X

Pürüzsüz, parlak ve canlı bir cildin üç bileşeni nedir?

Sağlığımız, sahip olduğumuz en değerli varlığımız. Bedenimizin, zihnimizin, ruhumuzun iyi olması, bütüncül olarak kendimizi iyi hissedebilmemiz şüphesiz ki paha biçilmez bir duygu… Yediğimize içtiğimize dikkat ederek, düzenli egzersiz yaparak beynimizden ciğerlerimize korumaya çalıştığımız organlarımız kadar ‘cildimiz’in de ayrı bir özen ve ilgiyi hak ettiği kesin. Her ne kadar günlük rutinlerimizde yer vermeye çalışsak da zaman zaman cilt bakımının önemini unutup aksatabiliyoruz. Ya da doğru cilt bakımını bulmakta ve uygulamakta güçlük çekebiliyoruz. Halbuki, hemen hemen hepimizin cilt bakımından beklediği tek bir şey var: O da ‘pürüzsüz ve yumuşacık’ bir cilde sahip olmak. Haksız mıyız?

Bebeklerin o yumuşacık, pürüzsüz, parlak ve mis kokan cildi hepimizi özendirmiyor mu? Sizin de cevabınız evetse, işte bebeklerin sırrını veriyoruz: “Nem”. Evet, bebekken nem açısından zengin olan ciltlerimiz daha parlak, yumuşak ve pürüzsüz bir görünüme sahipken; ne yazık ki yaş aldıkça yanlış cilt bakım ürünleri, güneş hasarları, uykusuzluk, stres gibi cilt sağlığı için tehdit oluşturan etmenlerden dolayı cildimiz kırışmaya, yapısındaki doğal esnekliği kaybetmeye, nemini, parlaklığını yitirmeye başlayabiliyor. Bu nedenle zamanın ve çevresel faktörlerin etkisini yavaşlatmak için cildimizin ihtiyaç duyduğu nem desteğini sağlayacak doğru cilt ürünleri ile bakım yapmak daha önemli bir hale geliyor. Özellikle mevsim geçişlerinde cildimizin artan nem ihtiyacına cevap vermek için rutinlerimizde değişiklik yapmak ve bakım ürünlerimizi seçerken nem oranını göz önünde bulundurmak şart. Isınan havalarla birlikte daha fazla su tüketme ihtiyacı hissetmemiz gibi cildimiz için de daha fazla nem sunan bakım ürünlerine yönelmemiz gerekiyor.

Doğru cilt bakımı neden önemli?

Kabul edelim, temiz, parlak, canlı, ışıl ışıl bir cilt anında kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayan en etkili durumlardan biri. Aynaya baktığımızda yüzümüzü güldüren, ışıltı saçan bir cilt, içimizi bir anda kıpır kıpır ettirip ruhumuzda bahar çiçekleri açtırabilir. Üstelik, sağlıklı bir cilt kendimizi iyi hissettirmekle de kalmıyor; bilimsel araştırmalar fiziksel görünümün öz güveni artırdığına da dikkat çekiyor. Kısacası, sağlıklı, pürüzsüz, ışıl ışıl bir cilt kendimizden emin bir şekilde yaşam yolculuğumuzda daha mutlu adımlar atabilmemize olanak sağlıyor. Böylelikle hem fiziksel hem zihinsel iyi oluş için önemli bir yere sahip olan cildimizin bakımı için doğru uygulamaları bilmek ve rutinlerimize eklemek kaçınılmaz bir hal alıyor.

Özellikle son zamanlarda piyasadaki cilt bakım ürünlerinin çeşitlenmesi toniklerden serumlara, yağlardan peelinglere geniş bir yelpazede sunulması ile kafalardaki soru işaretleri artıyor olsa da doğru cilt bakımın temeli aslında iki esas adımdan oluşuyor: Temizlik ve nemlendirme.

Cilt bakımının olmazsa olmazları

Doğru cilt bakımının en temel iki unsuru olan temizlik ve nemi bir arada sunan eşsiz bir formül keşfetmek ister misiniz? Öyleyse, karşınızda Dove Cream Bar”. Üstelik, cildinize vadettiği yumuşaklık da cabası. Sıradan sabunların aksine cildi kurutmayan özel yapısı ile yumuşacık pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyen herkesin tercihi ve dermatologların 1 numaralı önerisi Dove Cream Bar ile henüz tanışmadıysanız şimdi tam zamanı!

1. Temizlik

Temizlik hissi dendiğinde sizin de aklınıza hemen mis kokulu, ferahlatıcı sabunlar geliyorsa yalnız değilsiniz. Çoğumuz için gerçek temizlik hissinin temelinde sabun yatıyor olabilir. Geçmişten günümüze temizliğin vazgeçilmezi olarak değerlendirebileceğimiz sabunları cildimizde kullanmayı tercih edebilmemiz için içeriklerinin cildimizin yapısını bozmayacak olması şart. Dove Cream Bar, sülfat içermeyen yapısı ve kolayca köpüren kremsi dokusu ile cildi nazikçe temizleme, derinlemesine arındırma özelliğine sahip. Sıradan sabunlardan farklı olarak ¼ nemlendirici krem içeren Dove Cream Barcildi kurutmadan temizliyor; üstelik, Dove Cream Bar cildi sadece temizlemekle kalmıyor, bir yandan da besliyor.

2. Nem

Nem, sağlıklı bir cilt için olmazsa olmaz en önemli unsur. Cildin tazeliğinin, gençliğinin, ışıltısının, parlaklığının sırrı nem ihtiyacının karşılanmış olmasında yatıyor. Birçok temizleyici cilt bakım ürünü, cildi yağlardan, kirlerden arındırırken nem ihtiyacına cevap veremediği için kurumasına, matlaşmasına neden olabiliyor. Öte yandan, Dove Cream Bar, ¼ nemlendirici krem içeren formülü ile cildi kurutmadan temizliyor ve nemlendiriyor. Bu sayede cildin en önemli ihtiyacına cevap veriyor. Size de temiz ve canlı cildinizin keyfini çıkarmak kalıyor! Son olarak; cildinizin nem ihtiyacını karşılayabilmek için her gün yeterli miktarda su içmeyi de ihmal etmemenizde fayda var.

3. Yumuşaklık

Pürüzsüz bir cilde dokunur dokunmaz hissettiğiniz o tatmin edici yumuşaklığın yerini doldurabilecek çok az şey var, değil mi? Cilt bakımından hepimizin beklentisi olan o yumuşaklığı her dokunuşta deneyimleyebilmek. Dove Cream Bar, nazikçe cildinizi temizleyip nemlendirdikten sonra bıraktığı pürüzsüzlük hissi ile yumuşacık bir cildi mümkün kılıyor. Siz de sağlıklı, parlak cildinizin yumuşacık bir his bırakmasını istiyorsanız Dove Cream Bar’ı mutlaka cilt bakım rutinlerinize eklemelisiniz.

4. Bonus: Büyüleyici kokular

Cilt bakım ürünlerinin etkisi kadar kokusu da eminiz ki hepimiz için oldukça önemli. Gerçek temizlik hissinin, dokunuşla hissedilmesi ya da gözle görülebilmesinin yanı sıra kokusuyla da aynı hissi vermesi çok önemli. Dove Cream Bar’ın birbirinden büyüleyici kokuları ile gerçek anlamda temizlik hissini yaşamanız ve kendinizi şımartmanız mümkün.

Dove Cream Bar Fresh Touch ile salatalık ve yeşil çayın ferahlatıcı etkisini keşfedebilir, Cream Bar Shea Butter’ın eşsiz kokusu ile şımartan bir cilt bakım deneyimi yaşayabilirsiniz. Dilerseniz peeling etkisi gösteren ve gözenekleri arındıran Gentle Exfoliating Beauty Bar’ı da tercih edebilirsiniz. Seçiminiz ne olursa olsun Dove Cream Bar’ın kendine has çarpıcı kokuları banyoya girer girmez içinizdeki temizlik şevkini uyandırarak cilt bakım rutinlerinizi aksatmamanız için sizi teşvik edecektir…

Dove Cream Bar ailesiyle tanışmak ve benzersiz bir cilt bakım deneyimi yaşamak için tıklayın.

*Bu içerik Dove katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale