Öğrendiğimiz şeylerin çoğunu neden hızlıca unutuyoruz?
Çok güzel bir podcast dinlediniz, ilham verici bir makale okudunuz veya bir eğitim aldınız. Heyecanlandınız ve her şeyi özümsediniz. Kafanıza yattı. Enerji kazandınız. Bunu hayatım boyunca hatırlayacağım diye düşündünüz.
Ama sonrasında birkaç günün ardından çoğunu hatırlayamaz hale geldiniz. Bunun sebebi dikkat göstermemeniz veya unutkan olmanız değil. Çünkü beyniniz aslında tasarlandığı şeyi yapmaya devam ediyor.
Öğrenmemizi şekillendiren iki eğri
Çoğumuz öğrenme eğrisini biliriz, yani yetenek ve anlayışımızı iyileştirme hızımızı. Öğrenmenin başlarda daha zor, sonrasında tekrar ve uygulamalar ile daha kolay olmasını bekleriz.
Öğrenme eğrisi genelde çok dikkat çeker ancak pek az insan unutma eğrisini bilir veya onun hakkında konuşur ve aslında bu nokta çok önemli. İlk olarak 1880-1885 seneleri arasında kendi üzerinde düzenlediği çeşitli deneyler ile onu tanımlayan psikolog Hermann Ebbinghaus tarafından keşfedilen bu eğri, yeni bilgileri zaman içerisinde ne kadar hızlı unuttuğumuzu bize gösterir. Araştırması öğrendiğimiz şeylerin %50’sini ilk bir saat içerisinde unuttuğumuzu, %75’ini bir gün içerisinde, %90’ını ise bir hafta içinde unuttuğumuzu gösteriyor. Destekleme olmazsa en çekici fikirler bile hafızamızdan hızla kayboluyor.
Ancak unutmanın zorluğu pek yeni bir şey değil. Bu nedenle bilgiyi derinleştirmek ve korumak için tekrar etmenin önemine sık sık değiniliyor.
Neden unuturuz ve bununla nasıl savaşırız?
Çok fazla bilgiye ulaştığımız bir çağda yaşıyoruz ve aynı anda birden fazla ekrandan bilgi alıyoruz. Devamlı içerik tüketiyor, kendimize özümseme, düşünme ve uygulama fırsatı vermeden konudan konuya atlıyoruz. Bu verimli bir öğrenme yöntemi değil. İnsan beyni pasif öğrenmeye uygun değil ve bu nedenle bilgiyi korumak için anlamlı bir etkileşime ihtiyacı var.
Brezilyalı bir akademik teorisyen Peolo Freire, bunu banka teorisi gibi açıklıyor. Eğer bir öğretmen bir odanın önünde durur ve öğrencilerinin beynine bilgiyi yüklerse, öğrencinin organize bir dosyalama sistemine ihtiyacı olacaktır çünkü doğru bilgi ihtiyaç anında ancak böyle bulunabilir. Bu olmaksızın bilgi kayıp olacaktır.
Neyse ki unutma eğrisini düzleştirebilecek ve bilgiyi korumayı arttıracak basit ve etkili stratejiler var:
-
Kendi kelimelerinizle yazın
Pasif şekilde not almayın veya altını çizmeyin. Öğrendiğiniz şeyi özetleyin ve bunu mümkünse bir saat içinde yapın. Bu egzersiz beynin elde edilen bilgiyi işlemesine yardımcı olur ve bilgiyi daha kalıcı kılar.
-
Sonraki şeye geçmeden önce düşünün
Sonraki makaleye veya toplantıya geçmeden önce durup kendinize şunu sorun: “Beni şaşırtan ne oldu? Bu zaten bildiğim şeylerle nasıl bağlantılı? Bunu nerede kullanabilirim? Nasıl Kullanabilirim?” Bu tip refleksiyon anları bilgiyi bağlamanızı sağlar ve bu da hatırlamayı kolaylaştırır.
-
Hemen uygulayın
Bilgiyi korumanın en iyi yolu onu kullanmaktır. Birisine o bilgiyi öğretin. İşte test edin. Bir projeye katın. Uygulama kısa süreli farkındalığı uzun vadeli anlayışa dönüştürür. Küçük eylemler bile işe yararlar.
-
Bilgiyi korumak için teknolojiden faydalanın
Teknoloji genelde bir dikkat dağıtıcı olarak görülse de öğrenmeyi güçlendirebilir. Yapay zeka araçları artık öğrenilen şeyleri özetleyebiliyor, size sınav yapabiliyor, sonrasında tekrar okumanızı hatırlatabiliyorlar. Bu tür araçlar tekrar etmenize ve aktif olmaya yardımcı oluyorlar ve bu da uzun vadeli hafızaya yardımcı oluyor.
-
Kalıcı öğrenme
Öğrenme sadece tüketmek ile alakalı değildir. Tekrar etmek, düşünmek ve eylemle alakalıdır. Eğer öğrendiğiniz şeyin büyük kısmını korumak istiyorsanız, onu kullanma ve güçlendirme niyetlerinizin olması gerekir.
Bu nedenle okumayı, dinlemeyi, izlemeyi bitirdiğiniz zaman bir durun. Özetleyin. Üzerine düşünün. Kullanın. Tekrar edin. Bunun yeni alışkanlığınız olmasını sağlayın. Çünkü unutma eğrisi dik olabilir ancak kaçınılmaz değildir.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: 30’lu yaşlarda hafızayı güçlendirmenin bilimsel yolları