Rüzgarın esintisiyle gelen huzur: Gökçeada gezi rehberi

Gökçeada son dönemlerin en popüler turistik adaları arasında yer alıyor ve Çanakkale’ye bağlı olan ada, Ege Denizi’nin kuzey kısmında yer alıyor. Her ne kadar çok popüler olsa da bozulmamış doğası ve kendine has kültürü ile herkesin ilgisini çekebiliyor. Özellikle doğa ve deniz turizmi ile ilgilenenlerin kesinlikle görmeden geçmemeleri gereken yerler arasında. Geçmişte her ne kadar Rum ağırlıklı nüfusu ile dikkatleri üzerine çekse de günümüzde adada yerleşik olarak kalan çok az sayıda Rum bulunuyor. Ancak Rumlar’ın yoğun oldukları dönemden kalan pek çok yapılaşmayı hala görmek mümkün.

Gökçeada’nın adından da belli olduğu üzere bir ada olması nedeniyle sadece denizyolu ile ulaşım mümkün. Zaten adada havalimanı inşa edecek kadar geniş bir alan bulunmuyor. Bunun için Çanakkale Limanı’nı veya Eceabat Limanı’nı kullanarak adaya erişim sağlayabilirsiniz. Ancak kendi aracıyla gitmek isteyenler için arabalı vapur seferlerinin günlük adedinin mevsime göre değişiklik gösterdiğini de belirtmek gerekiyor.

Ada genel olarak bol rüzgarlı olduğundan ve Ege’nin kuzey kısmında olduğundan kış aylarında ziyaret edilmesi pek önerilmiyor. Yaz aylarında ziyaret etmek esintili doğasından dolayı hem sıcaktan faydalanmanızı hem de çok fazla bunalmamanızı sağlayacaktır. Ayrıca rüzgarlı olmasından dolayı sörf yapmak isteyenler için de geniş olanaklar sunduğunu belirtmek gerekiyor.

Konaklamak için pek çok imkan bulunuyor ve günümüzde pansiyon ve butik otellerin adedi de artış gösteriyor. Ancak daha lüks konaklama koşulları isteyenler için de pek çok seçenek mevcut. Konaklama yeri bulma konusunda bir sorun yaşamanız pek olası değil.

Gökçeada’da gezilecek yerler nelerdir?

Dereköy

Gökçeada’nın geçmişte en kalabalık hane sayısına sahip olmuş olan köylerinden birisi olan Dereköy, günümüzde eski ihtişamından biraz uzakta ancak ağırlıklı olarak Rumlar’ın yaşadığı bir köy olmasından dolayı iki tane aktif olarak çalışan kiliseye sahip. Dolayısıyla kilise ziyareti yapmak isteyenler için ideal olacaktır. Ayrıca eski dönemlerden kalma çamaşırhane gibi bazı yapıları görmek ve geçmişin yaşantısına göz atmak da mümkün.

Tepeköy

Gökçeada, her sene 15 Ağustos’ta düzenlenen Meryem Ana Panayırı ile ünlü ve panayır tam olarak Tepeköy’de gerçekleştiriliyor. Yaklaşık olarak bir haftadan uzun süren panayır boyunca yemekler, içecekler ve danslar eşliğinde keyifli vakit geçirmek mümkün. Ayrıca bu köyde de bir kilise bulunuyor ve bunun yanında yaz aylarında tavernalar sayesinde akşam saatlerini keyifle geçirmek mümkün.

Yıldız Koyu

Gökçeada’nın rüzgarlı ve dalga alan yapısı nedeniyle her noktasından denize girmek pek mümkün değil. Bu nedenle özellikle kuzey kısmından denize girmek için neredeyse tek seçeneğiniz Yıldız Koyu denilebilir. Fakat güney kısmında daha fazla seçenek olduğu için deniz keyfini adanın diğer tarafına saklamak da isteyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Avanos’un renkli dünyası: Doğa, seramik ve tarihle dolu bir gezi

Şehir Müzesi

Gökçeada’nın geçmişten günümüze gelen tarihini fotoğraflar ve eski dönemlerden kalma eşyalar ile gözlemlemek isterseniz, şehir müzesi tam olarak aradığınız şey olacaktır. Özellikle hem Rumlar hem de Türkler bakımından zengin bir geçmişe sahip olması nedeniyle kozmopolit bir geçmişe sahip olan ada, hafta sonu kapalı ancak hafta içi günlerde ziyaret edebilirsiniz.

Tuz Gölü

Tuz gölü her ne kadar Konya’daki ünlü Tuz Gölü kadar büyük bir yapıda olmasa da, hem bölgenin tuz ihtiyacının giderilmesini sağlaması hem de hiç bir kaynaktan beslenmemesine rağmen düzenli olarak suyla dolması ve tuz sağlaması ile dikkatleri üzerine çekiyor. Deniz suyu ve yağmur suları ile kış aylarında su tutmaya başlayan tuz gölü, yazın kuruyor ve böylece birikmiş olan tuzları toplayarak kullanmak mümkün oluyor. Günümüzde fotoğraf çektirmek isteyenler için de popüler noktalar arasında.

Aydıncık Plajı

Aydıncık Plajı ve Kefaloz Koyu, Gökçeada’nın en popüler mekanı denilebilir. Özellikle sörf yapmak isteyenler için geniş imkanlar sunan plaj, her yandan rüzgar alıyor ve bu nedenle yelkenli sporlarıyla ilgilenenler için güzel olanaklar sağlıyor. Plajın bir kilometreden daha uzun olması nedeniyle yer bulma sıkıntısı da yaşamayacaksınızdır.

Zeytinliköy

Zeytinliköy, ada için hem dini hem de tarihi olarak büyük bir öneme sahip ve bu nedenle en çok ziyaretçi alan noktalardan da birisi durumunda. Adanın en eski kilisesi bu köyde bulunuyor ve bunun yanında Ortodoks dünyasının şu anki patriğinin doğum yeri de burası. Köyde yaşayan Rum esnafının açtığı pek çok mekanda sakızlı kahvenizi içmek ve muhallebi yemek mümkün. Köyün her yanının tarih kokması nedeniyle tarihi mekanları gezmekten keyif alanlar için ideal bir konum olacaktır.

İlginizi çekebilir: Ege’nin incisinde unutulmaz bir tatil deneyimi için: Marmaris gezi rehberi

Bademli Köyü

Eski Bademli Köyü olarak da adlandırılan köy, kendine has güzel manzarası ve sahip olduğu bol sayıda badem ağacı ile ünlü. Ayrıca köy merkezinde bulunan kahvesi ve meydanı, bunun yanında Rumlar tarafından inşa edilmiş olan pek çok eski yapı da ziyaret etmek isteyebileceğiniz noktalar arasında bulunuyor.

Daha fazla gezi rehberi için tıklayın.

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!