X

Chia Tohumu Kaç Kalori?

Chia tohumu bundan 20 yıl önce kimse tarafından bilinmiyordu ancak günümüzde neredeyse her süpermarkette bulabileceğiniz bir süper gıda haline geldi denilebilir. Peki neden bu kadar popüler hale geldi?

Salvia hispanica adı verilen bitkinin küçük siyah veya beyaz çekirdeklerinden oluşan chia tohumu, onu kuru da yeseniz, suya batırıp jel haline de getirseniz, bol miktarda lif ve omega-3 yağ asidi sunuyor. Ayrıca pek çok faydalı bitkisel bileşene de sahip olan chia tohumu, diyabet ve kalp hastalıklarının yönetiminde de oldukça fayda sağlıyor.

Chia Tohumu Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?

Aşağıdaki bilgiler 28 gram kadar kuru chia tohumu için geçerliler:

  • Kalori: 138 kcal
  • Yağ: 8.7 g
  • Sodyum: 5 mg
  • Karbonhidrat: 12 g
  • Lif: 9.8 g
  • Şeker: 0 g
  • Protein: 4.7 g

Karbonhidrat

28 gram kadar kuru chia tohumunda 12 gram kadar karbonhidrat vardır ancak bunun neredeyse 10 gram kadarı liflerden gelir. İçerisinde herhangi bir şeker de bulunmaz.

Yağlar

Chia tohumunun 28 gramında 8.7 gram kadar sağlıklı yağ vardır. İçindeki yağların %60’ı kadarı linoleik asit ve alfa linoleik asit olarak bilinen faydalı omega-3 yağlarıdır. Araştırmalara göre omega-3 yağ asitleri, kolesterolü düşürerek, kalp ritmini ve tansiyonu düzenleyerek, inflamasyonları azaltarak ve kan pıhtılarına engel olarak kalp damar sağlığına fayda sağlıyorlar.

Protein

Chia tohumunun 28 gramında 4.7 gram kadar protein vardır. Pek çok bitkisel gıdanın aksine tüm dokuz temel amino aside sahiptir ve bu nedenle tam protein kaynağı olan iyi bir bitkisel kaynaktır.

Vitamin ve Mineraller

Chia tohumunda temel mikrobesinler vardır ve özellikle de mineraller bakımından zengindir. 28 gramlık bir porsiyonundan 179 mg kalsiyum ve 2.2 g demir alırsınız. Chia tohumu ayrıca mükemmel bir magnezyum ve iyi bir çinko kaynağıdır.

Chia Tohumunun Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Chia tohumunun çok besleyici olması, onu su ürünlerinden kaçınmak isteyen vegan ve vejeteryanlar, aynı zamanda omega-3 yağ asitleri almak isteyen diğer kişiler için ideal hale getirir. Aşağıda onun sağlığınıza sağladığı bazı faydalar var.

Diyabet Yönetimine Yardımcı Olur

Bol lifli ve omega-3 yağ asitli yapısı ile chia tohumları diyabeti kontrol altında tutmak için uzun vadeli bir çözüm sunar. Tip-2 diyabete sahip olan hastalarda 12 hafta boyunca 1000 kalori başına 15 gram chia tohumu tüketmenin bir inflamasyon işaretçisi olan c-reaktif proteinleri %40 azaltabildiği, pıhtılaşmayı ise %20 azaltabildiği görülmüş. Ekmeğe 24 gram kadar chia tohumu eklendiğinde şeker düzeylerinin yönetimi 7 gram eklenmiş haline göre çok daha kolay olmuş.

Kalp Sağlığına İyi Gelir

Chia tohumları ve insanlar ile yapılan çalışmalarda, onun sağlıklı bireylerde trigliseritlerde ve tansiyon düzeylerinde düşüş sağlayabildiği görülmüş. Örneklem boyutu küçük olsa da 12 katılımcıya bir ay boyunca günde 50 gram chia tohumu verilmiş. Bunun sonucunda büyük tansiyon 5 puan kadar düşmüş ve trigliseritler ise 20 puan azalmışlar. Kalp hastalıkları için bağımsız bir risk faktörü olan iç yağlanma da chia tohumu tüketimi ile azalmış.

Bağışıklık Sistemi Fonksiyonlarını Destekler

Chia tohumları mükemmel birer omega-3 kaynağıdırlar ve bunların bağışıklık sistemi üzerindeki faydaları biliniyor. Omega-3 yağ asitleri, bağışıklıktaki makrofajların işlevlerini destekliyor. Makrofajların fagositik aktivitelerinin artışı ise bedenin ölü hücre ve patojenlerden daha hızlı temizlenmesi anlamına geliyor.

Omega-3 yağ asitleri nötrofillerin hücre duvarlarında da bulunurlar ve onları daha esnek hale getirir, ihtiyaç duyulan yere daha hızlı gitmelerini sağlarlar. Eğer beslenmenizde yeterince omega-3 yağ asidi yoksa, daha fazla chia tohumu tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olacaktır.

Kabızlığı Önler

Chia tohumunu sadece ¼ kase kadar tüketmek bile günlük lif ihtiyacının %50’sini karşılar. Liflerin özellikle de sindirim sağlığı konusunda sağlığa pek çok faydaları vardır. Chia tohumlarında iki tür lif vardır, birisi suyla karışan çözünür lifler, diğeri ise çözünmez liflerdir.

Bu kombinasyon onun dışkıyı hem yumuşatmasını hem de ona hacim eklemesini sağlar. Böylece atması daha kolay olur. Ancak bedeniniz bu pozitif değişime alışana kadar lif alımını yavaşça arttırın ve bol su için.

Kanser Riskini Azaltır

Chia tohumunda faydalı bir flavonol olan kaempferol vardır. Kaempferolun gıdalardan alınmasının apoptoz ve sinyalleme gibi bazı hücresel mekanizmaları etkileyerek kanser karşıtı özellikler gösterebildiği belirtiliyor. Örneğin kaempferol plastik ve işlenmiş gıdalarda bulunan endokrin bozucu BPA kimyasalarının eylemlerine engel oluyor.

Kaempferol aynı zamanda meme kanseri, karaciğer kanseri, beyin kanseri, kolon kanseri ve bazı diğer kanser türleri konusunda proaktif bir rol oynuyor. Bir tam gıda olduğu için quercetin ve lif gibi diğer kanserle savaşan bileşenlere de sahip. Çok az yan etkisi olması ve bol bol pozitif etkisinin olması nedeniyle bedeninizi serbest radikallerden korumaya yardımcı olacaktır.

İyi Kolesterolde Artış Sağlayabilir

2021 yılında yapılan 10 klinik deneye dair bir değerlendirmede, chia tohumunun iyi kolesterolde artış ve kötü kolesterolde ise azalma sağladığı görülmüş. Çalışmanın yazarları onun kandaki lipidlerin dengesi üzerinde koruyucu etkilerinin olduğunu belirtiyorlar ve ayrıca diğer kalp damar sağlığı işaretlerinde de faydalı etkiler görülmüş.

Bu bulgular, chia tohumlarının kötü kolesterolünü azaltmak ve iyi kolesterolünü arttırmak isteyenler için beslenmeye iyi bir katkı olabileceğini gösteriyorlar. Ancak tek bir gıdanın tek başına yüksek kolesterol tedavisi gerçekleştirmeyeceğini de unutmamak gerekli.

Chia Tohumunun Sağlığa Zararları Nelerdir?

Chia tohumu alerjisi çok yaygın görülen bir şey değil ancak aynı aileye dahil olan çeşitli bitkilere dair alerji raporları mevcut. Belirtileri arasında nefes darlığı, baş dönmesi, yüzde şişkinlik ve acillik olma bulunabilir. Ancak chia tohumuna karşı bu düzeyde bir alerjiye dair sadece bir kaç tane vaka var. Dolayısıyla nadir olsa da mümkün. Bu nedenle bir belirti görecek olursanız hemen doktorunuza ulaşın.

Yüksek tansiyon ilaçları kullananların chia tohumunun tansiyonu düşürücü etkilerinin farkında olmaları gerekir. Hepsini birlikte almak tansiyonu çok düşürebilir.

Nasıl Saklamalı ve Kullanmalı?

Kuru chia tohumları serin, kuru bir ortamda 4-5 yıl kadar saklanabilirler. Eğer onları jel haline getirmek için suya batırırsanız, bu şekilde nemlenmiş tohumları buzdolabında bir hafta kadar saklayabilirsiniz.

Kuru chia tohumlarını yoğurda veya salatalara ekleyerek gevreklik katabilirsiniz. Ayrıca suya batırarak jel oluşturmak da mümkün. Chia tohumlarını suya, meyve suyuna, sütsüz sütlere, diğer sıvılara da katabilir, 15 dakika içerisinde jelini alabilirsiniz.

Ayrıca onu smoothielere atmak da mümkün. Ancak gün ilerledikçe yoğunlaşacağını unutmayın. Onu hamurişi tariflere de ekleyebilir, vejeteryan yumurta alternatifi olarak kullanabilir, kahvaltılıklarda ve yulaf ezmesinde kullanabilirsiniz.

Sonuç Olarak

Chia tohumu besleyicidir ve dengeli bir beslenmenin parçası olabilir. Sağlığa faydalı lifler bakımından zengindir. Bazı araştırmalara göre trigliseritlerde, toplam ve kötü kolesterolde azalma sağlarken, iyi kolesterolde artış sağlayabildiği görülüyor. Ancak bu etkilerin onaylanmaları için daha fazla araştırma gerekiyor.

Onu pek çok yemeğe, yoğurda, smoothieye, kahvaltılığa kolayca katabilir, yumurta yerine kullanabilirsiniz. İnternette kullanım şekillerine dair yüzlerce farklı tarife kolayca ulaşmak da mümkün.

Kaynaklar:

https://www.webmd.com/diet/features/truth-about-chia#:~:text=Chia%20seeds%20are%20an%20unprocessed,fiber%2C%20plus%20vitamins%20and%20minerals.

https://www.healthline.com/nutrition/11-proven-health-benefits-of-chia-seeds

https://www.medicalnewstoday.com/articles/291334

https://www.verywellfit.com/chia-seed-nutrition-facts-4165659

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Gelenekten geleceğe: 20 yıldır değişmeyen Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de

Şüphesiz ki en keyifli sohbetlerimizin, en duygusal anlarımızın, en unutulmaz kavuşmalarımızın en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin yeri, kültürümüzde olduğu kadar, gönlümüzde de ayrı. Her yudumunda ya nostaljik bir hikaye saklayan ya da misafirperverliğin, samimiyetin, sıcak sohbetlerin simgesi olan ve geçmişten günümüze her gün daha da anlamını katlayarak hayatlarımızda yer edinen Türk kahvesi, pek çoğumuzun vazgeçilmezi. Mükemmel köpüğü ise hepimizin gözdesi. Çünkü kabul edelim Türk kahvesi dendiğinde hepimizin gönlünden geçen bol köpüklü ve tam kıvamında hazırlanmış olması.



Neyse ki bize 20 yıldır değişmeyen bir lezzet sunan Arçelik Telve, her defasında damaklarımızda mükemmel bir tat bırakmayı başarıyor. 20 yıldır hiç bitmeyen bol köpüklü ve tam kıvamında Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de!

Telve, 20 yaşında!

Arçelik, yıllardır mutfaklarımızda yeniliği ve dönüşümü, yüksek kalite standartlarıyla buluşturarak getiren ve ilk otomatik Türk kahvesi makinesini üreten bir marka olarak geleneksel Türk kahvesi lezzetini de en üst seviyeye taşımayı başarıyor. Üstelik, bunu 20 yıldır değişmeyen mükemmel sunumu ile yapıyor. Ve her fincanda aynı lezzeti yakalamamızı sağlıyor. İşte bu yüzden 20 yıldır “Türk kahvesi” dendiğinde akla ilk Arçelik Telve geliyor. Tüm kahve severlerin vazgeçilmezi olan Arçelik Telve, köpükten ve kıvamdan asla ödün vermiyor.

Su püskürtme ile karıştırmayı sağlayan Spinjet Teknolojisi sayesinde Türk kahvesi, en mükemmel haliyle hazır oluyor. 1,5 litre kapasiteli su tankı ve otomatik su alımı pratik bir kullanım sunarken, her fincan için ayrı ayrı su doldurma zahmetinden de bizi kurtarıyor. Ayrıca, İndüksiyon Isıtma Teknolojisi, geleneksel ısıtma yöntemlerine kıyasla kahvenin en ideal derecede pişmesini sağlıyor. Ne de olsa bu kadar hassasiyet, ancak geleneksel bir lezzetimize yakışırdı.

Kalabalık sohbetler, ideal köpük ve tam kıvam

Samimi ve sıcak sohbetlerin en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin, kalabalıkları birleştiren bir gücü olduğu da kesin. Bazen kendimizle baş başa geçirdiğimiz keyifli anlara eşlik etse de bazen de birlikte olmanın tadına varmamızı sağlayan en lezzetli eşlikçi. Neyse ki 6 Fincan Kapasitesi ile herkese yetecek kadar lezzet Arçelik Telve’de.

Üstelik, Cooksense teknolojisi; her fincanın ideal ve tam kıvamda olmasını sağlayarak tüm damaklarda eşsiz bir tat yaratmayı da başarıyor. Kalabalık dost buluşmalarında bile Arçelik Telve ile herkesin kahvesi tam istediği gibi, tam kıvamında.

İlklerin unutulmaz olduğunu hepimiz biliyoruz… Arçelik’in de ilk otomatik Türk kahvesi makinesinin mucidi olarak, en az Türk kahvesinin kendisi kadar gönlümüzdeki yeri bambaşka. Siz de yıllara meydan okuyan ve geçmişten günümüze aynı mükemmel lezzeti her fincanda korumayı başaran Arçelik Telve ile kahve keyfinizi ikiye katlamak istiyorsanız hemen tıklayın.

En mutlu, en keyifli, en duygulu anlarımızda, iyi ki varsın Telve!

*Bu yazı Arçelik katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale