İçimdeki özlemle nasıl başa çıkıyorum: “Kavuşma ihtimali”nin güzelliği

Hiç kendinizi çok çaresiz hissettiğiniz oldu mu? Ya da çok karanlık günleriniz? Benim de herkes gibi pek çok “Artık buradan dönüşüm yok”, “Hayatım hep ters yönde gidecek” dediğim anım oldu. Ve tabii ki hepimizin defalarca tecrübe ettiği gibi bütün bunlar birer duyguydu ve hepsi geçiciydi.

Her gecenin bir sabahı, her yağmurlu gün sonrası gökyüzünü ısıtan güneşin varlığı hatırlattı bana da. Umut hep vardı. Geçmiş yazılarımı takip edenler bilir, nice olumsuz anlarımdan kendime eşsiz dersler çıkardım çoğu kez. Bugün beni ben yapan her şey de o, zamanında “olumsuz” olarak tanımladığım anılarımdan oluştu.

Bazen yanıldığım da oldu. Geçti sandığım pek çok duygumun aslında tam olarak geçmediğine de şahit oldum kimi zaman. Bazılarını halı altına süpürmüşüm, bazılarını “Daha sonra bakarım” diye dondurmuşum. 2020 yılı benim için tam da bu halı altına süpürdüğüm tozlarımı atma, her yeri dip köşe temizleme senesi oldu. Neler yok, neler var hepsini temizledim, lazım olanları aldım sevgimle kabul ettim, ihtiyacım olmayanlarla vedalaştım.

2021 yılına çok daha hafif, çok daha kendi ile barışmış bir kadın olarak adım atarken bir tek duygum ile yaşamak zorunda olduğumu da kabul ettim: ÖZLEM.

Ne ağır, ne dolu bir kelime, öyle değil mi? Hayatımı birkaç kelime ile özetleyecek olsam, özlem kelimesi sanırım listenin başında boy gösterir. Şöyle bir dönüp bakıyorum da ne çok sınavlar vermiş, ne çok zorlukları aşmış ben, özlem ile baş edememişim. Hala hayatımın ortasında koskoca bir tahta yerleşmiş, bütün ihtişamıyla oturuyor.

En sevdiklerimin hep uzağımda olmaları, onları her istediğimde görememem yetmezmiş gibi dünyaca bir de bambaşka zorlayıcı bir sürece girdik. Artık bir arada olmak, her istediğimizde sevdiklerimizle kucaklaşmak hepimiz için lüks oldu. Yepyeni bir özlem süreci ile tanıştık bu sefer de. Elbette bu da, diğer her şey gibi geçici. Yerini çok daha güzel anılara bırakacak günler bizimle olacak. Ve bazı özlediklerimize artık kavuşamayacağız, güzel anılarımızda yad edeceğiz. Biliyorum. Tüm özlediklerim kalbimi sardığında, bazen artık o günlerin geride kaldığını fark ettiğimde ve düşmeye meylettiğimde, bir çıkış yolu aramaya devam ediyorum.

Benim tüm bu zorlayıcı anlarımda kendim için bulduğum en iyi çıkış yolu ise, ruhuma dokunan güzel müzikler dinlemek, yaşadığım anları keyfe dönüştürüp bir an olsun içimde fitili ateşlenen duygularımı dindirmek olur. İşte tam da bu duygularıma ilaç bir şarkı girdi hayatıma yeni yılın ilk ayını tamamlarken.

İçimdeki özleme tercümanlık eden, her dinlediğimde boğazımda bir yumru, gözlerimde yaş ile özlediklerimi andığım, “Kavuşmak İhtimali”nin ise bir gün mutlaka gerçek olacağına beni inandıran. Her bir tınıda “Umut var” diyen, içimde yanan özlem alevinin notalar ile vücut bulmuş hali.

Bugünden dönüp geçmişte yeterince kucaklaşamadıklarımdan af dilediğim, özlemini çektiğim herkese selam durup, doya doya sarılmak ihtimaline sıkı sıkı tutunduğum, lezzetini her bir tınısında hissettiğim bu şarkı sadece bana özel kalmamalı, şu geçen zor günlerimizde hepimize biraz umut olmalı, hepimizin bugünün kıymetini bilmesine, geçmiştekileri özlemle anmasına vesile olmalı diye düşünerek geçtim bu kez de klavyenin başına.

Bu nedenle, yazmaya çalıştığım her şeyi enfes mısralarla birleştiren, müziği ile ruhumuzu besleyen bu eseri sizlerin de beğenisine sunmak istiyorum. Çok şey var söylenecek, ancak ne söylesem eksik kalmasından korkuyorum, o nedenle de ben susmalı, sizi Daniska müzik topluluğunun “Keşke Meyhanesi”nin ilk enfesiyle tanıştırmalıyım.

O halde, “Kavuşmak İhtimali”ne… Özlemle…

Kavuşmak İhtimali

Şimdi keşke meyhanesinde
İnce bir sofra kurarız
Kadehin dudağa değdiği yerde
Geçmiş günleri ararız
Bir ihtimal daha var diyen
Sisli şarkılar çalarız
Mehtabın denize düştüğü yerde
Buluşur yine ağlarız
Madem ağlıyoruz öyleyse varız
Bu gece kadehler kavuşmak ihtimaline
Açan güle sevdaya o en tatlı hülyaya
Bu gece meyler dostların şerefine
Varsın son gecemiz olsun
Bu gece kadehler kavuşmak ihtimaline
Doğan güneşe aya doya doya sarılmaya
Dilimizde bir ah aşkların en güzeline
Varsın son sözümüz olsun
Dert saki mezemiz zaman
Sen yoksun gurbet yuvamız
Kalemin kağıda değdiği yerde
Buluşur yine ağlarız
Madem beraberiz iyi ki varız
Bu gece kadehler kavuşmak ihtimaline
Açan güle sevdaya o en tatlı Hülya’ya
Bu gece meyler dostların şerefine
Varsın son gecemiz olsun

Söz: Gökhan Tümkaya
Müzik: Gökhan Tümkaya, Deniz Bayrak

İlginizi çekebilir: Yeniden doğmak için yaralarımızı nasıl sarmalıyız: Cevap bir kartalın uçuşunda gizli

Pınar Tümkaya
Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep ... Devam