X

Soğan Kaç Kalori?

Zambak ailesinin bir üyesi olan soğan dünyanın her yanında olduğu gibi ülkemizde de sık sık mutfaklarda kullanılan çok aromatik sebzelerden bir tanesi. Pek çok besin ve aroma sağlarken kalorilerden ve yağdan yoksun olması onu özel bir sebze haline getiriyor. Soğan aynı zamanda kolesterol ve glutene de sahip olmadığından neredeyse her sağlıklı yeme planına eklenebiliyor.

Soğanın kesildikten sonra zehirli hale geldiğine veya saç gelişimini hızlandırdığına dair bazı şeyler duymuş olabilirsiniz. Ancak araştırmalar soğana dair bu efsanelerde pek de gerçeklik payı olmadığını gösteriyorlar.

Soğan Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?

Bir orta boy soğan 110 gram kadar tutar ve bu miktar 44 kalori, 1.2 gram protein, 10.3 gram karbonhidrat ve 0.1 gram yağ sağlar. Soğan aynı zamanda iyi bir C vitamini, B6 vitamini, potasyum, folat ve manganez kaynağıdır.

  • Kalori: 44 kcal
  • Yağ: 0.1 g
  • Sodyum: 4.4 mg
  • Karbonhidrat: 10.3 g
  • Lif: 1.9 g
  • Şeker: 4.7 g
  • Protein: 1.2 g
  • Potasyum: 161 mg
  • C vitamini: 8.1 mg
  • Folat: 20.9 mcg
  • Manganez: 0.1 mg
  • B6 vitamini: 0.1 mg

Karbonhidrat

Bir orta boy soğan yaklaşık 10 gramın üzerinde karbonhidrata sahiptir. Bunun 4.7 gram kadarı şekerdir ve 1.9 gramı da liftir. Soğanın glisemik endeks değeri 10-15 arası gibi düşük bir değerdir. Yani kan şekeri üzerindeki etkileri düşüktür.

Yağ

Soğanda kendi başına minimal oranda yağ vardır. Bununla birlikte genelde soteleme aşamasında yağla birlikte hazırlanır. Ayrıca salata soslarıyla sunulur veya kızartılır. Bunlar da yemeğinizdeki yağ miktarında artış sağlarlar.

Protein

Soğanın protein değeri çok yüksek değil ve porsiyon başına 1 gramın biraz üzerinde. Eğer protein alımınızı arttırmak istiyorsanız, yumurta ve yağsız et gibi yüksek proteinli gıdaların yanında aroma katmak veya besin eklemek amacıyla kullanabilirsiniz.

Vitamin ve Mineraller

Soğan pek çok besin sağlar ve özellikle de C vitamin, B6 vitamini, folat, potasyum ve manganez içeriği ile dikkatleri üzerine çeker. Ayrıca biraz kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, çinko, bakır, selenyum, kolin ve diğer vitamin ile minerallerden de alırsınız.

Kalori

Bir orta boy soğan 110 gram kadar tutar ve bu miktar 44 kalori sağlar. İnce bir soğan dilimi 9 gram kadar tutar ve bu miktar 3.6 kalori sağlarken, biraz daha kalın bir dilim 38 gram kadar tutar ve 15 kalori sağlar.

Soğanın Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Soğanda çeşitli fitokimyasallar vardır ve bunlar hastalıkları savuşturmanıza ve sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olabilirler.

Kalp Hastalıkları ile Savaşır

Soğanda alil sülfitler adı verilen güçlü bileşenler vardır ve bunlar kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı olurlar. C vitamini de aynı zamanda kalp damar sağlığına fayda sağlayan bir antioksidan olarak görev yapar ve içindeki quercetin adı verilen flavonoid ise tansiyonu düşürür ve inflamasyonu engeller.

Kanseri Önlemeye Yardımcı Olabilir

Soğanda bulunan alil sülfitler kansere karşı da koruma sağlayabilirler. Bunlar kanser gelişimi ile bağlantılı bazı metabolik yolların düzenlenmesinden sorumludurlar. Buna hücre döngüsünü yakalama, kanser hücrelerinin taşınmasını önleme, apoptozu başlatma gibi bazı şeyler dahildir.

Obezite Riskini Azaltabilir

Çoğu laboratuvar çalışmasında genelde soğanın hayvanlar üzerindeki etkileri incelense de, 2021’de yapılan bir değerlendirme çalışmasında insanlar üzerindeki etkilerine bakılmış. Pek çok çalışmada soğanın aktif bileşenlerinin beden ağırlığında azalma ile bağlantılı olabileceği belirtiliyor.

Erkek Doğurganlığını Destekler

Soğan kabuğu ekstresinin sperm fonksiyonlarında temel bir rolü olan HV1 kanalının aktivitesini iyileştirebildiği belirtiliyor. Çalışmalara göre soğan kabuğunun etkileri o kadar güçlü ki, kısırlık ilaçlarının içerisinde bile kendisine yer bulma potansiyeline sahip.

Hafızayı İyileştirebilir

Soğanda inülin adı verilen çözünür bir prebiyotik lif vardır ve bağırsaklardaki sağlıklı bakteriler bunlarla beslenirler. Yapılan bir çalışmada inülinin ruh hali ve beyin performansı üzerindeki etkileri gözlenmiş. Sonuçlara göre inülin almak kısa vadeli hatırlama ve tanıma üzerinde iyileştirici etkilere sahip. Ancak bu konuda daha fazla araştırma gerekiyor. Yine de soğandaki inülin bilişsel işlevler konusunda faydalı olabilir.

Soğanın Zararları Nelerdir?

Astım, ciltte tahriş, burun akıntısı gibi pek çok alerji belirtisi genelde soğanı tüketmekten değil ona dokunmaktan kaynaklanır. Yine de pişmiş soğana karşı da anaflaktik şok gibi bazı etkiler görülebilmektedir.

Soğana dokunmak veya onu yemek gibi durumlar nedeniyle alerji belirtileri görürseniz bu muhtemelen hemen veya bir kaç saat içerisinde olacaktır. Soğana alerjiniz olabileceğini düşünüyorsanız doktora görünün.

Soğan kesim sürecinde gözler tahriş olabilirler. Soğan kesildiğinde onun hücrelerini kırarsınız. Bu süreçte sülfenik asitler ile enzimler propanethial S-oksit üretimine yol açarlar ve bu madde yukarı doğru uçarken, gözlerde yanma ve sulanma meydana gelir.

Soğan yemek, özellikle de çiğ tüketimi durumunda nefesinizin kokmasına yol açar. Soğanda tüketildiğinde kan akışına geçebilen sülfürlü bileşenler vardır ve bunlar daha sonra ter gözeneklerinden dışarı atılırlar. Bu nedenle soğan yedikten sonra soğan gibi kokabilirsiniz.

Göz tahrişine engel olmak için gözlük takarak veya soğanı buzdolabında 30 dakika kadar bekleterek doğamayı deneyebilirsiniz. Ağız kokusuna engel olmak için maydonoz faydalı olabilir.

Soğanda fruktanlar da bulunurlar. Yani irritabl bağırsak sendromu nedeniyle düşük FODMAP diyetlerini takip edenlerin soğanın karın ağrısı, şişkinlik ve gaz yaratabileceğinin farkında olmaları gerekir.

Soğan genel olarak güvenli görülen bir gıdadır. Ancak piştiği zaman kan sulandırıcının etkilerini arttırabilir. Ayrıca kan şekeri kontrolünde iyileşme sağladığından bu tür ilaçların dozajında ayarlama gerektirebilir. Bu nedenle reçeteli ilaç alanların doktorlarına danışmaları uygun olur.

Nasıl Depolamalı ve Kullanmalı?

Taze soğanı kuru, iyi hava alan bir yerde oda sıcaklığında 2-4 hafta kadar saklayabilirsiniz. Ancak kesmeden önce suda yıkamayı unutmayın.

Soğanı doğradıktan sonra buzdolabında 7 gün kadar dayanır. Ancak küf işareti görecek olursanız atmanız gerekir. Hava almayan bir kapta saklamak küf oluşumuna engel olabilir.

Soğanı buzlukta saklamak için onu doğrayın. Kabuğu soyulmuş, yıkanmış ve dilimlenmiş soğanın dondurmadan önce haşlanması gerekmez. Onu bir pişirme kağıdının üzerinde düz şekilde dondurun ve sonra hava almayan kaplar içerisine yerleştirin. Böylece ihtiyaç anında istediğiniz kadar soğanı alabilirsiniz. Dondurmadan önce blenderdan geçirip püre haline de getirebilirsiniz. Buzlukta bir yıla kadar dayanacaktır.

Soğanı soslara, yahnilere, çorbalara aroma katması için doğrudan doğrayarak kullanabilirsiniz. Ayrıca salatalarınıza biraz gevreklik ve aroma katmak için de kullanabilirsiniz. Sandviç gibi yemeklere eklemek isterseniz doğramak yerine dilimlemeyi tercih edin.

Soğanı kavurmak, ızgaraya katmak ve sotelemek mümkündür. Ayrıca omletin içerisine koyulduğunda ve mangalda da iyi gider. Kuru soğan tozu alacak olursanız onun da yemeklere çok iyi gittiğini fark edebilirsiniz.

Sonuç Olarak

Soğanın sağlığa faydaları hayli etkileyici. Bu besin dolu sebzede kalp hastalıkları ve belli kanserlerin riskinde azalma sağlayabilecek güçlü bileşenler bulunuyorlar.

Soğanın bakteri karşıtı özellikleri var ve sindirim sağlığına iyi geliyor, bu da immün işlevlerde iyileşme sağlayabilir.

Bunun yanında aromasının kuvveti sayesinde özellikle baharatlı yemeklere çok iyi gider.

Soğanı beslenmenize eklemek kolaydır ve genel sağlığınıza da fayda sağlar.

kaynaklar;

https://www.medicalnewstoday.com/articles/276714#benefits

https://www.healthline.com/nutrition/foods/onions

https://www.verywellfit.com/onions-nutrition-calories-and-health-benefit-4119066

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale