X
    Kategoriler: FEEL UP

Daha verimli çalışmanın yolları

Daha Verimli Çalışmak için Neler Yapılabilir?

Kişisel gelişim; yerinde saymayan ve sürekli gelişen bir sektör. Her yıl, yapılan yeni araştırmalarla; zaman yönetimi, yaratıcılık, özgüven sahibi olmak ve verimlilik gibi bir çok konuda yeni öneriler ortaya konuyor.

Uplifers olarak 2012 yılında, daha verimli çalışabilmek ve üretkenliği arttırabilmek için yapılan araştırmaların sonuçlarından yola çıkılarak hazırlanan ve en çok ses getiren önerileri, sizler için derledik.

Kendinizi, sandığınız kadar iyi tanımıyorsunuz

Hepimiz,  kendimizi çok iyi tanıdığımızı düşünürüz. Ancak araştırmaların sonuçları aksini gösteriyor. Psikolog Timothy Wilson’a göre; birini iyice tanıyabilmek için, başkalarının onun hakkındaki görüşlerini göz önüne almamız gerekiyor.

Wilson, kitabı Strangers to Ourselves (Kendimize yabancıyız)‘da, bilinçaltının bu konudaki etkisinden bahsediyor. Yaptıklarımızın büyük bir kısmı bilinçaltımızda yer edindiğinden; ne düşündüğümüzü, ne hissettiğimizi ya da ne istediğimizi çoğu zaman fark edemiyoruz. Ancak farkındalığımızı geliştirdikçe, fark edemediklerimizi de su yüzüne çıkarmamız mümkün.

Bu konu, işlerin neden her zaman yolunda gitmediği konusunda ışık tutuyor. Çoğu zaman, ne yaptığımızın “tamamen” farkında olamadığımız için, hatalarımız için başkalarını suçluyoruz. Kendimizi daha iyi anlayabilmek için, farklı bir anlayış geliştirmek gerekiyor. Başkalarının kişiliğimiz konusundaki değerlendirmeleri, davranışlarımıza dair kendi kendimize yaptığımız değerlendirmelerden daha doğru sonuçlar veriyorsa; kendinizi tanıdığınızı düşünmek yerine, başkalarının görüşlerini almanızda fayda var.

Dikkatinizin dağılması her zaman kötü değil

Kavrama yeteneğimizin artması için, beynimizin rahat olması gerekiyor. Ancak Carnegie Mellon’dan Neuroscientist David Creswell’e göre; bir kaç dakikalık bir bölünme, probleminizin çözümü konusunda faydalı olabiliyor.

Croswell, yaptığı araştırmalarda, önce; bir insanın bilincinin çözebileceğinden daha büyük problemlerle karşılaştığında beyninde neler olduğunu gözlemlemiş. Üç farklı deney grubundan, belirli ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamaya yönelik özellikleri olan bir otomobili satın aldıklarını düşünmelerini istemiş. Hemen karar vermesi gereken ilk grup, kendileri için en iyi olanı seçmekte zorlanmış. İkinci grup biraz daha fazla zamana sahip olduğundan, bilinçli olarak en iyi aracı seçmeye çalışmış ancak yine en iyi kararı alamamışlar. Son gruba ise karar aşamalarında, zihinlerini çok yormayacak ama bir yandan da bilinçlerini meşgul edecek, dikkat dağıtıcı bir görev vererek, sorunun çözümüne bilinçaltının devam etmesini sağlamışlar. Bu grubun, seçenekleri optimize etme ve en doğru kararı alma konusunda en yüksek başarıyı gösterdiği gözlenmiş.

Üçüncü gruptaki katılımcılardan FMRI’la alınan beyin görüntülerine göre ise, beynin ilk öğrenme aşamasında aktif olan kısımları, dikkat dağıtıcı ile karşılaşıldığında da aktif kalmaya devam etmiş.

Kısacası, karışık sorunları çözmeye çalışırken; arada bir başka şeylerle uğraşmak, bilincinizi aynı konu üzerinde aralıksız olarak yormaktan daha iyi bir tercih gibi görünüyor.

Daha Verimli Çalışmak için Neler Yapılabilir?

Başkalarının problemleri söz konusu olduğunda daha yaratıcıyız

Yaratıcılık farklı perspektiflerden bakabilmek demektir. Bilim dünyasındaki yeni buluşlar; yaratıcılığımızın, kendi problemlerimizden çok başkalarının problemlerini çözerken daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu fikri test etmek için Evan Polman ve Kyle Emich adında iki profesör, 137 kişiye bir bilmece sormuşlar. “Bir mahkum hapishaneden kaçmaya çalışıyor ancak elindeki ip yerle bulunduğu mesafenin yarısı kadar. Ancak mahkum, ipi ikiye ayırıp tekrar bağlayarak kaçmayı başarıyor. Bunu nasıl yapar?”

Bilmece, katılımcıların yarısına, mahkumun kendisi olduğu; diğer yarısına ise kurtarmak istedikleri biri olduğu söylenerek sorulmuş. İlk gruptakilerin %48’i bilmeceyi çözebilirken, diğer grupta %66 oranında çözüme ulaşıldığı gözlenmiş.

İkinci bir deney olarak; başka birinin hikayesini yazmak isteyebileceği bir uzaylı çizmelerini; üçüncü olarak da kendileri, yakınları ve çok az tanıdıkları kişiler için hediye seçmeleri istenmiş. Üç deneyin bulgularından yola çıkarak, Polman ve Emich; katılımcıların “başka birini” düşündükleri zaman daha yaratıcı fikirlerle ve çözümler ürettikleri sonucuna ulaşmış.

Herhangi bir sorunla karşılaştığınızda çözüme ihtiyacı olanın başka biri olduğunu düşünmek, yaratıcılığınızı arttırarak daha etkin çözüm yollarına ulaşmanızı sağlayabilir.

Uyumuyorum, beynimi dinlendiriyorum.

Günümüzün iş temposu ve uzun çalışma saatleri, beynimizin yeterince dinlenebilmesine olanak sağlamıyor. Ne var ki, araştırmalar, kısa süreli uykuların üretkenliği arttırabilmek için gerekli olduğunu gösteriyor. Beynin faaliyetlerine düzenli olarak kısa süreli aralar vermek; yaratıcılığı da arttırıyor. Ara vermeden çalışmak ise, fazladan yorgunluk ve stres kaynağı.

Vücudumuzdaki diğer kaslar gibi, beynin de , aktivitelerine devam edebilmesi için dinlenmeye ihtiyacı var. Ancak her zaman ara vermeniz gerekmiyor. Eğer düzenli bir sistem oluşturduysanız ve çalışarak geçirdiğiniz vakitle üretkenliğiniz arasında ters orantı yoksa, istediğiniz kadar çalışmaya devam edebilirsiniz. Durmanız gereken nokta, kendinizi çalışmak için zorladığınız an.

University of Notre Dame’da yapılan araştırmalar, yeni bir şeyler öğrendikten sonra bir süre uyumanın, öğrenmeyi ve hatırlamayı da kolaylaştırdığını gösteriyor. Psikolog Jessica Payne, ortalama 6 saat uyuyan 207 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmada; öğrenciler iki gruba bölünerek, sabah 9 ya da akşam 9’da çalışmaları için bir konu verilmiş. Sabah 9’da çalışanların, tüm gün uyanık kalması; akşam 9 grubunun ie işleri bittikten sonra yatması istenmiş. Belirli bir süre sonra, çalıştıkları konunun ne kadarını hatırladıkları gözlenmiş. Akşam 9, yani çalıştıktan sonra uyuyanlar grubu, ilk 12 saat içinde daha iyi bir performans çıkarırken; aradan 24 saat geçip, herkes günlük uykusunu aldıktan sonra,  katılımcıların tümünün hatırlama oranları birbirine yaklaşmış.

Belki de, başarılı olmak için uzun süreler çalışılması gerektiği fikrinin artık değişmesi gerekiyordur. Uyumayı ya da dinlenmeyi ihmal etmeyin.

Daha Verimli Çalışmak için Neler Yapılabilir?

Zamanınızı optimize edin

Çalışma programınızı biyolojik saatinize göre düzenlemeye ne dersiniz? Son dönemde yapılan araştırmalar, tweet atmaktan, duş almaya kadar her şey için “en iyi zaman“ın olduğunu gösteriyor.

Vücudumuz beyin dalgaları aktivitelerini, hormon üretimini, hücre yenilemesini ve diğer biyolojik aktivitelerini 24 saatlik döngüde tamamlıyor.Bu ritmi bozmak yararınıza değil. Moleküler Biyoloji Profesörü Steve Kay’e göre biyolojik saatinizle oynamak; diyabet, depresyon, obezite ve unutkanlığa neden olabiliyor.

Eğer yaptığınız iş zihinsel aktivite gerekiyorsa; işinizin büyük kısmını sabah saatlerinde, ılık bir duş aldıktan sonra yapmanız; vücut ısısını arttırarak, hafızanızı işlemeye hazır hale getirerek ve konsantrasyonunuzu arttırıyor.Öğlen 2 civarında, yani uyku isteği arttığında ise yaratıcılık artıyor. Yorgun olduğunuzda zihniniz yaptığınız işe odaklanamıyor ve beyninizin kıvrımları arasında dolaşırken yeni fikirler bulmaya daha açık hale geliyorsunu

Verimliliğinizi ve üretkenliğinizi arttırarak, daha başarılı sonuçlar alabilmek için; günlük  programınızı, vücudunuzun çalışma ritmine göre hazırlayın. 

 

Kaynak: Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale