‘Love yourself’: Yaşam boyu süren kendini sevme pratiği

Love yourself! Kendini Sev!
Bazı şeyleri bir anda yazabiliyoruz ama kelimenin kendisiyle buluşmak kendi zamanında oluyor.
Kendini sev demek çok kolay!
Kendinden hoşlanmadığın zamanlarda,
Yanlış yaptığında,
Yaptığın yeterli gelmediğinde kendinin dostu olabilir misin?
En karanlık gecelerde yine de onu sevebilir misin?
Sevemesen bile sarılabilir misin?
Ve bunları yapamadığında öfkelenmek yerine kendine bunu veremeyen haline şefkat gösterebilir misin?

“Ancak karanlığı araştıracak kadar cesur olduğumuzda, ışığımızın sınırsız kuvvetini keşfederiz.”

Çiçekler, her baharda açar ama o açma vakti gelene kadar tüm güneş ışıklarından, yağmurlardan, fırtınadan beslenirler. Tüm hava koşullarının payı vardır bir çiçeğin açmasında. Tüm karanlık gecelerin de, baharın ılık güneş ışıklarının da payı vardır.

Şefkat benim için aşık olduğum iki mavi arasında tüm meydana gelen hava olayları gibi… Hepsine iki mavi’nin içinde alan açabilme hali…

Geriye dönüp Özde’ye baktığımda elinden geleni yaptığını ve mevcut şartlar içinde o kadar yapabildiğini daha net idrak ediyorum. Keşke o yolda yürümeseydi, keşke öyle yapmasaydı ama yürüdü, yaptı ve şu an tam da bu yüzden burada!

Eminim ki, o yol/yollar aklımızın alamayacağı meyveleri de vermiştir/ya da verecektir. 

Dürüst olmak gerekirse en çok kendime karşı şefkat göstermekte zorlandım! Hayatımın çok uzun döneminde işaret parmağımı kendime doğrultma eğilimim beni hep yordu! Her şeyde hatayı hep Özde buluyordum! Durum böyle olunca, kendi sevme pratiği ciddi bir pratiğe dönüşüyordu.

Hayır, arkadaşlar! Olumlamalarla ‘kendini sev’ gibi cümlelerle olmaz!

Yapmanız gereken en basit şey, buraya-olana yaklaşmak. Sonrası ise bu yolda düzenli pratikle yürümek için destek kaynakları seçmenizle ilgili.

İnsanın kendini sevme pratiği, anladığım üzere bir yaşam boyu sürüyor! Bir kerelilk bir şey değil! Çünkü inanın, olan ya da yapamadığınız hep bir şeyler için kendinizi hırpalamayacaksınız!

Önce kendinin hayat arkadaşı olmayı öğrenmeden başkalarıyla da bu hayatı paylaşamıyor insan!

Bu yüzden ileri pratiğim: Ne zaman kalbimi sıkışmış hissetsem ve Özde’yi hırpalamaya başlasam, bir nefeslik zaman verip, şunu söylüyorum: “Elinden geleni yaptın, elinden geleni yapıyorsun şu an bu kadar oluyor. Yapabildiklerinle gurur duyuyorum. Beraber öğrendiklerimiz için gurur duyuyorum! Seni seviyorum! “

Belki bugün sen de benim pratiğimi paylaşmak istersin!

Sevgimle…

İlginizi çekebilir: “Gerçek verme, açık elle verilendir”

Özde Çolakoğlu Yoga Eğitmeni
Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ... Devam