X

Eğlenceli takı tasarımları: Yummyküpe

Plastik sanatlar ve heykel dendiğinde aklıma bu tasarımların geleceğini hayal edemezdim. O kadar tatlılar ki insan hepsine sahip olmak istiyor. Yummyküpe, %100 el yapımı olan takıların satıldığı bir platform.

Siz Uplifers okuyucuları için Yummyküpe’nin tasarımcısı Deniz’le güzel bir söyleşi yaptım;

1. Yummyküpe nedir? İlhamını nereden alır?

Yummyküpe, minyatür modelleme aksesuar ve heykelciklerin tek elden hazırlanıp satışa sunulduğu bir platform. Minyatür modelleme objelerin küpe, kolye vs olarak alıcıya ulaşması ise, “plastik sanatları takı tasarımına yönlendirebilirim aslında” düşüncesinden doğdu. Avrupa’da “miniature food art” adıyla çağırılan bir hobi/yetenek alanı bu. Türkiye’de de minyatüre her dönem yoğun bir ilgi vardı, aslında yeni bir şey değil. Hatırlarsanız 80’lerde her salonun vitrininde minyatür fincan takımları olurdu. Hiç bir işe yaramazdı ama sevimli oldukları düşünülürdü. Minyatür sevimlidir. Aslında içgüdüsel bir beğeni hali. Nasıl ki insanoğlu ilk günden beri devlerden ve kendini kat kat aşan büyük yapılardan korkmuştur, tam tersi olan minik yapıları da sempati ve hayranlıkla karşılamaktadır. Dolayısıyla Yummyküpe, insanın minyatüre ilgisini karşılayan minyatür bir aksesuar-hediyelik mutfağıdır diyebiliriz.

2. Yummyküpe tasarımlarını yapmaya ne zaman başladınız? Öncesinde neler yapıyordunuz?

Üniversitede başladım. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitim görmeyi çok istemiştim ama yanlış tercihler ve yanlış yönlendirmeler sonucu farklı bölümlerde eğitim gördüm. Kocaeli Üniversitesi’nde Felsefe ve yine Kocaeli Üniversitesi’nde Gazetecilik bölümlerinden mezun oldum. Bu dönem 8 yıl sürdü. Sekiz yılımı “ben neden buradayım” diye kendime sormakla geçirdim. Bu dönemde harçlığımı çıkarmak için gazetelerde, dergilerde çalıştım fakat yapmak istediğim iş bu değildi. Üretmek istiyordum. Dolayısıyla üniversite hayatım boyunca bir şeyler üretip sattım. Minyatürler de bu dönemin sonlarında çıkageldi. İlk başta yalnızca hobi amaçlı modellediğim pastalar, kahve fincanları, kekler; daha sonra takıya dönüştü ve hayatımı bu alandan kazanmaya başladım. Üniversite bittikten sonra iş hayatı denemelerim oldu ama her mesai bitiminde eve koşup sabahlara kadar kil modelledim. Bu bir hırs, bir ihtiyaçtı. En nihayetinde kurumlardan koptum, kendimi dışarı attım, atölyemi açtım ve özgürüm.

3. Türkiye’de veya Dünya’da sizi etkileyen tasarımcılar var mı?

İsrail’de Shay Aaron adlı bir arkadaşım var. Miniature food art denince aklıma hep o gelir. Detay çalışmalarında dünyanın en iyi miniaturist‘i olduğunu düşünmekteyim. Türkiye’de bu sanat dalı henüz çok yeni. Ben modellemeye başladığımda kimse yoktu. Dersler verdim, yapım aşamalarını ve malzemeleri anlatan görseller, yazılar paylaştım. Yavaş yavaş bu alanın bir ismi olmaya başladı. Türkiye’de miniature food art alanı var ve şu isimden etkileniyorum demem çok zor. Fakat polimer kil modelleme ile çok başarılı işler çıkaran ve çok etkilendiğim bir usta var; “Neşeli Büstler” / Mustafa Saygın.

4. Kullandığınız malzemeler ve işçilik detaylarınızdan biraz bahseder misiniz?

Polimer kil kullanıyorum. Fırınlanabilen bir modelleme malzemesi. Oyun hamuruna benziyor. Kendi renk tonları var, işinize yarayan rengi seçip kullanabiliyor veya renkleri karıştırabiliyorsunuz. Modelleme sırasında ahşap oyma araçlarından tutun da bebek masaj yağına kadar bir çok farklı madde kullanıyorum. Eğer üretiyorsanız, malzeme konusunda her zaman özgürsünüz. Sadece sanat malzemeleri satan kırtasiyelerde değil, nalburlarda, pastacılarda ve hatta oyuncakçılarda bile işime yarayabilecek araçlar bulabiliyorum. İşçilik detaylarını verebilmek , mesela bir santimlik pasta diliminin kek kısmını daha gerçekçi gösterebilmek için oradaki kili milimetrik hareketlerle deforme ediyorum. Bunun için, o alana hükmedebilecek kadar ince olan iğne uçları ve kürdan kullanıyorum. Obje kafanızda canlandıysa, araçlar kendiliğinden karşınıza çıkıyor.

5. İlerisi için hedefleriniz nelerdir?

Sigortalı, maaşlı, ikramiyeli kurumsal işleri teperek en önemli hedefimi gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Özgür olmak, yalnızca üreteceğim anlama sadık kalmak, günlük hayatımı üretebileceğim saatlere ve ortamlara göre şekillendirmek bana insan olduğumu hatırlattı. Dolayısıyla bundan sonraki her adımım, bu özgürlüğe zeval vermeyecek fiziksel ve manevi ortamı seçecektir.

6. Yaratıcılık motivasyonunuz ve güne iyi başlama önerileriniz neler?

Kahve. Günün başlangıç anı fincandaki son kahve yudumu benim için. Yaratıcılık için ise motivasyona gerek duymuyorum, o zaten sizin durduramadığınız bir hızla içinizden çıkmaya çalışıyor. Ben uygun ortamı sağlıyorum sadece. Mesela heykel konseptlerini hazırlarken yalnız kalamıyorsam çok zorlanıyorum ve sinirleniyorum. Günün 16 saate yakın bir kısmını çalışarak geçiriyorum. Bu durum sosyal hayatımı olumsuz etkiledi ama beni, özümü mutlu ediyor.

Ürünleri incelemek için tıklayınız.

Uktem Topçu: Harbiye Açık Hava Sahnesi stajında ''Mary Stuart'' oyununun kostümlerini işledikten sonra birkaç hafta parmaklarını kullanamayınca, “nakıştan ellerim yorulacağına biraz da flash’tan gözlerim yorulsun” diyerek, öğrencisi olduğu Akdeniz Üniversitesi Kostüm Tasarımı bölümünü bırakıp, Moda Fotoğrafçısı olmaya karar verir ve bu yolda 8 yılını geçirir. Meraklıdır, eğlencenin, yeni keşiflerin olduğu tüm taşların altına elini sokar. Bol bol gezerken, dünyanın güzelliklerini fotoğraflayıp, onları insanlara enjekte etmeyi sever ve son olarak da Uplifers'a ışınlanır. Kendisine bol keşifler, size keyifli okumalar.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale