Ölüm korkusu (Thanatophobia): Yaşamaktan korkmak, yaşamayı engelleyebilir
Ölüm korkusu, yani thanatophobia, kişinin ölüm ya da ölme fikrine karşı yoğun bir kaygı duymasıyla tanımlanan bir anksiyete bozukluğudur. Bir yakınını kaybetme ya da kendi ölümünü düşünmek, birçok insanda huzursuzluk yaratabilir. Ancak bazı kişiler için bu korku, hayatlarını ciddi şekilde kısıtlayacak düzeyde olabilir.
Thanatophobia nedir?

Hofstra Üniversitesi Fobi ve Travma Kliniği Direktörü Dr. Mitchell Schare’a göre, “Korku, insan olmanın doğal ve önemli bir parçasıdır. Ancak yaşamı engelleyecek bir noktaya geldiğinde bu durum artık bir fobi halini alır.”
Thanatophobia (ölüm anksiyetesi) genellikle “ana korku” olarak da tanımlanır. Çünkü örümcek korkusu, uçak korkusu, hastalık korkusu gibi başka fobilerin temelinde de ölüm korkusu yatabilir. Bu tür bir fobi, sadece ölüm fikrinden hoşlanmamakla sınırlı değildir; kişi ölümle ilişkili her türlü durumdan kaçınmaya başlar.
Thanatophobia bir ruhsal hastalık mı?
Thanatophobia, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanı rehberi DSM-5-TR’de yer alan spesifik fobiler arasında sınıflandırılır. Bu tür fobilerde, duyulan korku ya da kaygı, gerçek tehlikeyle orantısızdır ve kişi bu korkudan kaçınmak için günlük hayatını sınırlandırabilir.
Thanatophobia ne kadar yaygın?
Kesin veriler sınırlı olmakla birlikte, Cleveland Clinic’e göre toplumun yaklaşık %3 ile %10’u thanatophobia yaşayabilir. İlginç olan ise bu korkunun yaşa göre değişiklik göstermesidir. Örneğin, bir araştırmaya göre ölüm korkusu 20’li yaşların başında zirve yapar ve sonra azalır. Kadınlarda ise 50’li yaşlarda tekrar artış gözlenebilir. Yaşlı bireylerin, gençlere kıyasla bu korkuyu daha az yaşadığı da belirtilmiştir.
Thanatophobia belirtileri nelerdir?

Uzman psikolog Dr. Alexander Alvarado’ya göre belirtiler kişisel, kültürel ve durumsal faktörlere bağlı olarak değişebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:
- Sürekli ölümle ilgili düşüncelere kapılma,
- Kendi sağlığı ya da sevdiklerinin sağlığı konusunda takıntılı kontrol davranışları,
- Uçakla seyahat etmeme, araba kullanmama gibi kaçınma davranışları,
- Ölüm düşüncesi karşısında yoğun panik, baş dönmesi, çarpıntı, nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler,
Kısacası, herkes ölüme dair belli bir ölçüde korku hissedebilir. Ancak bu korku, kişinin yaşamını sınırlandıracak düzeye geliyorsa thanatophobia’dan söz edilebilir.
Thanatophobia neden olur?
Thanatophobia’nın kesin bir nedeni olmamakla birlikte bazı risk faktörleri vardır:
- Travma geçmişi: Yakın bir zamanda ölümle yüzleşmek, ciddi bir hastalık geçirmek veya yoğun stresli bir dönem yaşamak tetikleyici olabilir.
- Sevilen birinin erken kaybı: Özellikle çocuk yaşta yaşanan kayıplar, ölümün anlamını kavrayamadan bu korkunun yerleşmesine neden olabilir.
- Dini ya da felsefi inançlar: Kimi insanlar ölüm sonrası yaşama dair net bir inanca sahipken, diğerleri için bu bilinmezlik kaygı yaratabilir. İlginç bir şekilde, yapılan araştırmalar ateistlerin ve çok dindar bireylerin ölüm korkusunu daha az yaşadığını göstermektedir.
Thanatophobia nasıl teşhis edilir?

Bir terapist, kişinin yaşam kalitesini nasıl etkilediğini değerlendirerek thanatophobia tanısını koyabilir. Korkunun sıklığı, şiddeti, kaçınma davranışları ve sosyal ilişkiler üzerindeki etkisi gibi faktörler dikkate alınır.
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Thanatophobia, diğer anksiyete bozukluklarında da kullanılan bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile tedavi edilebilir. Bu terapide amaç, kişinin ölümle ilgili olumsuz düşünce kalıplarını fark edip bunları daha işlevsel düşüncelerle değiştirmesini sağlamaktır.
Maruz Bırakma Terapisi (ERP)
ERP, kişinin korkusuyla yüzleşmesini sağlayan bir BDT yöntemidir. Örneğin:
- Ölüm konulu sohbetler yapmak
- Sevilen biriyle hayali bir “veda konuşması” yapmak
- Ölüm sonrası senaryoları zihinde canlandırmak
Bu tür uygulamalarla kişi, ölüm temasına yavaş yavaş alışır ve korkusunu yönetebilir hale gelir. Bu çalışmalar terapistin rehberliğinde kontrollü ve güvenli bir ortamda yapılır.
Başa çıkma yolları nelerdir?
Thanatophobia yaş ilerledikçe daha belirgin hale gelebilir. Ancak uzmanlara göre bu durum tedavi edilebilir. Ölüm gerçeği değişmeyecek olsa da, onunla birlikte yaşamayı öğrenmek mümkündür. Günlük farkındalık çalışmaları, meditasyon, yazı yazma gibi yöntemler, kişiyi “şimdi”ye odaklanmaya teşvik eder. Ayrıca destek gruplarına katılmak ya da bireysel terapi almak da önemli birer adımdır.
Kaynak: wellandgood.com
İlginizi çekebilir: Ölüm nedir ve ondan neden bu kadar korkarız?



