İyi yaşam üzerine: İyi ve kötü dengesinin hayat döngüsündeki hükmü

Öncelikle iyi yaşamak için birey felsefesinin üzerine kurulması gereken önemli bir dengeye değinmek istiyorum: İyi ve kötü…

Bu iki kavramın hangi taraftan bakıldığına göre ne kadar kıvrak bir şekilde kılıf değiştirdiği beni her zaman çok düşündürmüştür. Bu kadar düşündürmesinin altında yatan sebep ise hayat döngüsünün doğru bir şekilde işlemesi üzerine bu dengenin nasıl bir hükmü olduğu gerçeği…

Tabi ki de benim için iyi olan bir şey bir başkası için iyi olmak durumunda değil, hatta onu geçtim kötü bile olabilir. Bu durumun tam tersi de geçerli tabi. Bu da iyi ya da kötünün gerçek bir tanımı olmayacağının en büyük ve basit ispatı; bunu kavramak için hiçbirimizin alim olmasına gerek yok.

Her zaman iyiliğin kazanması istenir… İşte bence en büyük çelişki bu cümlede zaten; şöyle ki iyiliğin kazanması demek ortada verilen bir mücadele, bir savaş olduğuna dalalet eder. Bu da demektir ki kazanmak için karşıt ideolojiyi zayıf düşürmek, o ideolojiye kan kaybettirmek elzemdir. Bunda ters bir durum yok, nihayetinde tüm savaşlarda bu genel kuraldır. Bu durumda iyilik kazanmış olsa da resmin geneline bakıldığında dökülmüş kanlar ya da kaybedilmiş değerler söz konusudur; şayet iyilik bu kadar isminin arkasında ise herhangi bir kayıp olmaksızın kendini yaymak durumunda olmalıdır. Edinilmesi için uğrunda kayıp verilen iyiliklerin ne derece samimi olduğundan şüphe duyarım.

Yukarıdaki paragraf biraz kafa karıştırıcı gelse de aslında toplumsal hayatta ne kadar içimize kapanıp bencilleştiğimizi, başkalarının düşüncelerini hiçe saydığımızı, empati yeteneğimizi genel olarak yitirdiğimizi anlatmaya çalışıyorum. İktidar ve güç diğerleri üzerinde hüküm kılma yetisi getirmiyor halbuki… Trafikte yeşil yanarken birini ezip canına kıymanın haklı bir durum olmadığı gibi.

Malesef bu hoşgörüyü edinmek sadece genetik olarak gelmiyor ve bir takım birikim ve eğitim gereksinimlerine de ihtiyaç duyuyor…Hepimiz stres altında kuyruğuna basılmış kedi olabiliyoruz ve resmin tamamına bakamıyoruz…Kolay bir şey de değil zaten…

Kendi iyi değerlerimiz için mücadele ederken karşımızdakinin değerlerinin bunun tersi olabileceğini düşünüp incecik bir empati çizgisi çizebilirsek, bireysellikten topluma uzanan genel bir huzur ve rahatlama ortaya çıkacağına adım gibi eminim… Acaba yapabilmek çok mu zordur?

hecha

Bu kadar felsefe yaptıktan sonra sağlıklı yaşam kurallarımızdan vazgeçmeyelim diye size bir kupon hediyem var: www.hecha.com.tr adresinden yapacağınız alışverişlerde uplifers kupon kodunu kullanarak %15 indirim+ ücretsiz kargo fırsatından yararlanabilirsiniz.

 %15 indirim, satın alacağınız indirimsiz ürünler üzerinden sepetinize uygulanacaktır.

Yağız İzgül
Onun ağzından kendisi tam bir ‘’Profesyonel Yemek Yiyici’’ ve ‘’Lezzet Düşkünü’’, ayrıca Şef, Yazar, Jüri Üyesi ve İş Adamı. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliğinden ... Devam