‘Fattitude’ belgeseli ve bir tavır olarak şişmanlık
“Beden olumlama” ve “kilosundan dolayı karşı tarafı utandırma” kavramları hayatımıza nispeten yeni girmiş kavramlar. İnsanların kilolarıyla barışık olması gerektiğini ve güzelliğin belirli ve düşük beden ölçülerine sığdırılamayacağını savunan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Film yapımcısı Lindsey Averill bu popülerliği oldukça ilginç buluyor. Çünkü ona göre “beden olumlama hareketi şişmanlar için bir eşitlik isteği olmaktan çok, güzellik, kozmetik ve moda endüstrisine hizmet ediyor gibi görünüyor.”
Aslında, beden ölçülerinden ötürü ayrımcılık gören insanların sayısı hala oldukça fazla. Toplumda ve özellikle de moda endüstrisinde her ne kadar büyük beden, modern ve şehirli kadın imajına yer verilmeye çalışılsa da, yapılanlar çoğu kez etiketlerinde “modern ve şehirli ama şişman kadın :(” yazıyormuş hissi yaratıyor. Adeta bir şişmanlık fobisi söz konusu.
Şişmanlık tü-kaka!
Üstelik, şişmanlığı ayıplamaya dair değer yargılarımız ergenlik ve sonrasında değil, çok daha erkenden içimize yerleşiyor… Duke Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, ayrımcılık ve zorbalık olarak kendini gösteren, beden ölçülerine bağlı yargılama ve aşağılama davranışları çocuklarda 9 ila 11 yaşlarında ortaya çıkıyor. Evet, işte bu kadar erken…
İşte tam da bu gerçeklerden yola çıkarak bir belgesel projesi hazırlayan Lindsey Averill, son üç yıldır Kickstarter üzerinden bağış toplamaktaydı. Sonunda, yardımcı yapımcısı Viridiana Lieberman ile birlikte projeyi hayata geçirebildi.
Tanıtım videosunu burada izleyebileceğiniz Fattitude belgeselinin ismi, kabaca “Şişmanlık Tavrı” olarak çevrilebilecek bir sözcük oyunundan doğmuş. Şişman insanların karşılaştığı ayrımcılığın, bunun nedenlerinin ve sonuçlarının irdelendiği ve gerçek hayattan örneklerle çekilen belgesel, beden olumlama hareketinin yeni eseri olacak.
Hayatının her döneminde şişman biri olduğunu dile getiren yapımcı Averill, bu yolda zorluklarla da karşılaştığından bahsediyor. Beden olumlama hareketinin aktivistlerinden iken bir internet trolünün hedefi haline gelişini ve aldığı tehditleri anlatıyor. Görünen o ki sadece şişman olmak değil, şişmanlık algısıyla ilgili bir şeyler yapmaya çalışmak da toplumun her kesiminde kabul gören bir davranış değil.
Eserini “bir film olmanın ötesinde, bir harekete geçme çağrısı” diye tanımlayan Averill, “İnsanların şişmanlıkla ilişkilendirdikleri tüm utancın toplumdan kaynaklandığını ve bu kültürle savaşmak gerektiğini fark etmelerini amaçlıyoruz” diyor.
İlginizi çekebilir: “İri ve Fit Kız” anlatıyor: Her bedende sağlıklı ve atletik olmak mümkün
Kaynaklar:
brit+co
Fattitude
Refinery29