İki farklı uçlu mizaç bozukluğu: Bipolar affektif hastalık 

Bipolar affektif hastalık iki uçlu mizaç bozukluğu anlamında kullanılmaktadır. Bir ucunda depresyonun bir ucunda maninin bulunduğu hastalıktır. Toplumda çok sık görülmese de birçok depresyon hastası kendisini bipolar olarak nitelendirmektedir. Bu iki durum aynı anda değil farklı zamanlarda gözlenebilmektedir. Ancak bir kişinin ‘bipolar’ tanısı alabilmesi için manik ya da hipomanik bir nöbet geçirmesi gerekir. 

Bipolar affektif bozukluğun depresif döneminde mutsuzluk, duyguların dibe vurması, hayattan zevk almama, cinsel ilgi ve alakanın kaybolması, kilo kaybı, ya da tam tersi aşırı iştah artması, enerji düşüklüğü, sabahları erken uyanma ya da hiç uyanamama durumları gözlenebilmektedir. Bunun yanında kabızlık, ağız kuruluğu, sinirsel kökenli baş ağrısı da gözlenebilmektedir. Zaman zaman ağlama, hareketlerde yavaşlama, intihar düşünceleri, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlıklar, daha ağır dönemlerde halüsinasyonlar gözlenebilmektedir. Genel anlamda kişinin duygusal olarak mutsuzluk yaşadığı, hayattan zevk almadığı bir dönemdir. 

Bipolar affektif hastalık iki uçlu mizaç bozukluğu anlamında kullanılmaktadır.

Bipolar bozukluğun manik döneminde ise aşırı para harcama, yerinde duramama, cinsel aktivitede artma, kilo kaybı, uykusuzluk ve aşırı enerji gözlenebilmektedir. Bunun yanında çok konuşma, aşırı espri yapma, aşırı özgüven, konsantrasyon güçlüğü, çabuk öfkelenme, evden çıkıp gitme gözlenebilmektedir. Genel anlamda istek ve enerjinin çok fazla arttığı kişinin çok hareketlendiği bir hastalıktır. 

Bipolar hastalığın toplumda görülme oranı %2’dir. Hastalık döneminde bahsedilen belirtileri çok yüksek oranda yaşarlarken, iyi bir tedaviyle kısa sürede iyileşirler. Kalıcı bir hastalık değildir. Ancak tekrar etme riski vardır. Genellikle bahar aylarında ortaya çıkan tekrarlamalar 50’li yaşlarda giderek azalır. Kişiler hastalık dönemleri dışında tamamen sağlıklı bir duruma dönerler. Çok sık ataklar olmadığı sürece çalışma ve evlenmeye mani bir hastalık değildir. Tedavisi atakların olduğu dönemde ilaç tedavisi iken atak dışı zamanlarda ilaç kullanmaya gereksinim olmayabilir. Bu durum takip eden doktorun tercihine bağlıdır.

 

İlginizi çekebilir: Hastaların kafasını en çok karıştıran tespit: “Senin hastalığın psikolojik”

Psikiyatrist/Psikoterapist Sabri Yurdakul Psikiyatrist/Psikoterapist
Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, 1992 yılında ise Ankara Numune Hastanesi'nden "Psikiyatri Uzmanlığı" diplomasını aldı. Uzmanlık eğitimi sırasında Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ... Devam