X

Selülitle mücadelede yeni trend: Kahve ile masaj deneyimi

Kapıyı çalan yaz mevsimi sadece kış aylarında aldığım kiloları değil, özellikle bacak bölgemde yoğunlaşan selülitleri de hayatımın gündemine yerleştirdi. Hemen her kiloda ve vücut tipinde görülebilen selülit problemi, hareketsizlik, yanlış beslenme, kan dolaşımının yavaşlaması ve hormonlar gibi birçok farklı sebepten kaynaklanabiliyor. Buna rağmen, etkili çözüm önerileri oldukça kısıtlı.

Masajın selülit ile savaşma konusunda en faydalı yöntemlerden biri olduğu biliniyor. Hele de profesyonel eller tarafından, kahvenin canlandırıcı etkisinden yararlanarak uygulandığında, olumlu sonuçları kısa sürede gözlemlemek mümkün. İşte bu yüzden Grand Hyatt İstanbul, bikini sezonu öncesi portakal kabuğu görünümünden kurtulmak isteyen herkesi Gaia SPA’ya davet ediyor. Detoks yapan ve enerji veren kahve masajı hem selülit ile savaşıyor, hem de muhteşem bir vücut peeling’i görevi görerek yaza pürüzsüz girmenizi sağlıyor.

Gaia Spa- Grand Hyatt İstanbul

Gaia SPA’nın atmosferi, insanı girer girmez içine alıyor. Sade ve zarif dekorasyon, loş ışıklar ve aromatik kokular sayesinde, rahatlamaya seans öncesinde başlıyorsunuz. Kişiye özel seans odaları oldukça ferah ve temiz. Soyunma odalarında ise her şey sizin yerinize düşünülmüş. Bornoz, havlu, duş terliği ve yedek iç çamaşırı gibi ihtiyaç duyabileceğiniz pek çok şeyi bulabiliyorsunuz. Size düşen tek görev, kendinizi seansın rahatlatıcı etkisine bırakmak oluyor.

Selülit masajı denince, sadece bacak ve kalça bölgesine yapılan bir masaj olduğunu düşünmeyin. Selülitin vücudun her bölgesinde oluşabileceğini göz önünde bulunduran Gaia SPA’da, selülit masajı tüm vücuda yapılıyor. Bu sayede, portakal kabuğu görünümü kol ve karın bölgesinde yoğunlaşanlar bile bu masajın tedavi edici etkisinden yararlanabiliyor. 

Gaia SPA’da selülit masajı tüm vücuda yapılarak portakal kabuğu görünümü kol ve karın kısmında yoğunlaşanların da tedaviden faydalanması amaçlanıyor. 

Masajın asıl etkisini gösterebilmesi için minimum 10 seans yapılması gerekse de, ben daha ilk seansta faydasını gözlemleyebildim. Masaj sonunda duşa girdiğimde şaşkınlıkla farkettim ki, bacak ve kalça bölgem aynı spor sonrasındaki gibi sımsıkıydı. Seans boyunca pasif bir şekilde uzandığımı sanıyordum, fakat gerçekte masajın etkisi ile kaslarım kasılmış ve harekete geçmişti.

Masaj sırasında kullanılan kahve özlü vücut peeling’i, cildi besleyen ardıç, servi, biberiye, sedir ve greyfurt gibi birçok aromaterapi yağı da içerdiğinden, duş sonrasında cildim yumuşacıktı. Ölü hücrelerden arınmış cildinizi güzelce nemlendiren bu yağlar sayesinde, seans sonunda hem pürüzsüz hem de yumuşak bir tene kavuşmuştum.

Gaia SPA’ya uğramışken, mutlaka saç spası da yaptırmanızı öneririm. Saç maskesi uygulaması sırasında yapılan masaj, tüm negatif düşünceleri söküp alıyor adeta. Hemen ardından sıcacık bir havlu ile saçlarınız sarılıyor ve gözlerinizi kapatıp, kendinizi bir süre sakin müziğe bırakıyorsunuz. Seans sonunda saçlarım günlerce nemli kaldı ve mis gibi koktu. Özellikle kuru saçlara inanılmaz yardımcı olacak bu terapiden çok memnun kaldım.

Seansınız bittiğinde, dinlenme odasında sizi çok lezzetli bir bitki çayı ve atıştırmalıklar karşılıyor. Rahatlamış kaslarınızı bir süre uzanarak dinlendirirken, çayınızın tadını çıkarabiliyorsunuz.

Modern dünyanın getirdiği stres ve hareketsizlikle baş etmek için kaçabileceğiniz en güzel mekanlardan biri Gaia SPA. Programınız ne kadar yoğun olursa olsun bir saatinizi bu terapiye ayırmak, hem vücudunuzu hem de zihninizi arındırmanıza yardımcı olacaktır.

Ece Dinç: Çocukluğumu, kozmetik dükkanımızda ürünleri kurcalayarak geçirdiğim zamanlardan beri kişisel bakım tutkunuyum. Makyajla tanışmam üniversite çağına tekabül etse de, kısa sürede o kadar çok şey öğrendim ki, bir Youtube kanalı açarak öğrendiklerimi paylaşma ihtiyacı hissettim. Bugün, on binlerce insanla sevdiğim ürünleri, kullandığım teknikleri ve keşfettiğim bakım önerilerini paylaşma imkanı buluyorum. İç ve dış güzelliğin el ele gittiğine, güzelliğin ise sağlıktan geldiğine inanıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale