Düş bahçelerinizde yürümeye hazır mısınız?

Düş Bahçeleri, evet yanlış hatırlamıyorsunuz, sevgili Sezen Aksu ile bu yazımızın çok derinden bir bağlantısı olacak. Bu yazının uzandığı tüm kalplerle birlikte, düş bahçelerine uzanacağız umuyorum ki…

Hayatın gündelik koşuşturmasında, kendimiz dışında tüm bireyleri mutlu etmeye çalışırken örneğin çocuklarımıza özen gösterip zaman ayırırken, erkek arkadaşımıza veya eşimize öncelik verirken veya anne babamızın tatil planlarına dahil olurken; kendimizi düşlerimizi yani hayatta almış olduğumuz tüm “anne”, “kız arkadaş”, “erkek arkadaş”, “eş” veya “müdür” veya “yönetici” tanımlarından sıyrılarak sadece olduğumuz gibi hayatta gerçekleştirmek istediklerimize yani düş bahçelerimize ne kadar girebiliyoruz, orada yürümeye cesaret edebiliyor muyuz?

Geçtiğimiz haftalarda, sabah çok erken saatte, güneş henüz doğmamışken sahilde her zamanki uzun koşu antrenmanımı tamamlamıştım. Bir detay için uğradığım arabada sabah henüz saat 7:00 bile olmamışken, sevgili Sezen Aksu’nun sözlerini yazdığı muhteşem Düş Bahçelerinde şarkına denk geldim. Gerçekten oturduğum yerden o kadar uzun bir etkide doğrulamadım ki, beni gerek şarkının sözleri gerekse anlamı çok çok derinden etkilemişti.

 “Yürüyorum düş bahçelerinde, gördüm düşümden büyük bahçe yok”…

dus bahcelerinizde yurumeye hazir misiniz (1)

İşte burada sorgulama bölümü başladı benim için, peki bizler hayatımızı nasıl bir düş bahçesine sığdırıyoruz? Yani aslında bir bahçemiz var mı, kendimize bir düş bahçesinde yürüme hakkını tanıyor muyuz? O an idrak ettim ki hayatımı derinden etkileyen tüm olaylarda ben hep bahçemin dışına savrulmuşum, yani başka bahçelerde başka insanlarda diğer bir bağlamda ‘’başka yörüngelerde’’ savrulmuşum… Oysa sevgili Sezen Aksu’nun da belirttiği gibi düş bahçelerimiz olmalı, hayatımızı büyütmek, güzelleştirmek ve düşlerimizi gerçekleştirmek, bu doğrultuda yaşamak ve yaşamımızı yönlendirmek yine bizim elimizde.

Peki düş bahçemizde nasıl yürüyeceğiz? Şimdi sizinle birlikte düş kurmak, düş bahçenizi güzelleştirmek ve bu bahçede iki değil dört ayaklıymış gibi yürüyebilmek için bir rota çizelim;

“Ben gerçekten ne istiyorum ne düşlüyorum” diye sorun.

Her şey sorgulamakla başlar, kendiniz için kısa ve uzun vadede hayalleriniz var mı? Mutlaka küçük veya büyük fark etmez hayalleriniz olsun, sabah sizi yataktan kaldıracak kadar istekle hatırladığınız, sizi heyecanlandıran ve şevkle yaşamanızı sağlayan hayaller. Bu bir seyahat için para biriktirmek olabilir, bir ev edinmek olabilir veya yeni bir iş bulmak olabilir.

“Hayallerim küçük/büyük/imkansız” demeyin, hayalleriniz güzeldir hayallerinizi “yargılamayın”.

Hayal etmek, istemek bunlar küçük veya büyük kavramlarıyla sınırlandırılamayacak veya ikinci şahısların annemizin babamızın tercihleri ile karşılaştırılamayacak şeylerdir. Düşlerimiz tamamen bize aittir. O yüzden hayal ettiklerinizi, içinizden geçenleri ve başarmak istediklerinizi başka insanların bakış açısı ile yargılamayın, veya büyük/küçük olarak nitelendirmeyin, yalnızca düşleyin

dus bahcelerinizde yurumeye hazir misiniz (2)

Düş bahçelerinizde yürüyün.

İstediklerinizi belirledikten sonra artık düş bahçelerinizin alt yapısı hazır olmuş oldu. Şimdi yürüme zamanı fakat bunun için bir plan yapabilirsiniz. Yani örneğin yeni bir ev almak istiyorsanız öncelikle bu evin detaylarını belirlemekle başlayabilirsiniz. Bunun ardındansa yürüme aşamasında gerçek anlamda “arayış” başlar. Arayış sizin hayalinize giden en önemli süreçtir.

Düş bahçelerinizde sabırla yürümeye devam edin ve sürecin muhteşemliğine tanıklık edin:

İstediklerimizi gerçekleştirmek üzere sabırla çalışmaya ve arayışlarımıza devam etmemiz gerekebilir. Bu noktada önemli olan doğru zamanda doğru kişi ve olaylarla karşılaşacağınıza tam bir güven halinde isyan etmeden ve elimizden gelenin en iyisini yaparak sadece yolumuza devam etmektir. İşte hedefimize giden yolda asıl öğrendiğimiz derslerimiz ve yaşanmışlıklarımız hep bu yürüdüğümüz yollardan gelir. Bu süreçte karşımıza çıkan tüm tecrübelere bu yüzden minnetle yaklaşmak gerekir.

Daha fazla “düş bahçesine” aracılık edin.

Hayal etmek ve düşlemek enerjisini arttırdıkça hayatınızda daha da muhteşem olayların tezahürü gerçekleşecektir. Siz de etrafınızdakilerin sevdiklerinizin yeni düş bahçeleri geliştirmesine ve düşleri için korkmadan yürümelerine aracı olabilirsiniz. Tecrübelerinizi paylaşabilir, bu muhteşem enerjinin yayılmasında yardımcı olabilirsiniz. Düşlemek güzeldir.

Bu yazıyı okuyorsanız, düş bahçeleriniz size gelmeye can atıyor demektir. Bugün bakın sizin bahçeniz ne renk, içinde hangi çiçekler mevcut, nelerle dolu, bu bahçe ile ne kadar bağlantıdasınız?… Düş bahçeleri güzeldir, en güzel düşlerinizin en derin gerçeklikleriniz olmasını diliyorum; sevgili Sezen Aksu’ dan dinleyelim; Düş Bahçelerinde…

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam