Bitişler & başlangıçlar: ‘Hiç ummadığınız yollar için kapınız çalınmış olabilir’

Bazen isteyerek bazen de hiç beklemediğimiz anlarda bazı bitişlerle karşı karşıya kalırız yaşamda. Bir kişi gider hayatımızdan, bir işten çıkarız, yeni bir şehre taşınırız… Ve daha nicesi. Hadi itiraf edelim, çoğu zaman bu bitişleri olduğundan daha da dramatik hale getirmeye meyilliyiz insanoğlu olarak.

Gelin, hep birlikte bu konunun biraz daha derinine inelim. Hayatımızda bu bitişleri yaşadığımızda sadece o olaya odaklandığımız ve neden, nasıl bu noktaya geldiğimizi sorguladığımız için çoğu zaman olumlu tarafını görmemekte ısrarcıyızdır. Bu arada amacım Polyannacılık yapmak değil yanlış anlamayın, gerçekten bu konuya farklı bir bakış açısı getirebileceğimizi sizinle paylaşmak.

Yakın çevremizden örneklere baktığımızda, bir kişi bir ayrılık yaşar ve o çok sevdiği kadınla/erkekle kurduğu hayallerinin yıkılmasına üzülür uzunca bir süre. Hatta bazen öyle şeyler duyarız ki, hayatın sonu gelmiştir, artık o kişi için hiçbir şeyin anlamı yoktur gibi gibi. Ve burada dikkat edin, çoğu zaman üzüldüğümüz şey aslında o kişinin gidişi bile değil kendi kurduğumuz hayallerin yıkılmasıdır. Ya da başka bir örnek daha, bir kişi çokça emek verdiği işinden kovulmuştur ve belki aylarca kendine yapılan haksızlıkla boğuşurken bulur kendini. Çünkü bunu hak etmemiştir ve verdiği onca emeğin karşılığı bu son asla değildir. Bir yerlerden tanıdık geldi değil mi bu örnekler?

İlk anlatacağım hikayem, ortaokul, lise ve üniversite hayatımı geçirdiğim ve hayatımdaki birçok önemli ve unutulmaz anıya şahit olan Ankara’dan İstanbul’a taşınmam. Dile kolay tam 12 yıllık bir geçmişimiz vardı, kimine göre sadece grilikten ibaret olan ve hiçbir şey ifade etmeyen sevgili Ankarayla. (Evet kabul edelim, bu yazıyı okuyan çoğu kişi Ankara hakkında böyle düşünüyor :)) Okul bittikten sonra iş konusunda Ankara’da kalmayacağım az çok belliydi aslında ama bu İstanbul konusundaki çekincelerimin önüne geçemiyordu tabii. Başlıca çekincelerim de tüm arkadaşlarım Ankara’daydı, tüm bildiğim mekanlar, sokaklar Ankarayla ilgiliydi… İstanbul’a gelip işe başladıktan sonra yıllar içinde o kadar güzel insanlarla çevrildi ki etrafım, ben bile şaşırdım bu duruma. O çok eleştirdiğimiz beyaz yakalı iş hayatında çok sağlam dostluklar kurdum. Ve yıllar içinde o kadar değerli şeyler öğrendim ki hepsi şu anki Ecehan için altın değerinde, o kadar da korktuğum gibi olmadı yani günün sonunda.

İkinci hikayeyse hayatımın 10 yılını beraber geçirdiğim, çocukluktan yetişkinliğe adım attığım o dönemde her an yanımda olan kişiden ayrılma hikayem. 6 senelik ilişki sonrası 4 senelik evlilikle sürdürdüğümüz ilişkimiz boşanmayla sonuçlandı bundan yaklaşık 2.5 sene önce. İlk zamanlar, hatta ne ilk zamanları, uzunca bir süre bunun hep üzücü yanlarıyla boğuştum. Kendime karşı yapılan haksızlıkları, bu bitişin benim hayatımı nasıl kötü yönde etkilediğini, tek başıma ne yapacağımı, düşünüp durdum. Hem kendime hem de karşıdaki kişiye öfkemle ne yapacağımı bilmediğim zamanlarım oldu.

Ama sonrasında kesinlikle terapinin de desteğiyle bu durumun benim hayat yolumda nasıl da olumlu sonuçlar getirdiğine şahit olmaya başladım ve yavaş yavaş uyandım diyebilirim aslında. Bu verdiğim karar, kendi yolumu bulmak için duygusal anlamda üzücü ama bir o kadar da yerinde olmuştu. Aslında yıllardır kendimden nasıl kaçtığımı ve kendime nasıl haksızlık ettiğimi fark ettim. Hayatla ilgili yapmam ve yapmamam gereken şeyleri bir bir önüme sürdü bu süreç. Daha sağlıklı bir ilişkiye adım attım mesela, kendimle zaman geçirmeyi ve bundan nasıl da zevk aldığımı öğrendim. Yolumu bulmak için oldukça uğraştım hala da uğraşıyorum tabii ama inanın keyif alıyorum bundan. Korktuğum gibi olmamıştı sonuçları uzun vadede ama kolay mıydı asla.

Uzun lafın kısası, bazen bitişlere inanın olur mu? Bu bitişler hayatınızda hiç ummadığınız yolları size göstermek için kapınızı çalmış olabilir. Demiyorum ki, hiç üzülmeyin hemen unutun ve hayata atılın. O üzülmeleri, dibe çöküşleri de yaşayın ki daha büyük bir enerjiyle yukarı kendinizi itebilin. Bazen işte hayatınızdan giden o insanlar, hikayesi biten dostluklar ya da sonlanan işler yenilerine yer açmak için. Bunu bir anda kabul edemeyeceksiniz belki ama arada hatırlamakta fayda var bana inanın.

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekin: 30’lara doğru ‘Kimim ben?’

Ecehan Kaylan
1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın ... Devam