bakımını gerçekleştiren kişi onun bulunduğu yere girip onunla birlikte yemeğini yiyordu. Sırf onu yemek yemeye ikna etmek için…

Böyle haberleri görünce içim ısınıyor. Umudum yeşeriyor. İçimde çiçekler açıyor. Ama o köpeğin korkmuş halini görünce kelimelerim yetmiyor, boğazım düğümleniyor. Bu tarz şeylerle karşılaştığımda “hayvan oğlu hayvan” deyiminin hakaret olarak kullanılmasının ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha anlıyorum.

Sokak hayvanları bizim dilsiz canlarımız. Ben hiçbir hayvanın durduk yere kimseye saldırdığını görmedim sokakta. Fakat durduk yere hayvana tecavüz eden, işkence eden insan görünümlü yaratık çok gördüm. Üstelik gerçekten sevgiyle yaklaştığınızda çoğu insandan daha vefalılar.

Her imkana, her şeye sahibiz. Sığınacak evimiz var, sıcacık evlerde yaşıyoruz. Yiyecek ekmeğimiz var. İçecek suyumuz var. Evimizin önüne koyacağımız bir kap su, bir kap mama ile onlara fayda sağlamak ne kadar zor olabilir ki? Sadece asıl sorunumuz dikkatimizi o yöne çevirememek, hepsi bu! Bunu aşmak bu kadar güç olmamalı. Özellikle bu soğuk kış günlerinde kapımızın önüne bir kap su ve mama koymayı unutmayalım lütfen! Bir de yine bu soğuk kış günlerinde özellikle ısınmak için arabanın altına giren hayvanlar için arabayı çalıştırmadan önce kaputa vurmayı unutmamalıyız.

Çoğumuz gözü kapalı nefes alıyor. Gözü kapalı çalışıp gözü kapalı yaşıyor gidiyor bir hengame içinde. Gözümüzü açabildiğimiz noktada birazcık duyarlı olabilirsek ve farkındalığımızı geliştirebilirsek, düşünsenize, dünya çok daha güzel bir yer olmaz mı?

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Dinlemeyi öğrenmek, işte bütün mesele bu!

Gamze Okutan
15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ... Devam