X

Narın saymakla bitmez faydaları

Nar (Punica granatum), 5 – 10 metre arasında değişen büyüklüğe sahip kınagiller familyasından yaprak döken ağaçsı bir bitkinin meyvesidir. Yeryüzündeki en sağlıklı meyvelerden biri olan nar, başka bitkilerde bulunmayan bir dizi faydalı bitkisel bileşene sahiptir. Pek çok araştırma narın vücudumuz açısından sayısız faydası olduğunu, neredeyse her tür hastalığın riskini azalttığını göstermiştir.

Narın faydaları

Nar besin ögeleri açısından zengin bir meyvedir

Narın kalın ve yenmeye müsait olmayan kabuğunun altında nar taneleri olarak bilinen yüzlerce yenilebilir tohum bulunmaktadır. Narın yenilebilen kısmı bu taneli kısmıdır; genelde çiğ, işlemden geçmiş ya da nar suyu olarak tüketilir.

Narın besin profili hayli etkileyicidir. Bir su bardağı nar tanesinin (174 gram) içinde aşağıdaki besin değerleri mevcuttur:

  • 7 gram lif
  • 3 gram protein
  • Tavsiye edilen günlük miktarın %30’u kadar C vitamini
  • Tavsiye edilen günlük miktarın %36’sı kadar K vitamini
  • Tavsiye edilen günlük miktarın %16’sı kadar folik asit
  • Tavsiye edilen günlük miktarın %12’si kadar potasyum

Narın içinde güçlü tıbbi özelliklere sahip iki bitkisel bileşen mevcuttur

Narın içinde sağlık açısından oldukça faydalı iki temel bileşen bulunmaktadır. Bunlar punikalagin ve punisik asittir.

Punikalagin

Punikalagin, nar kabuğu ve nar suyunda bulunan son derece güçlü antioksidanlardır. O kadar güçlü bir antioksidandır ki yeşil çayın antioksidan etkisinden üç kat daha fazla etkilidir.

Punisik asit

Nar çekirdeği yağı olarak da bilinen punisik asit, nar tanelerinin içindeki temel yağ asididir; güçlü biyolojik etkilere sahip bir tür konjuge linoleik asittir.

İltihap önleyici etkiye sahiptir

Kronik iltihaplanma kalp hastalıkları, kanser, tip 2 diyabet, Alzheimer, obezite gibi pek çok ölümcül hastalığın temel sebeplerinden biridir. Narın içinde, büyük ölçüde punikalaginin antioksidan özellikleri sayesinde güçlü iltihap önleyici özellikler mevcuttur. Diyabet hastalarıyla yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca günde 250 ml nar suyu tüketiminin iltihaplı CRP ve interlökin – 6 göstergelerini önemli ölçüde azalttığı görülmüştür.

Prostat kanserine karşı etkilidir

Erkeklerde en yaygın kanser türü prostat kanseridir. Laboratuvar çalışmalarının gösterdiği üzere nar özü tüketimi, kanser hücresi oluşumunu yavaşlatabilmektedir.

Meme kanserine karşı etkilidir

Kadınlarda en yaygın kanser türü meme kanseridir. Prostat kanserinde olduğu gibi, meme kanserinde de nar özünün kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği hatta bazılarını öldürdüğü görülmüştür.

Hipertansiyona iyi gelir

Kalp krizinin ve felcin en önemli sebeplerinden biri hipertansiyondur. Yapılan bir araştırmada 2 hafta boyunca günde 150 ml nar suyu tüketen insanların kan basıncının önemli oranda düştüğü görülmüştür.

Arterit ve eklem ağrısına iyi gelir

Narın içindeki bitkisel bileşenlerin iltihap önleyici etkileri olması nedeniyle arterit tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir. Ayrıca laboratuvar çalışmalarının gösterdiği üzere nar özü, kireçlenme sorunu yaşayan insanlarda eklemlere zarar veren enzimleri bloke edebilmektedir.

Kalp hastalığı riskini azaltır

Narın içindeki temel yağ asidi olan punisik asit, kalp hastalığına karşı korunmaya yardımcı olabilmektedir. Yüksek kolesterol ve trigliseridden mustarip 51 kişiyle yapılan bir araştırmada, 4 hafta boyunca günde 800 miligram nar çekirdeği yağı tüketiminin trigliserit düzeylerini önemli ölçüde düşürdüğü ve trigileserit – HDL oranını iyileştirdiği görülmüştür.

Sertleşme bozukluğu tedavisinde kullanılabilir

Oksidatif hasar, vücudun erektil dokusu dahil her bölgesinde kan akşını bozabilir. Sertleşme bozukluğu yaşayan 53 erkekte yapılan bir çalışmada narın faydalı olduğu görülmüştür.

Bakteriyel ve mantar enfeksiyonlarına karşı etkilidir

Narın içindeki bitkisel bileşenler zararlı mikroorganizmalara karşı etkilidir. Örneğin bazı bakteri türleri ve Candida albicans mantarı gibi mantar türlerine karşı faydalı olduğu görülmüştür. Ayrıca diş eti iltihabı, periodontitis, ağız iltihabına karşı da faydalıdır.

Hafızayı güçlendirir

Cerrahi hastalar üzerinde yapılan bir araştırmada 2 gramlık nar özünün ameliyat sonrası hafıza kaybını engellediği görülmüştür. Ayrıca, 28 yaşlı birey üzerinde yapılan bir araştırmada da günde 237 ml nar suyu tüketiminin sözel ve görsel hafızayı önemli ölçüde artırdığı saptanmıştır.

Egzersiz performansını artırır

Nar, egzersiz performansını artırdığı gösterilmiş nitrat açısından zengin bir meyvedir. Koşu bandında koşan atletler üzerinde yapılan bir araştırmada, egzersizden yarım saat önce 1 gram nar özü tüketiminin kan akışını önemli ölçüde hızlandırdığı görülmüştür.

Nar suyunun faydaları

  • Antioksidandır;
  • C vitamini açısından zengindir;
  • Kanser riskini azaltır;
  • Alzheimer’a karşı korur;
  • Sindirimi düzenler;
  • İltihap önleyicidir;
  • Osteoporoza, iltihaplı romatizmaya, eklem iltihaplarına karşı etkilidir;
  • Kalp hastalığı riskini azaltır;
  • Sistolik kan basıncını azaltır;
  • Virüs önleyicidir;
  • Hafızayı güçlendirir;
  • Cinsel performansı ve doğurganlığı artırır;
  • Dayanıklılığı artırır.

Nar kabuğunun faydaları

Sivilcelere ve kızarıklıklara karşı etkilidir

Bir avuç güneşte kurutulmuş nar kabuğunu tavada kızartın. Soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra öğütün ya da rondodan geçirin. Limon suyu ya da gül suyuyla karıştırarak macun kıvamına getirin. Cildinizin sorunlu bölgelerine uygulayın. Kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra ılık suyla yıkayın.

Kırışıklıkları ve diğer yaşlanma belirtilerini önler

İki kaşık nar kabuğu tozuna süt ekleyin (eğer yağlı bir cildiniz varsa süt yerine gül suyu ekleyin). Macun kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Yüzünüzün her yerine uygulayın ve kuruyana kadar bekleyin. Kuruduktan sonra ılık suyla yıkayın. Daha iyi sonuçlar elde etmek istiyorsanız haftada iki kez uygulayın.

Doğal bir nemlendiricidir

Güneşte kurutulmuş nar kabuklarını öğütün ve oluşan pudrayı hava geçirmeyen temiz bir kabın içine koyun. Kullanacağınız kadarını aldıktan sonra bu kutunun içinde saklamaya devam edebilirsiniz. İki kaşık nar kabuğu tozunu bir miktar yoğurt ile karıştırın ve macun kıvamına getirin. Hazırladığınız macunu yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 10 dakika kadar bekledikten sonra soğuk suyla yıkayın.

Nar nasıl ayıklanır?

  1. İlk olarak taneleri yumuşatmak için narı bir zemin üzerinde elinizle yuvarlayın. Tepesindeki çiçekli kısmı yukarıda kalacak şekilde, üst ve alt uzu arasında bir orta nokta bulun ve bıçakla daire şeklinde işaretleyin. Sonrasında (bir miktar suyu akacağı için) bir kâsenin üzerinde iki tarafını çevirerek birbirinden ayırın. Yarımlardan bir tanesini, taneli yüzeyi aşağı bakacak şekilde kâsenin üzerinde tutun. Bir tahta kaşık yardımıyla narın kabuğuna vurarak tanelerinin dökülmesini sağlayın. Bir yandan elinizle de hafifçe sıkarak dökülmesine yardımcı olabilirsiniz. Aynı işlemi diğer yarıma da uygulayın.
  2. Narın kabuğunu bıçak yardımıyla diklemesine dört eşit parçaya bölün. Bütün narı bir kâse suyun içine sokun. Parçaları birbirinden ayırın ve elinizle tanelerini ayıklayın. Süngersi dokusu su yüzeyine çıkacağı için kolaylıkla ayıklayabilirsiniz.

Narlı tarifler

Yaban mersinli narlı smoothie

Malzemeler

  • Yarım su bardağı dondurulmuş yaban mersini
  • 1 su bardağı nar suyu
  • 2/3 su bardağı yoğurt
  • Yarım su bardağı su
  • 1 büyük muz
  • İsteğe bağlı olarak bir miktar bal

Yapılışı

Tüm malzemeleri bir blendere koyun ve pürüzsüz bir kıvam alıncaya kadar blenderde karıştırın. Afiyet olsun!

Narlı yeşillikli salata

Malzemeler

  • 200 gram feta peyniri (alternatif olarak hellim ya da keçi peyniri kullanılabilir)
  • Limon suyu
  • 1 – 2 diş ezilmiş sarımsak
  • 100 gram kavrulmuş badem
  • Roka
  • Ispanak
  • 3 yemek kaşığı zeytin yağı
  • Tuz ve taze çekilmiş kara biber
  • 2 nar

Yapılışı

Peyniri geniş bir tabağa koyun. Üzerine bir limonun suyunu sıkın ve ezilmiş sarımsağı serpiştirin. Bu şekilde marine edin. Narı ayıklayın. Roka ve ıspanağı geniş bir salata kâsesi içinde yağ, tuz ve karabiberle birlikte karıştırın. Marine ettiğiniz peyniri ufalayarak salatanın içine koyun. Son olarak nar tanelerini ve bademleri ekleyerek afiyetle yiyin.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale