X

Kuşkonmaz Kaç Kalori?

Kuşkonmaz hem lezzetli hem de besleyici bir gıdadır. Bilimsel adı Asparagus officinalis olan bu çok yıllık çiçek açan bitki, milattan önce 3000’li yıllardan beri gıda ve tıbbi bir ürün olarak tüketilmektedir. Özellikle erken dönem kültürlerde afrodizyak özellikleri nedeniyle de tercih edilmiştir. Günümüzde mükemmel bir vitamin, mineral ve lif kaynağı olmasına rağmen düşük kalorisi ve düşük tuz oranı nedeniyle tercih edilmektedir.

Kuşkonmaz Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?

Yarım kase kadar pişmiş kuşkonmaz 90 gram tutar ve bu miktarı 20 kalori, 2.2 gram protein, 3.7 gram karbonhidrat ve 0.2 gram yağ sağlar. Kuşkonmaz mükemmel bir K vitamini, A vitamini ve çinko kaynağıdır. Aşağıdaki veriler bu porsiyon boyutu için verilmişlerdir:

  • Kalori: 20 kcal
  • Yağ: 0.2 g
  • Sodyum: 13 mg
  • Karbonhidrat: 3.7 g
  • Lif: 1.8 g
  • Şeker: 1.2 g
  • Protein: 2.2 g
  • K vitamini: 45.5 mcg

Karbonhidrat

Kuşkonmaz tüm düşük karbonhidratlı ve ketojenik beslenme türleri için mükemmel bir ilavedir. İçeriğindeki az miktarda karbonhidrat basit karbonhidratlardan gelir fakat yine de kan şekeri üzerindeki etkisi düşüktür ve glisemik endeks değeri de 15’tir.

Kuşkonmazda aynı zamanda sağlıklı dozda lif bulunur ve bu sindirilemez karbonhidratlar sindirimi, kan şekerini ve yağ emilimini düzenlemeye yardımcı olurlar. Kuşkonmazda bulunan liflerin büyük kısmı çözünemezdir, yani bağırsaklardan su çekerek dışkıyı yumuşatırlar ve sindirim sistemini rahatlatırlar.

Yağ

Kuşkonmaz neredeyse yağsızdır. Sadece az miktarda sağlıklı çoklu doymamış yağlara sahiptir. Bu temel yağ asitleri beyin işlevleri ve hücre gelişimi için önemlidirler.

Elbette kuşkonmaza eklenen pek çok sos ve yağ, ona yağ ve kalori eklenmesine sebep olur. Bu nedenle biraz daha sağlıklı bir şekilde süslemek için sızma zeytinyağı kullanabilirsiniz.

Protein

Yarım kaselik porsiyonunda 2.2 gram kadar protein vardır ve bu nedenle pek protein barındırdığı söylenemez. Ancak yine de günlük ihtiyaçlarınızın az bir kısmını karşılamaya yardımcı olur.

Ortalama olarak yetişkinlerin beden ağırlıklarının kilosu başına günlük 0.8 gram protein tüketmeleri gerekir. Bu miktar hareketsiz ortalama bir erkek için günde 56 gram, kadın için 46 gramdır.

Vitamin ve Mineraller

Kuşkonmaz günlük besin ihtiyaçlarınızın ciddi bir kısmını karşılayabilir. 2000 kalorilik bir beslenme içerisinde onun günlük ihtiyaç duyulan besinleri karşılama oranları şöyledir:

  • K vitamini: Günlük ihtiyacın %51’i
  • Folat: Günlük ihtiyacın %34’ü
  • Thiamin: Günlük ihtiyacın %13’ü
  • Riboflavin: Günlük ihtiyacın %11’i

Kuşkonmaz aynı zamanda bir miktar A vitamini, C vitamini, demir, potasyum ve fosfor sağlar.

Kuşkonmazın Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Kuşkonmazda bulunan belli besinlerin ve bileşenlerin sağlığa büyük faydaları olduğu düşünülüyor.

Tansiyonu Düşürebilir

Kuşkonmaz bir potasyum kaynağıdır. Potasyum zengini gıdaların tüketiminin tansiyonu düşürme ile bağlantısı olduğu belirtiliyor çünkü potasyum damar duvarlarını gevşeterek dolaşımı iyileştiriyor ve böbreklerden fazla sodyumun atılmasına yardımcı oluyor.

A ve C vitaminleri de güçlü antioksidanlardır ve bunlar kanda dolaşan serbest radikallerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olurlar. Böylece dolaşım sisteminin aldığı hasar da azalır ve damar sertliği ile kalp damar hastalıklarının riski azalır.

Mor kuşkonmazda ona rengini veren anthosiyaninler de bulunurlar ve bunların kalp damar sistemini koruyucu etkileri vardır.

Kuşkonmaz aynı zamanda hafifçe diüretik etkiler gösterir ve bu da tansiyonu dolaylı olarak düşürmesine sebep olur çünkü bedendeki fazla sıvıların atımına yardımcı olur. 2013 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre 28 yetişkine toz haline getirilmiş kuşkonmaz 10 hafta boyunca oral yoldan verildiğinde küçük tansiyonlarında 8 puan, büyük tansiyonlarında ise neredeyse 5 puanlık düşüş meydana gelmiş. Ayrıca toplam kolesterol ve açlık glukoz düzeylerinde de azalma sağlamış.

Sağlıklı Bir Gebeliği Destekler

Çoğu kadın doğum uzmanı hamile kadınların günde en az 600 mikrogram folat tüketmelerini öneriyor. Böylece sağlıklı bir gebelik mümkün olduğu gibi spina bifida gibi nöral tüp defektlerinin riski de azalıyor. Yarım kase kadar kuşkonmazda 134 mikrogram folat vardır.

Buna ek olarak kuşkonmazsa asparagine adı verilen temel olmayan bir amino asit de vardır ve bu amino asit normal beyin gelişimi ve işlevleri için gereklidir.

Bazı Kronik Hastalıklara Karşı Koruma Sağlayabilir

Kuşkonmaz temel bir inülin kaynağıdır ve bu lif türü sağlıklı bağırsak bakterilerini destekler. Bunu polisakkaritler adı verilen güçlü bakteriyel endotoksinleri engelleyerek yapar.

Porsiyonunda 2-3 gram kadar inülin vardır ve bu nedenle aşırı polisakkaritlerden kaynaklanan belli hastalıkların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Bunlar arasında ülseratif kolit, Crohn hastalığı, H.pylori enfeksiyonu ve bir düzeye kadar kistik fibrozis, damar sertleşmesi ve romatoid artrit gibi belli otoimmün hastalıklar bulunuyorlar.

Kuşkonmazın Sağlığa Zararları Nelerdir?

Kuşkonmaz alerjisi oldukça nadirdir. Ancak tam olgunlaşmamış kuşkonmaz demetlerinde trithiane-5-carboxylic asit adı verilen bileşen vardır ve insanlar bu sürgünleri tükettiklerinde kontakt dermatit ortaya çıkabilir. Özellikle el ve parmaklarda görülür veya dudaklarda kaşıntı ve şişmeye sebep olan kontakt ürtikere de sebep olabilir.

Alerji belirtileri genelde hafiftir ve sadece bir kaç dakika sürer. Ancak devam ederler ve kötüleşirlerse bir sağlık kuruluşuna görünün.

Kuşkonmazın hafif bir idrar söktürücü etkisi vardır ve bu nedenle lityum alıyorsanız tüketmekten kaçınabilirsiniz. Teorik olarak kuşkonmaz kandaki lityumun atılmasını azaltabilir ve miktarını arttırabilir. Bu nedenle ilacın yan etkilerinde artış ortaya çıkabilir.

Kuşkonmaz aynı zamanda K vitamini bakımından da yüksek değerlere sahiptir. Bu nedenle kan sulandırıcı kullanıyorsanız bu vitaminin alımına dikkat etmeniz gerekir. Dolayısıyla tüketmeden önce doktorunuza danışın.

Eğer kuşkonmaz tükettikten sonra idrarınızda garip bir koku ortaya çıkarsa yalnız değilsiniz. Bu sebzede sülfürlü amino asitler vardır ve bunlar sindirim sırasında parçalanırlar. Bu da kötü kokulu kimyasal bileşenlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Her ne kadar kötü bir koku olsa da bunlar insanlar için zararlı değillerdir.

Saklama ve Kullanma Önerileri

Taze kuşkonmaz çok hızlı kuruyabilir ve bu nedenle tazeliğini korumak için doğru şekilde depolamak gerekir. Raf ömrünü uzatmak için aşağıdaki adımlara dikkat edin:

  • Kuşkonmazı lastik bir bant ile bir arada tutun. Bitki pişirme zamanı gelene kadar yıkanmamalı.
  • Dalların dibinden bir kaç santimetre kesin.
  • Bu uçları nemli kağıt havluya sarın.
  • Onları bir miktar suyun içine sokun ve buzdolabında saklayın.

Kuşkonmaz haşlanabilir, buğulanabilir, kavrulabilir, ızgaraya konulabilir veya ince şekilde doğranarak salatalara çiğ olarak eklenebilir. Daha kalın ve sezon sonu olan kuşkonmazların pişirmeden önce soyulmaları gerekebilir. Yemeden ve pişirmeden önce odunlaşmış uçlarını kesmeyi unutmayın.

Onu pişirirken parlak yeşil renginin solmamasına dikkat edin. Bezelye çorbası yeşili gibi bir renk aldığında muhtemelen fazla pişmiş olacaktır. Fazla pişmiş olan kuşkonmaz besinlerinin ve sağlığının bir miktarını kaybeder, ayrıca aroması ve dokusu da pek hoşa gitmeyebilir.

Sonuç Olarak

Kuşkonmaz her türlü beslenmeye eklenebilecek besin dolu ve lezzetli bir bitkidir. Kalorisi düşüktür ve lifler, folat, A, C ve K vitaminleri gibi besinler bakımından oldukça zengindir.

Onu beslenmenize eklemenin kilo verme, sindirimi iyileştirme, sağlıklı gebelik ve düşük tansiyon gibi pek çok potansiyel faydası vardır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale