X

Analitik düşünme: Problemlerinize bir de buradan bakın, içinizdeki bilim insanını uyandırın!

Analitik Düşünmek

Hayatımızın küçük bir döneminde de olsa bilim insanlarının nasıl bir zeka, yaratıcılık ve çalışmayla buluşlar yaptığını merak etmiş, farklı kaynaklardan onlar hakkında yazılmış yazıları ya da ilginç hayat hikayelerini merakla okumuşuzdur.

Sadece bilimsel çalışmalar yaparken değil, hayatınızın her aşamasında karşılaştığınız problemlere, başa çıkmakta zorlandığınız paradokslara bir bilim insanı gibi analitik bir gözle bakabilmeniz bazen çözüme ulaşmanız için tek başına yeterli olabilir.

Uplifers ekibi olarak bir bilim insanının karmaşık bulmacaları çözerken ya da gizemli keşifler yaparken kullandığı stratejileri konu alan Delaware Üniversitesi Eğitim Psikolojisi profesörü Linda Gottfredson’ın araştımasını sizler için derledik.

1. “Zaman zaman karşı karşıya kaldığınız paradokslardan kaçmak yerine onları üstüne gidin. Bu, paradoksların sebebini bir bütün olarak farklı bir gözle görebilmenizi sağlayacaktır.”

Paradoks, birbiriyle çelişen fakat iyi temellendirilmiş iki ayrı olguyu ifade eder. Çelişkiler genelde kaçmaya çalıştığımız, hayatımızın herhangi bir alanında karşımıza çıktığında rahatsızlık duyduğumuz olgulardır fakat çelişkilerden kaçmak yerine onların üstüne gitmek farkında olmadığımız birçok avantajı beraberinde getirmektedir. Üzerine gittiğiniz bir çelişki, size problemin kaynağını düşünmenize olanak verecek alanı yaratır. Problemin kaynağını düşünürken, farkında olmadan ya da bilinçli olarak, sınırlarınızı ortadan kaldırır, problemin nedenlerinin ne olabileceği ile ilgili bir yargıya ulaşır ve bu nedenleri analiz ederek mantık süzgecinden geçirebilirsiniz. Bu sürecin sonunda ise filtre edilmiş ve artık çelişkili olmayan sonuçlar elde edersiniz. Unutmayın, yeni bir bakış açısı beraberinde yeni sonuçlarla gelir.

2. “Karşılaştığınız ikilemlere ve problemlere farklı açılardan bakmayı deneyin”

Bir problemin ya da çelişkinin nedenlerinin çıkış noktası aynı gibi gözükebilir ancak karşılaştığımız en küçük sorun bile analiz edildiğinde altında birbirinden çok farklı nedenlerin yattığını görülür. Bu nedenle elimizdeki problemin nedenlerine kendi gözlerimizin dışındaki birçok farklı gözle bakmak, çelişkilere farklı bakış açılarından fikirlerle yaklaşabilmek oldukça önemlidir. Farklı kaynaklardan edindiğiniz farklı bakış açılarından biri sizi eninde sonunda sonuca ulaştıracaktır. Çözüme ulaşırken keşfedilen yeni bakış açıları farklı ülkelerde yeni kültürler, yeni diller, yeni insanlar tanımak gibidir. İşinize yarayabilecek, sizi mutlu eden, size çözüm yolları sunabilecek her yeni fikir bakış açınızı daha çok genişletir.

3. Okuduğunuz yazılarda yazarın konu ile ilgili ne düşündüğüne değil, o konu hakkındaki somut verilere ve çözüm yollarına odaklanın. 

Bilimsel makalelerin tümünde yazarın öznel düşüncelerinin yer aldığı uzun giriş ve tartışma bölümleri bulunur. Bu bölümlerde araştırmacıların çoğu diğer araştırmacıları,  çözmeye çalıştığı problemin ya da cevaplamaya çalıştığı sorunun ne kadar önemli olduğunu ikna etmek için uzun tartışmalara girer. Herhangi bir konu ya da soru üzerine araştırma yaptığınız zaman yazarın çoğunlukla ön yargılı ve taraflı davrandığı bu kısımlara odaklanmak yerine somut verilerin ve kanıtların bulunduğu kısımlara yoğunlaşın. Bu size elinizdeki verilere daha öznel bir bakış açısıyla yaklaşmanızı ve kendi problemlerinizi kendi başınıza çözebilme yetisini kazandırır.

4. “Soyut istatistiklere ve matematiksel hesaplamalara, somut verileri görmenizi zorlaştırabileceğinden dolayı güvenmeyin

Bilimsel makaleleri okurken sayfalarca yer verilmiş soyut istatistikleri ve matematiksel hesaplamaları incelemek oldukça yaygındır ve bu hesaplamalar okuyucuları çoğu zaman etkilemekle birlikte yanlış yönlendirmelere de sebep olmaktadır. Bu nedenle bilimsel makaleleri okurken eldeki verinin nasıl analiz edildiğine ve yorumlandığına değil, ne olduğuna odaklanın ve basit hesaplamalarla sonuca ulaşmaya çalışın. Bu sizin elinizdeki verileri daha geniş bir açıdan ele almanıza ve ayrıntıları gözden kaçırmamanıza olanak sağlayacak, daha sağlıklı ve anlaşılabilir sonuçlara ulaşmanıza yardımcı olacaktır.

5. İyi bir bilimsel çalışma yapmak iyi bir formüle sahip olmak değildir. Basit varsayımlarınızdan yola çıkarak çalışmaya açık olun ve kendinize fırsat tanıyın.

Bilişsel gizemleri çözmek için formüller yaratmak ya da var olan formülleri kullanmak tek başına yeterli değildir. Mantığınızı kullanarak ulaştığınız basit sonuçlar, farklı bakış açılarından yola çıkarak ulaştığınız farklı çözüm yolları ve karşıt görüşler, elinizdeki somut verilerin temellerinde yatan fikirler; ve en önemlisi, dağınık bir şekilde kafanızın içinde yer alan ve önemsemediğiniz varsayımlarınız sonuca ulaşmanızda küçük rolleri olan ama birleştiğinde sizi sonuca oluşturan etmenlerdir. Unutmayın; iyi yazılmış bir gerilim kitabının sonu asla beklediğiniz gibi değildir.

 

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale