X

Down sendromu nedir? Down sendromunu anlamanın yolları

Her 800 gebelikten birinde görülebilen bir gen anomali olan Down Sendromu’nun farklı çeşitleri vardır. Down sendromu hakkında merak edilen noktaları bu yazımızda ele aldık. 

Down sendromu nedir?

Down sendromu, vücut hücresinde fazladan bir gen bulunmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Hücre bölünmesi sırasında ortaya çıkan bir problem sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom oluşması sonucu görülür. 30 yaşın altında yaşanan gebeliklerde Down Sendromu görülme riski daha düşükken 45 yaşın üzerine çıkıldıkça sendromun görülme riski artmaktadır. Down Sendromu’nun görülmesinde yaş dışında belirleyici bir etmen bulunamamıştır.

Down Sendromu, her 800 gebelikten birinde görülebilen bir gen anomalidir.

Down sendromunun çeşitleri var mıdır?

3 tip Down Sendromu vardır. Bunlar Trisomy 21, Mozaik ve Translokasyondur.

Trisomy 21: Down Sendromu’nun en sık görülen çeşididir. Bu tipte fazladan bir adet 21. kromozom yumurta veya sperm hücresinden gelmektedir ya da döllenmenin ilk aşamalarında yanlış bölünme ile toplamda 47 kromozom oluşur.  

Mozaik: Down Sendromu vakalarının yaklaşık %2-%5 oranındaki kesiminde görülen çeşittir. Sendromun bu tipinde bazı hücreler 46 kromozom taşırken bazıları 47 kromozom taşımaktadır. Yanlış bölünme döllenmenin ileri aşamalarında gerçekleştiğinde bir hat 46 kromozom diğer hat ise 47 kromozom olarak devam eder ve mozaik bir yapı oluşturur.

Translokasyon: Down Sendomu vakalarının %3-%5 oranındaki kesiminde görülen çeşittir. Bu tipte 21.kromozomun bir parçası koparak başka herhangi bir kromozoma yapışır.

Down Sendromu’nun diğer tipleri kalıtımsal değilken translokasyon tipte ebeveynlerden bir tanesinin taşıyıcı olması durumunda Down Sendromu kalıtımsal olmaktadır. Bu oran %33’dür. Eğer taşıyıcı anne ise translokasyon Down Sendromlu çocuk doğurma olasılığı %20, taşıyıcı baba ise %5-%2 arasındadır.

Down sendromu nasıl anlaşılır? Teşhis nasıl konur?

Down Sendromu’nun teşhisi için gebeliğin 15. ve 20. haftaları arasında “Üçlü Test” diğer adıyla “Triple Test” yapılır. Üçlü testte anneden alınan kanda β-HCG, alfa feto protein (AFP) ve serbest (estriol (uE3) denilen üç biyokimyasal maddenin ölçümü ile yapılır. Üçlü testte annenin yaşı, sigara kullanımı, varsa önceki gebelik öyküsü gibi özellikler de hesaba katılarak değerlendirme yapılır.

Fakat üçlü test tam bir teşhis testi değil değerlendirme testidir. Testin amacı bebekte oluşabilecek anomali riskini belirlemektir. Test sonucunda riskli bir oran çıkarsa “amniyosentez” adı verilen bir işlem yapılarak kesin tanı konur. Amniyosentez, anne karnından “amniyon” adı verilen bir sıvı alınması ve teste tabi tutulmasıdır. Amniyosentez işlemi düşük riskli ve ağrısızdır. Alınan sıvıdaki bebeğe ait hücrelere kromozom analizi yapılır.

Down Sendromlu bir bireyin neyi yapamayacağına değil neleri başarabileceğine odaklanmak ona daha çok yardımcı olacaktır.

Down sendromlu bebek ve çocuklarda ne gibi farklılıklar olmaktadır?

Down Sendromlu bebek ve çocukların belirgin anomalileri vardır. Basık burun, küçük çekik gözler, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmak, kalın ense, ayak baş parmağının diğer parmaklardan daha ayrık olması bunların başlıcalarıdır.

Down sendromlu bebekler yaşıtlarından daha geç büyümektedir. Zihinsel gelişimleri daha geriden seyretmektedir. Geç öğrenip çabuk unuturlar. Önemli olan faktör, iyi ve doğru bir eğitimle destek vermektir. Doğru bir eğitim alan Down Sendromlu bireyler kendilerine anlamlı, keyif alacağı bir hayat kurabilir. Down Sendromlu bir bireyin neyi yapamayacağına değil neleri başarabileceğine odaklanmak ona daha çok yardımcı olacaktır. Tabuların aksine Down Sendromlu bireyler üniversiteye de gidebiliyor, yabancı dil de öğrenebiliyor, bağımsız hayatlar dahi sürebiliyor. Destekleyici bir eğitim ve destekleyici bir tutum, Down Sendromlu birey için kurulabilecek bir geleceğin anahtarları. Sendromlu olduğu için hayatını kısıtlamak yerine teşvik edici olmak ebeveynlerin asıl görevlerinden.

Down Sendromlu çocukların duygusal olarak öteki çocuklardan farklı olmadığı da mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Onlar da seviyor, kızıyor, küsüyor, aşık oluyor, umut ediyor, gülüyor, ağlıyor…

Down Sendromlu bireylerde sık rastlanan diğer sağlık sorunları nelerdir?

Bazı hastalıklar Down sendromlu bireyler arasında yaygındır. Bunlar başlıca

  • Kalp problemleri
  • Obezite
  • Görme ya da işitme sorunları
  • Tiroid bozuklukları
  • Zayıf bağışıklık sistemi
  • Solunum problemleri
  • Mide ve bağırsak rahatsızlıklarıdır.

Bu rahatsızlıklar sendromlu bireylerde sıklıkla görülse de öteki bireylerde de görülen hastalıklardır, Down Sendromuna özgü hastalıklar değildir. İlerleyen teknoloji ve gelişen tıp sayesinde artık birçok hastalığın üstesinden gelinebiliyor. Ayrıca bazı Down Sendromlu bireylerde hiçbir hastalık görülmeyebilir.

Down Sendromlu çocukların eğitimi nasıl olmalı?

Down Sendromlu çocuklar, diğer çocuklar gibi yürümeyi, koşmayı, tuvalet eğitimini, yazı yazmayı, resim yapmayı öğrenir. Yalnızca buradaki süreç daha uzun ve yavaş bir süreçtir. Nasıl ki her çocuğun yeteneği farklı ise her Down Sendromlu bireyin de yeteneği farklıdır. Yeteneğin keşfedilmesi ve yeteneğine yönelik bir eğitim onun için oldukça faydalı olacaktır.

Down sendromlu bir çocuğun önüne hayatın değil insanların koyduğu engeller önemlidir.

Down sendromlu bir çocuğun önüne hayatın değil insanların koyduğu engeller önemlidir. Bu engeller aşılırsa birçok Down Sendromlu birey hayata kazandırılır. Örneğin eczacı bir anne ve asker bir babanın kızı olan Deniz Ayçe Karagöz, eğitim hakkını elinden almak isteyen insanlara rağmen ilkokulu, ortaokulu ve liseyi bitirdi. Daha sonra bir vakıf üniversitesinin “Turizm İşletmeciliği” bölümünü başarıyla tamamladı. Deniz şu an darbuka çalabiliyor, Latin dansları yapıyor ve İngilizce konuşabiliyor.

Down Sendromlu bireylerin gelişiminde en önemli süreç 0-6 yaş arasıdır. Çocuk bu süreçte iyi programlanmış bir eğitim ve destek görürse gelişimi yaşıtlarına yakın ilerleyebilir. Ayrıca motor gelişimi, psikolojik gelişimi, sosyal gelişimi, zihinsel gelişimi ve yeteneksel gelişimi de yakından takip edilmeli ve desteklenmelidir. Günümüzde Down Sendromlu çocuklara yönelik eğitim veren birçok özel kurum, kamu kurumu ve birçok devlet desteği var. Bunlardan faydalanarak çocuğun gelişimini maksimum seviyede tutmak mümkün.

Aramızda engel yok: Down Cafe projesi

Bir “toplumsal sosyalleşme” projesi olan Down Cafe projesi, Down Sendromlu bireylerin hayata karışmasını ve toplumla kaynaşmasını amaçlıyor. Proje, Şişli’de sabit bir kafe ile başladı, şimdi yeri belli sürelerde değişen mobil kafelerle ve farklı şehirlerde açılan kafelerle devam ediyor. Bu kafeler sevgi ve samimiyet dolu, çünkü personelin çoğunluğu Down Sendromlu. Kafeler hem çalışanların hem müşterilerin rahat edeceği şekilde tasarlanmış, elbette sendromluların özel ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmuş. Örneğin mobil kafeler güvenli yaya geçişlerinin sağlanabileceği noktalara kuruluyor. Yapılan anketlerde ortaya konan sonuçlara göre birçok Down Sendromlu onlara iş verilmeyeceğini düşündüğü için kendini eve kapatıyor. Down Cafe projesi, bu algıyı yıkmakta ve onların da bizimle çalışabileceğini kanıtlamakta çok başarılı bir proje.

Bu kafeler sevgi ve samimiyet dolu, çünkü personelin çoğunluğu Down Sendromlu.

Unutmadan, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü. Siz de en azından bir gün bile olsa gönüllülük projelerine katılabilir, bir insanın yüzünde tebessüm oluşmanın mutluluğunu yaşayabilirsiniz.

Kaynaklar:
ulusaldown.co
downturkiye.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale