Dişil ve eril enerjiyi dengeleyen rahim ve hara bilgeliği

Artık kütüphaneler eskisi kadar rağbet görmüyor. Bilgiye akıllı cihazlarımız sayesinde kolaylıkla ulaşıyoruz. Dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olan British Library’nin web sitesine baktım geçenlerde. Yaklaşık 180 milyon kaynağı ve her gün artan ziyaretçi sayısı ile akıllı telefonlarla ulaşılmayacak kök bilgiyi ve nice değerli kaynağı önümüze seriyor, diğer tüm kütüphanelerin yaptığı gibi. Belki oturduğumuz yerden tatile gideceğimiz yerdeki en popüler restoranları akıllı telefonlarla kolayca buluyoruz ama öz bilgi için hala ve çok şükür ki kütüphanelere ihtiyacımız var.

Neden bu girişi yaptığımı sorarsanız yaşayan, kayıt tutan, ezberleyen, unutan, hatırlayan varlıklar olduğumuz için bizim de bunları sakladığımız ve aslında dilediğimizde kendimizle ilgili sınırsız bilgiye ulaşacağımız bir nevi arşiv odamız var vücudumuzda, o da rahim.

Sanmayın kadın organı diye yalnızca kadınlar faydalanabilir, erkek bedeninde de göbek deliğinin üç parmak kadar altında bulunan ve “hara” adı verilen bölge, erkek bedeninin arşiv odası. İlahi dişil ve eril enerjiyi dengeleyen, kişinin kendini şifalandırmasını sağlayan rahim ve hara. Tüm ilişkilerin, tüm duyguların, hatıraların, mutsuzlukların, başkalarıyla yaşadığımız her detayın toplandığı, karmamızla ilişkilenmiş tek kaynak olan rahim ve hara, geleceğimizi şekillendirmemiz için de başvurabileceğimiz sezgi rehberimiz.

Şefkatin, uyumun, işbirliğinin, sevginin, önsezinin, gücün kaynağı rahim. Yeni bir yaşamın, yeni projelerin, başlangıçların, ilişkilerin, kararların kaynağı rahim. Rahim ve hara, tüm ilişki enerjilerini depolayan, yaratıcı gücümüzü aldığımız yer. Bu yüzden iç sesimiz var. Bizi öz benliğimizle, ruhsal sesimizle tanıştıran zihin değil, yaşadıklarımız değil, başka insanlar değil. Kendi bedeninde, doğduğundan beri sahip olduğun ve senin onla iletişime geçmeni bekleyen ve ilk fırsatta bu kaynaktan sınırsızca faydalanman için var olan bu organ, çok ve çok daha fazla kıymeti, anlayışı ve sevgiyi hak ediyor. Bu sınırsız güç kaynağının kilidini açmak gerekiyor ki yaratım gücüne sahip olduğunu anla.

Pek kolay değil. Gücün ana merkezinden, neşenin, yaratımın, ruhsal beraberliğin ana kaynağından çok uzağız, kadın olarak rahim bilgeliğinden yararlanmayı bilmediğimizden, günümüz koşullarında hayatta var olabilmek için baskın eril enerjilerle hareket etmeyi seçiyoruz. Aynı sebeple erkekler de içlerindeki dişil enerjiyi baskıladıklarından, çevrelerine sahte entelektüel bilgi duvarları örerek, duygularını bastırarak ana kaynakla bağlantılarını kesmiş durumdalar.

Rahim ve haradan kopuş nükleer savaşlara, toplumlar arasındaki devasa kültürel farklılıklara, spiritüel geleneklerin ve bilgilerin unutulmasına, aile değerlerinin gittikçe kaybolmasına, beraberliklerin zaman geçtikçe daha kısa sürmesine neden oluyor. Rahim ve hara yerine zihinden güç alan erkek ve kadın, eril enerjinin egemenliğini kabul ederek yaratıcı gücün ilahi güzelliğini unutup sadece zihinden yaşamlarına devam ediyor. Oysa kadın, zihni yerine rahminden gücü almalı ki dişil enerjiyle eril enerji dengelensin. Öbür türlü güçsüz, sadece kendine odaklı kişilerden oluşan bir toplum yaratarak acı çeken, erkeklerle rekabet eden, feminen doğasıyla bağlantıyı kaybetmiş yalnızca zihinden bağlantı kuran kadınlar olup çıkıyoruz ve hepimiz içimizden aslında yalnızca zihne odaklanmanın doğru olmadığını da hissediyoruz. Neşenin ve yaratıcılığın kaynağı olan rahim ve haranın ilahi önemini anladığında, kalbin organik olarak açılıyor, daha fazla neşeye, dara derin duyguya, anlayışa, sevgiye sebep oluyorsun ve iyi duyguların iyi olayları yarattığını bildiğine göre, neden artık en güzellerini seçmiyorsun?

Her gün yeni bir kozmetik ürünü, yeni bir moda akımı, estetik anlayışı çıkıyor ortaya. Sürekli hayatımıza yeni renkler, eşyalar, insanlar, bir şekilde bize daha iyi geleceğini düşündüğümüz dışsal şeyler eklemeye çalışıyoruz. İçsel rehberliğimizle ilişkimiz kopuk olduğundan, yaratıcı dişiliğimizi onurlandırmadığımız için dışsal elementlere günbegün bağımlı hale geliyoruz. Kıyafet, renkler ve kokularla daha feminen olduğumuzu sanıyoruz ve büyük bir yanılgı içindeyiz.

Kendime ait olmam gerektiğini bilmediğimden, başkalarının benim için iyi olduğunu iddia ettiği şeylerin tutsağı oluyorum ve gücümü, bu şeyleri ortaya çıkaranlara çoktan teslim ettim bile. Böylece normal görülen, toplumda kabul edilen ama içinde sinik, gücünü kullanmayan biri olup çıkıyorum. Gerektiğinde hayır diyebilirim. Geleneksel anlayışın dışında bir anlayışla kendimi daha çok onurlandırabilirim. Kabul edilen güzellik anlayışına uymak zorunda da değilim, bu tamamen rahim ve hara bilgeliğime bağlı. Her gün daha fazla farkında olarak, yaratım gücüm olduğu için de geçmişi bırakarak yeniden yaratabilirim. Neşelenmek için, mutlu olmak için yapmam gereken tek şey feminen enerjimle bağlantı kurmak. Rahim ve hara bilgeliği ile yerleşik derin yaralar, üzüntüler şifalandırılabilir. Sebepsiz ve sınırsız bir neşeye, anlayışa, orgazmik hayat enerjisine sahip olursun.

Rahim ve hara bilgeliğini aktive eden kadın ve erkek tüm olur, şifalanır, dengelenir ve kendi olur.

Şimdi kendine şu soruyu sor, içindeki bilgeliği keşfetmek ister misin?

Eğer bir erkeksen, hazırım diyorsan, işe hayatındaki kadınları desteklemekle başla. Sevgilin olması gerekmez, annen olur, kız kardeşin olur, çalışma arkadaşın veya ofis işlerine destek olan kadın olur, belki de bir müşterin.  Alçakgönüllülükle, mükemmel bir erkek olup olmadığın kaygısına düşmeden, en olduğun halinle destekle hayatındaki kadınları. İç sesini daha çok dinle. Başkalarını destekledikçe daha fazla neşeleneceksin, izin ver buna. Maskülenliğinin yumuşaklık olduğunun, birilerini desteklemek olduğunun farkına var. Seni “adam gibi adam” yapan şeyler ne başkalarının hakkındaki fikirleri, ne sebepsiz öfkelerin ne de duygularını saklaman. Bunlar sana ait değil, özüne ait olmayan şeyleri kendinden uzaklaştırmanın vakti artık.

Kadın mısın?

Bırak toplumsal kaygıları, nasıl göründüğünü unut. İnsanların seni onaylamasına duyduğun ihtiyaca son ver, yeterince deneyimledin. Senin en güçlü sesin, sana akıl ve kalp veren, can veren yer rahmin. Rahminin sesi asla ihanet etmez, en güçlü rehberliğin bu, onu sev, onunla konuş, onun değerli olduğunu hissettir. Onu dinle. Period zamanlarını onurlandır. Başkalarını doğuran, onlara can veren bu bedeni onurlandır. Gücünün keyfini çıkar. Hissettiğin mutluluğun, arzunun, neşenin keyfini çıkar. Yanında olan herkese bulaşır keyfin anında. Korkudan, ama yapamam ki bahanelerinden uzaklaş, hiçbiri sana ait değil. Hayatındaki adamları sev, aynı anne babadan olmayan tüm kız kardeşlerini sev, mümkün olan en derin şekilde sev, onları da sen ve senin kız kardeşlerin doğurdu.

Siz birbirinizsiniz…

İlginizi çekebilir: İki ucu sihirli değnek: Eril ve dişil enerji

Sıla Karadoğan
İngiliz Dili Edebiyatı eğitimli, Mutfak Sanatları Akademisi programı sonrası kendi pastanesini açan bir pasta şefi, rafine şekerle vedalaşıp yalnızca kendi sevdiği şeyleri pişiren, okuyan, ... Devam