Olmuyorsa zorlamayın: Kendinize yaptığınız antrenörlüğe mola verme

Çoğu zaman moralim bozuk olduğunda aktif olmayı tercih ediyorum. Aktif olmaktan kastım birileriyle buluşmak, belki bir yoga dersine gitmek veya yürüyüşe çıkmak. Genellikle bu, kafamı dağıtmak için yaptığım bir şey ve yorulabilirsem daha az düşünüyorum. Ama bazen de yerimde kalıp düşünmem, üzülmem, yazmam lazım. Durduğum yerde hislerimle başbaşa kalmak durmamaktan daha zor olduğu için onu tercih ediyorum; ama bazen de hislerimin dibine vurup neden bu kadar kötüyüm diye anlamaya çalışmak önemli.

pexels-photo-27802
Mutsuzken kendinizi iyi hissetmek için zorlamaktansa, mutluluğa ve iyi hissetmeye küçük bir mola verip sona yeniden başlayabilirsiniz.

Bugün ilk defa yalnız kaldım, İstanbul’da görüştüğüm herkes işe gitti veya işleri vardı. Uyandım ve kendime istemeye istemeye meşgale bulmaya çalıştım. ‘Güzel bir günü boşa harcama’, ‘Anı yaşa’ ve bunun gibi son birkaç haftadır kendime hatırlattığım diğer sözleri yine kendime hatırlattım. Sonra kahvaltımı yapıp oturuyordum ki, kendimi hiç de iyi hissetmediğime ve koltuktan kalkmak istemediğime karar verdim.

Ağlamanın rahatlatıcı etkisi

Önce moral bozukluğuma sebep olan, haber beklediğim iki farklı unsura döndüm. İkisinden de haber yoktu. Sonra benimle aynı durumda bekleme sürecinden geçen insanların bekleme zamanlarıyla ilgili bir şeyler okudum ve bu okuduklarımda hep negatif şeyler vardı. Tek ‘Keşke yapmasaydım’ dediğim şey bu oldu. Kimsenin deneyimi birebir değil ve kendimi ümitsizliğe ikna etmek iyi bir fikir değil. Gözlerimde yaşlarla biraz uyumaya karar verdim. 3 saat sonra uyandığımda tam anlamıyla ağlamaya başladım. Sinir bozulması mı, kendini iyi hissetmeme mi, hayatla ilgili vardığım pesimist düşünceler miydi ağlamamın sebebi bilmiyorum ama uzun uzun ağladım.

Şimdi nasıl hissediyorum ve ağlamam gerekli miydi peki? Şu anda da açıkçası süper hissetmiyorum. Yorgun, fiziksel olarak rahatsızım; ama belki ruhen kendimi bırakmamın gerektiği hafif bir rahatlık var. Son birkaç haftamı kendimi iyi düşünmeye, olgun davranmaya ve insanları kişisel problemimle sık boğaz etmemeye çalışarak geçiriyorum. Sarı bir koşu şortu ve delik bir tişört giyip, bütün günümü hiç bir şey yapmadan uyuyup ağlayarak geçirmem an meselesiydi aslında. Yarın bir şey yaparım. Ve kendimi de zorlamış olmam.

Hayata mola verin

Arada kendinizi iyi hissettirmemeye çalışmak da kötü bir şey değil. Bunu bir alışkanlık, yaşam biçimi haline getirmek kesinlikle uzak durmamız gereken bir şey, ama bir gün çok yorgunken, kendinize antrenörlük yapmaya bir günlük izin verebilirsiniz.

Bu haftalık yazım kısa. İçimden çok gelmiyor açıkçası. Dediğim gibi olgun olasım yok, bu yüzden de kendime kızmayacağım.

Zeynep Lokmanoğlu
Zeynep 26 sene önce Mersin'de doğdu ve simdi Brooklyn'de yasiyor. Boş zamanlarını düşünerek geçirmeyi çok seviyor.